Mide Gazı - Geğirme Nedenleri ve Tedavisi

Sağlıklı insanlarda yapılan bir çalışmalarda 10 mililitre sıvıyla yaklaşık 8-32 mililitre hava yutulduğu gösterilmiştir. Dik pozisyonda yutulmuş hava midenin üst kısmında birikir. Midenin üst bölgesindeki gerilmeyle yemek borusu ile mide bileşkesinde geçici gevşeme olur. Böylece yutulmuş hava dışarı çıkar. Hava yemek borusuna girdiğinde gerilmeye neden olur. Böylece yemek borusunun üst kısmı gevşer ve gaz yutağa doğru kaçarak ağız yolu ile atılır. Yemek sonrası 3-4 geğirme normaldir. Bu yutkunma esnasında havanın yutulmasından kaynaklanmaktadır. Geğirme, reflü ve fonksiyonel hazımsızlıkta sık görülmekle birlikte tek başına bir şikayet olarak da görülebilen bir fonksiyonel gastrointestinal sistem hastalığıdır.

Sağlık 20.05.2019, 16:40 21.05.2019, 14:32 Emre
Mide Gazı - Geğirme Nedenleri ve Tedavisi

Geğirme kadar insanı toplum içinde zor duruma düşüren, rahatsız eden bir sağlık problemi az bulunur. Hele bir de yüksek sesli ve gürültülü olduğunda, çevreden rahatsız edici bakışlar çevrilmeye başladığında, işler iyice kontrolden çıkabilir. İyi ama nasıl oluyor da küçük bir organdan bu kadar çok gaz çıkartılabiliyor. Sürekli gaz mı üretiliyor, midede bu kadar çok gaz olabilir mi? Hastalar bu konuda çevrelerinden eleştiri almaya başladıklarında ve kendilerine biraz hakim olmaları istenildiğinde verdikleri cevap çoğunlukla “…ama elimde değil…” şeklindedir.

Geğirme hastayı ve çevresini ciddi olarak rahatsız etmeye başlayınca çareler aranır. Komşunun, akrabanın önerdiği mide ilaçları denenir, olmaz. Bitkisel ilaçlar konusunda şöhretli ilim sahiplerinin (!) formülleri uygulanır, fayda etmez. Doktora gidilir, endoskopi yapılır, gastrit tanısı konur, yoğun antibiyotik tedavileri uygulanır yine de işe yaramaz. Hatta bazılarında geğirme daha da şiddetlenir. Gazlı içecekler kesilir fayda etmez. Düzelmeyince tekrar tekrar endoskopi yapılır, en sonunda da bir türlü iyileştirilemeyen (daha doğrusu iyileşmediği sanılan) gastrit suçlu ilan edilir. Artık o iflah olmaz bir gastrit hastasıdır. Bu sefer de gastrit konusunda iyi bir doktor aranmaya başlanır, sonunda bir kaç tane de bulunur ancak onların verdiği antibiyotik tedavisi de öncekilerden pek farklı değildir.

Midede gaz, şişkinlik ve geğirme problemi olan hastalar bir türlü kendini anlatamaz, çektikleri sıkıntılar anlaşılmaz. Ev halkı anlamaz, komşular anlamaz, arkadaşlar anlamaz, doktorlar bile anlamaz. Doktorların çoğu bu konuda yeterli eğitim almamıştır. Kanser, ülser, infeksiyon gibi tehlikeli hastalıkların teşhisinde çok iyi olan doktorlar bu konuya gelince bir şey yapamamaktadırlar, çoğu zaman dinlemek bile istememektedirler, bazıları da hastayı suçlamakta, sorunun psikolojik olduğunu ileri sürmektedir. Gerçekten de tıp eğitiminde kanser, ülser, enfeksiyon gibi ciddi hastalıklara verilen önem, dispepsi, irritabl barsak sendromu gibi fonksiyonel hastalıklara verilmemektedir.

