Radyasyon Tedavisi Nedir? Nasıl Uygulanır ve Yan Etkileri

Radyoterapi (ışın tedavisi) iyonize radyasyonun kullanılarak kanser hastalığının tedavi edilmesi anlamına gelir. Radyoterapi ile verilen yüksek dozdaki radyasyon, kanserli hücreleri öldürebilir ve bölünüp çoğalmalarını engelleyebilir. Radyoterapi, normal hücrelere göre çok daha hızlı büyüyüp, çoğalan kanser hücreleri üzerinde oldukça etkilidir.

Sağlık 09.10.2020, 19:30 09.10.2020, 21:46 Nurselin Kaba
Radyasyon Tedavisi Nedir? Nasıl Uygulanır ve Yan Etkileri

İÇİNDEKİLER:

  1. Radyasyon Tedavisi Nedir?
  2. Radyasyon Tedavisi Nasıl Uygulanır?
  3. Radyasyon Tedavisinin Çeşitleri
  4. Radyasyon Tedavisinin Olası Yan Etkileri Nelerdir?

Radyasyon Tedavisi Nedir?
Radyasyon tedavisinde tümörleri küçültmek ve kanser hücrelerini öldürmek amacıyla yüksek enerjili radyasyon kullanır. X ışınları, gama ışınları ve yüklü parçacıklar kanser tedavisinde kullanılan radyasyon çeşitleridir.

Radyasyon, vücudun dışındaki bir makineden (eksternal-ışın radyasyon tedavisi) veya vücudun içinde, kanser hücrelerine yakın bir yere konan radyoaktif maddeden gelebilir (internal radyasyon tedavisi, aynı zamanda brakiterapi de denir).

Sistemik radyasyon tedavisinde radyoaktif iyot gibi kanser hücrelerini öldürmek için kanda dolaşan radyoaktif maddeler kullanılır.

Kanser hastalarının yaklaşık yarısına tedavileri süresince radyasyon tedavisi türlerinden biri uygulanır.

Radyasyon tedavisi kanser hücrelerini nasıl öldürür?
Radyasyon tedavisi, kanser hücrelerinin DNA’larına (hücrenin içinde yer alan ve genetik bilginin nesilden nesile taşınarak aktarılmasını sağlayan moleküller) zarar vererek onları öldürür. Radyasyon tedavisi DNA’ya doğrudan veya hücrelerin içinde DNA hasarına yol açacak olan yüklü parçacıklar (serbest radikaller) oluşturarak zarar verir.

DNA’sı onarılamayacak kadar hasara uğrayan hücreler bölünmelerini durdururlar veya ölürler. Hasara uğramış olan hücreler öldüklerinde, vücudun doğal işlemleriyle parçalanarak uzaklaştırılırlar.

Radyasyon tedavisi yalnızca kanser hücrelerini mi öldürür?

Hayır, radyasyon tedavisi normal hücrelere de zarar verir, bu da yan etkilerin görülmesine yol açar.

Doktorlar, bir radyasyon tedavisi kürü planlarlarken normal hücreler üzerinde oluşabilecek hasarları da dikkate alırlar. Normal bir dokunun güvenli şekilde alabileceği radyasyon miktarı vücudun her bölgesi için ayrı ayrı bilinmektedir. Doktorlar tedavi sırasında radyasyonu nereye hedefleyeceklerine karar verirken bu bilgiyi kullanırlar.

Hastalar niçin radyasyon tedavisi alırlar?
Radyasyon tedavisi bazen küratif amaçla (tedavinin tümörü yok ederek, kanser nüksünü önleyerek ya da her iki yoldan, kanseri iyileştireceği umuduyla) uygulanır. Böyle olgularda, radyasyon tedavisi tek başına ya da cerrahi girişim, kemoterapi veya her ikisiyle birlikte uygulanabilir.

Radyasyon tedavisi aynı zamanda palyatif amaçla da uygulanabilir. Palyatif tedaviler, iyileştirme amaçlı değildir. Bunun yerine belirtileri düzeltirler ve kanserin yol açtığı acıyı hafifletirler.

Palyatif radyasyon tedavisinin bazı örnekleri şunlardır:

  • Vücudun başka bir yerinden beyne sıçrayan (metastaz yapan) kanser hücrelerinin oluşturduğu tümörleri küçültmek için beyine uygulanan radyasyon.
  • Omuriliğe bası yapan veya bir kemiğin içinde büyüyen, bu nedenle de ağrıya sebep olan bir tümörü küçültmek için verilen radyasyon.
  • Hastanın yemesini ve içmesini engelleyen, yemek borusuna yakın yerleşimli bir tümörün küçültülmesi için uygulanan radyasyon.

 
Radyasyon Tedavisi Nasıl Uygulanır?

Belirli bir hasta için radyasyon tedavisi nasıl planlanır?
Bir radyasyon onkoloğu, simülasyon ile başlayan ve tedavi planlaması adı verilen bir işlemle hastanın tedavisini düzenler.
Simülasyon sırasında, detaylı görüntüleme incelemeleri yapılarak hastanın tümörünün yerini ve bunun etrafındaki normal alanları gösterilir. Bu incelemeler genellikle bilgisayarlı tomografi (BT / CT) olup, buna ek olarak manyetik rezonans görüntüleme (MRI), pozitron emisyon tomografisi (PET) ve ultrason incelemesi de yapılabilir.

Bilgisayarlı Tomografi Cihazı:

  • Radyasyon tedavisi planlamasında BT incelemeleri sıklıkla kullanılır. BT inceleme sırasında, bir röntgen cihazına bağlı bilgisayar aracılığıyla vücudun içine ait görüntüler elde edilir.

Radyasyon Tedavisi Kafa Maskesi:

  • Baş bölgelerine radyasyon tedavisi uygulanan hastalar maskeye gereksinim duyabilirler. Bu maske başın hareket etmesini önleyerek hastanın her tedavide tamamen aynı pozisyonda olmasını sağlar.

Simülasyondan sonra, radyasyon onkoloğu tam olarak tedavi edilecek yeri, tümöre ulaştırılacak toplam radyasyon miktarını, tümörün etrafındaki normal dokulara ne kadar dozun gitmesine izin verileceğini ve radyasyonun verileceği en güvenli açıları (yoları) belirler.

Radyasyon onkoloğu ile birlikte çalışan personel (fizikçi ve dozimetristler de dahil) uygulanacak olan kesin radyasyon planının detaylarını tasarlamak için gelişmiş bilgisayarlar kullanırlar. Plan onaylandıktan sonra, radyasyon onkoloğu tedavinin başlamasına izin verir. Tedavinin ilk gününde, ve bundan sonra genellikle haftada bir kez, tedavilerin tam olarak planlandığı gibi gerçekleşip gerçekleşmediğinden emin olmak için pek çok kontroller yapılır.

Kanser tedavisinde uygulanan radyasyon dozları gray (Gy) adı verilen birimle ölçülür. Bir gray 1 kilogram insan dokusunca emilen radyasyon enerjisi miktarıdır. Farklı tipte kanser hücrelerini öldürmek için farklı dozlarda radyasyon gereklidir.

Radyasyon bazı tip normal dokuları diğerlerinden daha kolay tahrip edebilir. Örneğin, üreme organları (testisler ve yumurtalıklar) radyasyona karşı kemiklerden daha hassastır. Radyasyon onkoloğu tedavi planlaması sırasında tüm bu bilgileri göz önünde bulundurur.

Vücudun bir bölgesi daha önceden radyasyon tedavisi görmüşse, ilk tedavide ne kadar radyasyon verildiğine bağlı olarak hastanın aynı bölgeye ikinci kez radyasyon tedavisi alması mümkün olmayabilir. Vücudun bir bölgesine önceden hayat boyu alabileceği maksimum radyasyon dozu uygulanmışsa, başka bir bölge ile aralarında yeterli uzaklık olduğu takdirde yeni bölgeye de radyasyon tedavisi uygulanabilir.

Tedavi için seçilen alan genellikle tümörün tümünü ve tümörün çevresinde az bir miktardaki normal dokuyu içerir. Normal doku başlıca iki nedenle tedavi edilir:

  • Tedavi aralarında tümörün yerini değiştirebilecek nefes alıp verme veya vücuttaki organların hareketleri gibi etkenleri hesaba katmak için.
  • Tümörün hemen bitişiğindeki normal dokulara sıçramış olan kanser hücrelerine (mikroskobik lokal yayılım adını alır) bağlı oluşabilecek nüksleri azaltmak için.