Sayıları az da olsa konuyu bilen, hastayı anlayan doktorlar yine de vardır ama bu seferde hastalar bu doktorların problemi anladığını anlamaz, teşhislerini kabullenmek istemez. Çünkü bu sefer de doktorlar önemli bir problem olmadığını, hastaların kendilerinin isteyerek hava yutup-çıkardıklarını söylemektedirler. Hastalar bunu kesinlikle kabullenmek istemez, ciddi bir hastalıktan kaynaklandığını iddia etmeye devam ederler. Karşılıklı anlaşılamama problemi had safhadadır. Yakınları baskı yapıp, “…defalarca endoskopi yapıldı, birçok doktora gittin önemli bir şeyin yokmuş…” dediklerinde daha çok strese girer, geğirmeleri çok daha gürültülü bir hal almaya başlar, “…bak ne kadar zor durumdayım, ama siz beni hiç anlamıyorsunuz...” der gibidirler. Dışa kapalı ve çaresiz görünürler.

GAZ, ŞİŞKİNLİK VE GEĞİRME MEKANİZMASI

İşin aslı nedir, gerçekten bu insanların midesinde çok fazla gaz mı var, şimdi bunu biraz açıklamaya çalışalım:

Mide gerilmeye, içerisindeki basınçtaki artışına karşı çok duyarlıdır. Gerildiği zaman, basınç düzeyi belirli seviyelerin üzerine çıktığı zaman rahatsızlık hissedilir. Mide içi basınç belirli sınırları aşmayacak şekilde ve hassas bir şekilde kontrol edilir. Midenin girişinde ve çıkışında giriş ve çıkışları kontrol eden iki kapağı vardır. Giriş tarafındaki kapaktan yutulan besinler mideye girer. Çıkış tarafındaki kapaktan ise sindirilmiş besinler emilmek üzere ince bağırsaklara gönderilir. Mide içi basınç belirli sınırları aşarsa içerideki besinler ve salgılar ya yemek borusuna ya da ince bağırsaklara doğru kontrolsüz bir şekilde püskürtülür. Bunun olmamasını sağlayan iki önemli mekanizma vardır:

1) Mide gevşemesi ve esneklik:
Normalde mide açken içi boşken kasılarak küçülür. Hacmi azalır. Böylece içinde birikinti kalmaz, temiz olarak durur. Yemek yerken besinler ve sıvılar geldikçe gevşeyerek, genişler. Hacmi artar, yeni gelenlere yer açılır. İçi doldukça gevşer, genişler, böylece basıncın artması önlenir. Doldukça gevşeyerek genişler, boşaldıkça kasılarak küçülür. Bunun sayesinde basınç hep sabit düzeyde ve düşük olarak kalır. Gevşeyip genişleyemezse gerginlik, şişkinlik, rahatsızlık ve ağrı hissedilebilir.  Erken doyma, acıkmama gibi belirtiler ortaya çıkabilir. Boşaldıkça kasılıp küçülemezse, mide aşağıya kasıklara doğru sarkar ve içindekiler ince bağırsağa geçemez, midede birikir ve kokuşma olabilir. Bu şekilde midenin genişleyip sarkmasına gastroparezi denir.

2) Geğirme:
Normalde her insan lokmaları yutarken elinde olmadan bir miktar da hava yutar. Yutulan bu hava midenin en yüksek noktası olan kubbe şeklindeki fundus bölgesinde birikir. Bu havanın miktarı arttıkça mide içindeki basınç ta artar. Basınç belirli bir düzeyi aşınca fundustaki algılayıcılar (sensörler) tarafından tetiklenen bir refleks ile mide ile yemek borusu arasındaki kapak açılır ve hava ağız yoluyla çıkarılır. Geğirme dediğimiz bu refleks yoluyla fazla hava çıkarılarak basınç tekrar düşürülür.
İnsan midesi gerilmeye, yüksek basınca karşı çok duyarlıdır. Midede çok etkin çalışan basınç, gerilme algılayıcılar (sensörler) vardır. Mide içi basıncın belli sınırları aşacak şekilde artması sindirimi bozucu yönde etki gösterir. Basınç arttığında basınç algılayıcıları uyarılır ve gerekli tepkiler (refleksler) başlar. Yukarda da bahsedildiği şekilde midede gevşeme yoluyla midenin esnekliği artırılabilir; böylece genişliği ve kapasitesi artar. Bu şekilde mide içi basınç düşürülmüş olur, buna komplians (esneklik) artışı denir. İkinci basınç düşürme yolu ise yukarda anlatıldığı gibi mide ile yemek borusu arasındaki kapağın kısa bir süre açılarak fazla havanın atılmasıdır.