Radyasyon tedavisi hastalara nasıl uygulanır?
Radyasyon, vücudun dışındaki bir makineden (eksternal-ışın radyasyon tedavisi) veya vücudun içinde, kanser hücrelerine yakın bir yere konan radyoaktif maddeden gelebilir (internal radyasyon tedavisi, daha sıklıkla brakiterapi de denir). Sistemik radyasyon tedavisinde, vücuttaki dokulara kan yolu ile ulaşan radyoaktif madde ağızdan veya toplardamar yoluyla verilir.

Radyasyon onkoloğu tarafından düzenlenen radyasyon tedavisi tipi pek çok faktöre bağlıdır, bunlar arasında aşağıdakiler bulunmaktadır:

  • Kanserin tipi.
  • Kanserin büyüklüğü.
  • Kanserin vücuttaki yeri.
  • Kanserin radyasyona duyarlı normal dokulara ne kadar yakın olduğu.
  • Radyasyonun vücutta alması gereken mesafe.
  • Hastanın genel sağlık durumu ve tıbbi özgeçmişi.
  • Hastaya başka tür kanser tedavisi uygulanıp uygulanmayacağı.
  • Hastanın yaşı veya diğer tıbbi durumlar gibi başka faktörler.

Radyasyon Tedavisinin Çeşitleri

Eksternal-Işın Radyasyon tedavisi
Eksternal ışın radyasyon tedavisi en sık foton ışınları şeklinde (x-ışınları ya da gamma ışınları) uygulanır. Bir foton, ışığın ve diğer tip elektromanyetik radyasyonun temel yapı birimidir. Bir enerji paketi olarak düşünülebilir. Bir fotondaki enerji miktarı değişiklik gösterebilir. Örneğin, gamma ışınları, x-ışınlarından sonra en yüksek enerjiyi içeren fotonlara sahiptir.

Eksternal ışın radyasyon tedavisinde kullanılan Çizgisel (lineer) Hızlandırıcı:

  • Eksternal-ışın radyasyon tedavisinde lineer hızlandırıcı (aynı zamanda LINAC da denir) adı verilen makine kullanılır. LINAC makinesi hızlı hareket eden atom altı parçacıklardan oluşan bir akım üretmek için elektrik kullanır. Bu da kanser tedavisinde kullanılabilen yüksek enerjili radyasyonu oluşturur.

Hastalar genellikle eksternal ışın radyasyon tedavisini haftalar süren günlük tedavi seansları şeklinde alırlar. Bu seansların sayısı verilen toplam radyasyon dozu da dahil olmak üzere pek çok faktöre bağlıdır.

En sık kullanılan eksternal ışın radyasyon tedavisi türlerinden biri 3-boyutlu konformal radyasyon tedavisi (3D-CRT) adını alır. 3D-CRT ile çok gelişmiş bilgisayar yazılımı ve ileri tedavi cihazları kullanarak çok ince hesaplanmış hedef bölgelere radyasyon uygulanır.
Günümüzde eksternal ışın radyasyon tedavisinin pek çok farklı yöntemi kanser tedavisi amacıyla denenmekte ve kullanılmaktadır.

Bu yöntemler arasında şunlar bulunur:

Yoğunluk ayarlı radyoterapi (YART) (Intensity-modulated radiation therapy (IMRT)):
IMRT'de kollimatör denen yüzlerce minik radyasyon ışın şekillendirici cihazlar tek doz radyasyon uygulamak için kullanılır (2). Kollimatörler sabit olabildiği gibi tedavi süresince hareket de edebilir, bu da tedavi seansları sırasında radyasyon ışınlarının yoğunluğunun değişmesine olanak sağlar. Bu çeşit doz ayarlaması (modülasyonu) sayesinde tümörün farklı bölgelerine veya yakındaki dokulara farklı dozda radyasyon uygulanması sağlanmış olur.

Diğer tür radyasyon tedavilerinin aksine IMRT ters yönde planlandır (ters tedavi planlaması denir). Ters tedavi planlamasında radyasyon onkoloğu tümörün ve etraftaki dokunun farklı bölgelerine uygulanacak radyasyon dozlarını seçer, daha sonra da yüksek güçlü bilgisayar programı bu iş için gerekli ışın sayısını ve radyasyon tedavi açılarını hesap eder. Buna karşın, geleneksel (ileri) tedavi planlamasında, radyasyon onkoloğu radyasyon ışınlarının açılarını ve sayısını önceden hesaplar ve bilgisayarlar her bir planlı ışından ne kadar doz iletileceğini hesaplarlar.

IMRT’nin amacı gerek duyulan yerlere uygulanan radyasyon dozunu artırmak ve çevredeki belli duyarlı normal dokuların maruz kaldıkları radyasyon miktarını azaltmaktır. 3D-CRT ile karşılaştırıldığında, IMRT baş ve boyunun radyasyon tedavisi gördüğünde ortaya çıkabilen tükürük bezlerinin zarar görmesi (ağız kuruluğu veya kserostomiye neden olabilir) gibi bazı yan etkileri azaltabilir Bununla birlikte, IMRT'de toplamda daha fazla normal doku radyasyona maruz kalır. IMRT’nin 3D-CRT ile karşılaştırıldığında, tümör büyümesini daha iyi kontrol edip etmediği ve daha iyi hasta sağ kalım oranlarına neden olup olmadığı henüz tam bilinmemektedir.

Görüntü kılavuzluğunda radyoterapi (Image-guided radiation therapy (IGRT)):
IGRT de tedavi sırasında tekrarlanan görüntüleme incelemeleri (BT, MRI veya PET) uygulanır. Bu görüntüleme incelemeleri tedaviye bağlı olarak tümörün boyutlarında ve yerleşiminde oluşan değişiklikleri saptamak ve gerek duyulduğunda hastanın pozisyonu ile planlanan radyasyon dozunu değiştirebilmek için bilgisayarlarla işlenir. Tekrarlanan görüntülemeler radyasyon tedavisinin başarısını artırabilir ve tedavi için planlanan doku hacmini azaltarak normal dokuya ulaşan toplam radyasyon dozunu düşürebilir.

Tomoterapi:
Tomoterapi bir tür görüntü-kılavuzluğunda IMRT'dir.  Tomoterapi cihazı BT görüntüleme aygıtı ile eksternal-ışın radyasyon tedavi makinesi karışımı melez bir araçtır. Tomoterapi makinesinin hem görüntüleme hem de tedavi için radyasyon veren bölümü BT cihazı gibi hastanın etrafında tamamen dönebilir.

Tomoterapi cihazları hastadaki tümöre ait görüntüleri tedavi seanslarından hemen önce elde ederek tümörün kesin olarak hedeflenmesine ve normal dokunun korunmasına olanak sağlar.
Standart IMRT gibi, tomoterapi normal dokunun yüksek radyasyon dozlarından korunması konusunda 3D-CRT’den daha iyi olabilir. Bununla birlikte, 3D-CRT ile tomoterapinin karşılaştırıldığı klinik deneyler henüz yapılmamıştır.

Stereotaktik radyocerrahi:
Stereotaktik radyocerrahi (SRS) küçük bir tümöre daha yüksek dozlarda radyasyon verebilir. SRS'de ileri derecede hassas görüntü-kılavuzlu tümör hedefleme ve hastaya pozisyon verme sağlanır. Bu nedenle, normal dokulara fazla zarar vermeden yüksek doz radyasyon verilebilir.

SRS sadece sınırları düzgün olan, küçük tümörlerde kullanılabilir. En sık beyin ve omurilik tümörlerinin tedavisinde ve diğer kanser tiplerinin beyine yaptığı metastazlarda (sıçramalarda) uygulanır. Bazı beyin metastazlarını tedavi etmek için hastalara SRS’ye ek olarak beynin tümüne radyasyon tedavisi (tüm-beyin radyasyon tedavisi denir) uygulanabilir.

SRS’de yüksek doz radyasyonun doğru bir şekilde uygulanabilmesini sağlamak için hastayı tedavi sırasında hareketsiz kılacak bir kafa çerçevesi veya başka bir cihaz kullanmak gerekebilir.