Normalde lokmaları yutarken her insan lokma ile beraber bir miktar da hava yutar demiştik. Bu hava midenin fundus adı verilen kubbe şeklindeki üst bölümünde toplanır. Basınç algılayıcılar uyarılınca, uyarının şiddetine göre, insanda tokluk, dolgunluk, gerginlik, rahatsızlık, şişkinlik, sertlik ve ağrı gibi hisler oluşur. Geğirme yolu ile hava çıkarılıp basınç düşürülünce de bir rahatlama hissi oluşur. Bu her insanın yemeklerden sonra yaşadığı, bildiği, tanıdık bir histir.

Midede doluluk, gerginlik, rahatsızlık, şişkinlik, sürekli tokluk hissi ve ağrı gibi belirtiler dispepsi, ülser, gastrit, kanser, aşırı yeme, midenin gerilmesi veya aşırı duyarlılık gibi birçok farklı durumlarda oluşabilir. Yani bu belirtiler sadece basınç artışına özel değildir. Geğirme ile rahatlama olduğunu daha önceden bilen, o hissi tanıyan hasta bu farklı rahatsızlıkların her hangi birinde hava çıkararak rahatlamaya uğraşabilir. Farklı farklı nedenlerle oluşmuş rahatsızlıkların geğirme yolu ile rahatlayacağını zannedebilir. Çünkü belirtileri benzerlik göstermektedir.

Ama işler her zaman hastanın düşündüğü gibi olmaz. Yandaki resimde görüldüğü gibi o kadar da fazla hava yoktur. Bir veya iki kez çıkarınca midedeki gaz biter. Bu sırada hissedilen rahatlama hastaya yetmez. Rahatlama hissi çabucak geçer. Rahatlama peşinde koşan hasta eninde sonunda daha fazla gaz çıkarmanın bir yolunu bulur. Yani hava yutmayı öğrenir. Önce hava yutar, sonra da geğirerek geri çıkarır. Böylece kısa süren, geçici rahatlamalar yaşamaya devam eder. Sonuçta bunu tekrar tekrar yapmayı alışkanlık haline getirir.

Aşırı geğirme bir taraftan kısa süreli, anlık rahatlama hissi yaşatırken bir taraftan da mide ile yemek borusu arasındaki kapağın sık sık açılması nedeniyle, reflüye neden olarak, yeni problemlere yol açar.

Bazı hastalar midede ciddi bir rahatsızlık olmasa da bu rahatlama hissini yaşamak için gaz çıkarmayı alışkanlık haline getirebilir. Stresli olunan zamanlarda da, geğirme bir rahatlama yöntemine dönüşür, kronikleşir. Sinir krizi geçirenlerde iyice şiddetlenebilir.

BASINÇ ALGILAYICILARIN AŞIRI DUYARLILIĞI

Basıncı beynimize ileten sensörler (algılayıcılar) her zaman mükemmel çalışmayabilir. Midede gerilme ve basınç duyusunu hissetmemizi sağlayan algılayıcılar yanıltılabilir, beynimize yanlış uyarı gönderebilir. Aslında basınç artışı yokken gerginlik, şişkinlik hissine neden olabilir. Bilimsel çalışmalarda bu algılayıcıların rahatsız edici bir uyarı ile bir süre tekrar tekrar uyarılması sonucunda çalışmasının bozulduğu, hassasiyetlerinin arttığı ispatlanmıştır. Midede oluşan iltihaplar, asit ve safra gibi tahriş edici kimyasal maddeler, enfeksiyonlar, mideye dokunan ilaçlar ve kimyasal maddeler ile psikolojik stresin basınç algılayıcılarının hassasiyetini artırdığı bilinmektedir. Hassasiyeti artan sensörler normal durumlarda bile basıncın arttığı algısı oluşturabilir, gerilme, şişkinlik olduğu hissini verebilir. Bu hastalar rahatlamak için, aslında olmayan mide gazını çıkarmaya, geğirmeye çalışırlar. Bu duruma aşırı duyarlılık (hipersensitivite) adı verilmektedir. Böyle hastalar midelerinin hassas olduğunu, pek çok şeyin dokunduğunu ifade ederler.

GASTROPAREZİ

Mide içinde basınç anormalliklerine neden olan bir durum da gastroparezidir. Gastroparezide mide felç olmuş gibidir.  Midenin pompalama, öğütme hareketleri yeterince iyi yapılamaz, sindirilemeyen gıdalar midede normalden daha uzun süre kalır ve mide içi basıncı artabilir. Midede pompalama ve öğütme yeterince yapılamadığı için birikme ve buna bağlı gerilme olur.

DİSPEPSİ

Midenin aşırı duyarlılığı (hipersensitivite), çalışma bozukluğu (gastroparezi), midenin kronik iltihapları (gastrit), stres gibi faktörlerin ayrı ayrı veya birlikte, bir birleriyle etkileşerek oluşturdukları klinik tabloya Dispepsi diyoruz. Dispepsiye hazımsızlık ta denmektedir. Dispepsi olan hastalar midelerinde şişkinlikten rahatsızdır. Erken doyarlar,  yemekten sonra uzun süre tokluk hissi devam eder. “Mideme taş oturmuş gibi hissediyorum” derler genellikle. Mide ağrısı ve bulantı olabilir. Dispepsi olan hastalarda midede gaz şikâyetine ve geğirme problemine sık rastlıyoruz.

Bütün bu durumlarda hasta çözümü geğirerek rahatlamakta arayabilir. Ama doğru bir yaklaşım değildir. Rahatlatacağına daha da kötüleştirebilir. Asıl çözüm şişkinlik, yalancı tokluk hissi, gerginlik ve gaz gibi hislerin oluşma nedenlerinin saptanması ve bu nedenlerin tedavi ile ortadan kaldırılmasıdır. Mesela dokunan bir ilaç veya besin varsa ondan uzaklaşmak, kesmek doğru bir yaklaşım olacaktır. Mide hareketleri bozulmuşsa, gastroparezi oluşmuşsa yemeklerin daha fazla ve iyi çiğnenerek yenmesi, hazmı güç olan besinlerden kaçınılması gerekir. Gastropareziye uygun bir diyet tedavisi yapılabilir. Algılayıcılarda hassasiyet artışı yani aşırı duyarlılık (hipersensitivite) varsa bunu normale çevirmeye yönelik tedaviler uygulanabilir.

GEĞİRME TEDAVİSİ

Tedavide başarının ilk şartı hastanın neler olduğunu anlamasına bağlıdır. Havayı rahatlamak için ve kendisinin, isteyerek yutup çıkardığını anlamalıdır. Çoğu zaman midede fazla gaz olduğu hissi bir yanılgıdan ibarettir. Hastalar midede normalden fazla gaz olduğuna ve geğirmekle bundan kurtulmaya çalıştıklarına inanırlar. Aslında yutup, yutup çıkarmaktadırlar. Hava yutmayı bir tedavi yöntemi gibi uyguladıklarını anlamaları gerekir. Gaz çıkarırken videoya kaydedilip izlettirilirse hava yuttuklarını anlamaları kolaylaşabilir. Bu sırada bazı tipik hava yutma hareketleri yaparlar. Önce yutkunur, sonra gaz çıkarırlar. Bazıları da göğüs kafesini genişleterek havayı içeri çeker, sonrada çıkarırlar. Baş, boyun ve göğüs hareketleri tipiktir.