Stereotaktik vücut radyasyon tedavisi:
Stereotaktik vücut radyasyon tedavisi (SBRT) ile çoğu kez, 3D-CRT'ye göre daha az sayıda seansla, daha küçük radyasyon alanları ve daha yüksek dozlar kullanarak radyasyon tedavisi uygulanabilir. Tanım gereği, SBRT beynin ve omuriliğin dışındaki tümörleri tedavi eder. Bu tümörlerin vücudun normal hareketi ile yerinden oynama olasılığı daha fazla olduğu için ve bu nedenle de beyindeki ya da omurilikteki tümörler kadar kesin hedeflenemediklerinden dolayı, SBRT genellikle birden fazla doz halinde verilir. SBRT karaciğer ve akciğerlerdeki tümörler dahil olmak üzere, sadece küçük, izole (tek) tümörlerin tedavisinde kullanılabilir.
Pek çok doktor SBRT sistemlerinden bahsederken CyberKnife® gibi marka isimlerini kullanır.

Proton tedavisi:
Eksternal-ışın radyasyon tedavisi yukarıda açıklanan foton ışınlarıyla olduğu gibi proton ışınları ile de uygulanabilir. Protonlar bir tür yüklü parçacıktır.
Proton ışınlarının foton ışınlarından başlıca farkı yaşayan dokularda enerji biriktirmeleridir. Fotonların dokuya ilerlerken yolda küçük paketler halinde enerji depolamalarına karşın, protonlar enerjilerinin büyük kısmını yolun sonunda biriktirirler (buna Bragg zirvesi denir) ve yolda daha az enerji birikimi yaparlar.
Teorik olarak, protonların kullanımı tümöre daha yüksek dozda radyasyon iletilmesine olanak tanıyarak normal dokuların maruz kaldığı radyasyon miktarını azaltır.  Proton tedavisi henüz klinik deneylerde standart eksternal ışın radyasyon tedavisi ile karşılaştırılmamıştır.

Diğer yüklü parçacık ışınları:
Elektron ışınları cilt kanseri ya da vücudun yüzeyine yakın tümörler gibi yüzeysel tümörlere radyasyon vermek için kullanılır, ancak dokunun derinliklerine kadar ulaşamazlar. Bu nedenle, vücudun derinlerinde yer alan tümörleri tedavi edemezler.
Hastalar bu farklı radyasyon tedavisi yöntemlerini kendi kanser türleri için hangisinin uygun olduğunu belirlemek ve bulundukları bölgede bu tedavinin yapılıp yapılmadığını ya da klinik bir çalışmaya dahil olup olmamayı doktorlarıyla tartışabilirler.

İnternal radyasyon tedavisi
İnternal radyasyon tedavisi (brakiterapi) vücüdun üstüne ya da içine yerleştirilen radyasyon kaynaklarından (radyoaktif maddeler) radyasyon verilmesidir. Kanser tedavisinde pek çok brakiterapi teknikleri kullanılır. İnterstisyel brakiterapide prostat tümörü gibi tümör dokusuna yerleştirilen radyasyon kaynağı kullanılır. İntrakaviter (boşluk içi) brakiterapi’de cerrahi bir boşluğa ya da göğüs boşluğu gibi bir vücut boşluğuna, tümörün yakınına bir kaynak yerleştirilir. Göz içindeki melanomun tedavisi için uygulanan episkleral brakiterapi’de göze iliştirilen bir kaynak kullanılır.

Brakiterapi’de radyoaktif izotoplar minik misketlerin ya da “tohum”ların içine yerleştirilir. Bu tohumlar iğne, kateter veya başka bir taşıyıcı gibi bir iletim cihazı kullanılarak hastaların içine yerleştirilir. İzotoplar doğal olarak bozunmaya uğradıkları için, yakınlarındaki kanser hücrelerini hasara uğratan radyasyon salarlar.

Yerlerinde bırakılırlarsa birkaç hafta ya da ay sonra izotoplar tamamen bozunarak tüm radyasyonlarını tüketmiş olurlar ve daha fazla radyasyon oluşturmazlar. Tohumlar vücutta bırakılırlarsa zarar vermezler.
Brakiterapi bazı kanserlere eksternal ışın radyasyon tedavisine göre daha yüksek dozda radyasyon ulaşmasını sağlarken normal dokulara daha az hasar verir.