Hastalar havayı rahatlamak için kendilerinin bizzat yuttuklarını anladıktan sonra gerisi kolaylaşır. İkinci adım olarak midede gerginlik hissi oluşturan asıl problemin tedavisi gereklidir. Yukarda bahsedildiği gibi pek çok farklı mide hastalığı bunun nedeni olabilir. Bunlar uygun şekilde araştırılmalı ve tedavi edilmelidir. Bazı durumlarda mide boşalma zamanı, pHmetri, impedans gibi ileri tetkikler gerekebilir.

Pek çok hastada aşırı uyarlılık yani hassasiyet artışı vardır. Bu durumda doğrudan basınç algılayıcıların hassasiyet düzeyini ayarlayıcı tedaviler uygulanır. Burada bazı özel antidepresan ilaçlar işimize yarayabilir. Hastada depresyon veya stres olmasa da sensör duyarlılığını düzenleyerek yararlı olurlar. Hastaların bir kısmı antidepresan kullanmaya karşı ön yargılıdır. Bu tür ilaçlar verildiğinde doktorun bir hastalık olduğuna inanmadığını düşünebilmektedirler. Mide ve bağırsakların kendi sinir sistemleri vardır. Antidepresanların bu sinir sistemi üzerinde de etkileri vardır. Burada çoğu zaman amaç depresyon tedavisi değil enterik sinir sistemi adı verilen bu sinirlerin ve sensörlerin çalışmasının düzenlenmesidir. Hastalar iyi bilgilendirildiklerinde genellikle tedaviye uyumlu oluyorlar. Tabi bu yararlı etki tüm antidepresanlarda aynı düzeyde mevcut değildir. Her antidepresan umulan faydayı sağlayamaz. Sindirim sistemindeki sinir hücrelerine daha iyi etki eden, daha özel antidepresanlar vardır.

Hassasiyet artışı strese bağlı ise buna yönelik psikiyatrik tedavi de yardımcı olabilir. Bazı hastalarda ise geğirme bir davranış bozukluğu halini almış kronikleşmiştir.  Bir davranış biçimi olmuştur ve düzeltilmesi zor olabilir. Bu amaçla da psikiyatri desteği gerekebilir.

Özet olarak midede gaz, şişkinlik ve geğirme olanların tedavisinde yapılabilecekleri şöyle sıralayabiliriz:

  • Yeme içme alışkanlıklarının düzeltilmesi gereklidir
  • Yemekler yavaş yenmeli ve çok iyi çiğnenmelidir. Bu hastaların mideleri genellikle iyi çalışmaz, hazmetmez. Yemekler iyi çiğnenirse hazmı çok daha kolay olur, şişkinlik ve geğirti yapmaz.
  • Çok fazla lif içeren besinlerden kaçınılmalıdır. Bu hastaların sebze ve meyve kabuklarını yemesi uygun değildir, eritilemeyebilir.
  • Yeterli su tüketilmelidir. Özellikle yemeklerden 1-2 saat sonra, yudum yudum ve bol miktarda su tüketilmelidir.
  • En çok rahatsızlık veren yemek, akşam yemeğidir. Akşam yemekleri çok hafif olmalıdır ve kesinlikle geç saatlere bırakılmamalıdır. Yatarken mide tamamen boşalmış olmalıdır. Kesinlikle geç saatte veya gece kalkıp atıştırma yapılmamalıdır.
  • Çok yağlı ya da kızartılmış besinlerden uzak durulmalıdır.
  • Dışarda yemek yerken çok seçici olunmalıdır. Hazır gıdalarda sindirimi çok zor, çok düşük kaliteli bileşenler kullanılabiliyor.
  • Midede şişkinlik ve geğirmeye ek olarak mide yanması ve ağrısı da varsa, öncelikle reflü araştırması yapılmalı, gerekirse tedavi edilmelidir.
  • Çözüm bulunamayan hastalara psikiyatrik değerlendirme ve gastrointestinal motilite incelemeleri yararlı olabilir.

Mide çalışma bozukluğu açısından yararlı olabilecek diğer yazılar aşağıdaki ilgili haberler kısmında bulabilirsiniz...

Yorumlar (4)
Ezgi 5 yıl önce
Sürekli geğirip duruyorum. İlk başlarda rahatlatır gibi oluyor fakat daha sonra midede yanma ve mide borusu kapakçığında sanki bir şey yediğimde kesiyorlar gibi oluyor.
Mehmet 5 yıl önce
Gerçekten de benim geğirme olayım mideme kendi kendime gaz topluyor olmammış. Bir süre geğirme olayını bırakıp, burnumdan nefes almaya başladım ve birkaç gün içinde her şey normale döndü. Bu makaleyi hazırlayanlara çok teşekkür ediyorum.
Mevlüt 5 yıl önce
Bu geğirmeler beni deli etmeye başladı. Bu makalede söylediğine göre ben bunu alışkanlık haline getirmişim deniyor. ve hava yutup yutup veriyormuşum. Bunu söylediğiniz şekilde deneyeceğim. Eğer düzelirse size buraya yazarım.
Miktat öksüz 5 yıl önce
Midemde şişkinlik var yemek yiyorum veceye az cıkıyorum vece hissimyok dışkı kesik kesik az oluyor çok rahatsızlık veriyor göğüs ümü sıkışdırıyor
15
açık
Günün Anketi Tümü
En Çok Sevdiğiniz Renk Hangisi?
Namaz Vakti 27 Temmuz 2024
İmsak 04:01
Güneş 05:48
Öğle 13:16
İkindi 17:11
Akşam 20:33
Yatsı 22:12
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 38 102
2. Fenerbahçe 38 99
3. Trabzonspor 38 67
4. Başakşehir 38 61
5. Kasımpasa 38 56
6. Beşiktaş 38 56
7. Sivasspor 38 54
8. Alanyaspor 38 52
9. Rizespor 38 50
10. Antalyaspor 38 49
11. Gaziantep FK 38 44
12. A.Demirspor 38 44
13. Samsunspor 38 43
14. Kayserispor 38 42
15. Hatayspor 38 41
16. Konyaspor 38 41
17. Ankaragücü 38 40
18. Karagümrük 38 40
19. Pendikspor 38 37
20. İstanbulspor 38 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 34 75
2. Göztepe 34 70
3. Sakaryaspor 34 60
4. Bodrumspor 34 57
5. Ahlatçı Çorum FK 34 56
6. Kocaelispor 34 55
7. Boluspor 34 53
8. Gençlerbirliği 34 51
9. Bandırmaspor 34 50
10. Erzurumspor 34 44
11. Ümraniye 34 43
12. Manisa FK 34 40
13. Keçiörengücü 34 40
14. Adanaspor 34 39
15. Şanlıurfaspor 34 38
16. Tuzlaspor 34 38
17. Altay 34 10
18. Giresunspor 34 7
Takımlar O P
1. M.City 38 91
2. Arsenal 38 89
3. Liverpool 38 82
4. Aston Villa 38 68
5. Tottenham 38 66
6. Chelsea 38 63
7. Newcastle 38 60
8. M. United 38 60
9. West Ham United 38 52
10. Crystal Palace 38 49
11. Brighton 38 48
12. Bournemouth 38 48
13. Fulham 38 47
14. Wolves 38 46
15. Everton 38 40
16. Brentford 38 39
17. Nottingham Forest 38 32
18. Luton Town 38 26
19. Burnley 38 24
20. Sheffield United 38 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 38 95
2. Barcelona 38 85
3. Girona 38 81
4. Atletico Madrid 38 76
5. Athletic Bilbao 38 68
6. Real Sociedad 38 60
7. Real Betis 38 57
8. Villarreal 38 53
9. Valencia 38 49
10. Deportivo Alaves 38 46
11. Osasuna 38 45
12. Getafe 38 43
13. Celta Vigo 38 41
14. Sevilla 38 41
15. Mallorca 38 40
16. Las Palmas 38 40
17. Rayo Vallecano 38 38
18. Cadiz 38 33
19. Almeria 38 21
20. Granada 38 21