Brakiterapi düşük doz hızlı veya yüksek doz hızlı tedavi şeklinde uygulanabilir:

  • Düşük doz hızlı tedavide kanser hücreleri kaynaktan günler içine yayılan bir sürede devamlı düşük-doz radyasyon alırlar.
  • Yüksek doz hızlı tedavide vücudun içine yerleştirilen iletim borularına bağlı bir robotik cihaz tümörün içine veya çok yakınına bir ya da daha fazla radyoaktif kaynağa kılavuzluk yapar, sonra da her tedavi seansının sonunda bu kaynakları geri çıkartır. Yüksek-doz-hızlı tedavi bir ya da daha fazla sayıda tedavi seansında uygulanabilir.
  • Yüksek-doz-hızlı tedaviye bir örnek memeyi koruyan ameliyatların uygulandığı meme kanserli hastaların tedavisinde araştırılan MammoSite® sistem’dir.

Brakiterapi kaynaklarının yerleştirilmesi kalıcı veya geçici olabilir:

  • Kalıcı brakiterapide kaynaklar cerrahi olarak vücuda takılır ve tüm radyasyon tükense de orada bırakılır. Bırakılan (ve üzerinde radyoaktif izotopların bulunduğu) materyal hastaya herhangi bir rahatsızlık veya zarar vermez. Kalıcı brakiterapi bir çeşit düşük doz hızlı brakiterapidir.
  • Geçici brakiterapide radyasyon kaynaklarını iletmek için borular (kateterler) veya diğer taşıyıcılar kullanılır ve hem bunlar hem de radyasyon kaynakları tedavi sonrası dışarı çıkarılır. Geçici brakiterapi düşük doz hızlı veya yüksek doz hızlı tedavi şeklinde uygulanabilir.

Doktorlar brakiterapi’yi tek başına ya da çevredeki normal dokuları korurken tümöre “takviye” radyasyon vermek için eksternal ışın radyasyon tedavisine ek olarak uygulayabilir.

Sistemik radyasyon tedavisi
Sistemik radyasyon tedavisinde hasta, radyoaktif iyot veya monoklonal antikora bağlı radyoaktif bir madde gibi radyoaktif bir maddeyi yutar veya enjeksiyonla alır.
Radyoaktif iyot (131I) bazı tür tiroit kanserlerini tedavi etmede yardımcı olan bir çeşit sistemik radyasyon tedavisidir. Tiroid hücreleri radyoaktif iyodu tutarlar.
Bazı diğer tip kanserlerin tedavisinde kullanılan sistemik radyasyon tedavisinde bir monoklonal antikor, radyoaktif maddenin doğru yeri hedeflemesine yardımcı olur.  Radyoaktif maddeye iliştirilmiş bir antikor, tümör hücrelerinin yerlerini belirleyerek ve onları öldürerek kanda hareket eder.

Örneğin:

  • İbritumomab tiuxetan (Zevalin®) isimli ilaç B-hücreli non-Hodgkin lenfomanın (NHL) bazı tiplerinin tedavisi için Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) tarafından onaylanmıştır. Bu ilacın antikor kısmı B lenfositlerinin yüzeyinde bulunan bir proteini tanıyarak buna bağlanır.
  • Tositumomab ve iodine I 131 tositumomabın (Bexxar®) tedavide birlikte kullanımı bazı NHL tiplerinin tedavisi için onaylanmıştır. Bu tedavi şeklinde, hastaya ilk önce radyoaktif olmayan tositumomab antikorları verilir, ardından 131I iliştirilmiş tositumomab antikorları ile tedavi gerçekleştirilir. Tositumomab ile ibritumomab, B lenfositlerinin üzerinde aynı proteine bağlanırlar. Antikorun radyoaktif olmayan türü normal B lenfositlerinin 131I’in saldığı radyasyondan zarar görmesini önlemede yardımcı olur.

Farklı kanser tipleri için diğer pek çok sistemik radyasyon tedavi ilaçları halen klinik deneylerle araştırılmaktadır.

Bazı sistemik radyasyon tedavisi ilaçları kemiğe atlamış olan (kemik metastazı) kanserlere bağlı ağrıları giderir. Bu palyatif radyasyon tedavisinin bir türüdür. Samarium-153-lexidronam ve strontium-89 chloride gibi radyoaktif ilaçlar kemik metastazına bağlı ağrıların tedavisinde kullanılan radyofarmasötiklerdendir.

Neden radyasyon tedavisinin bazı türleri çok sayıda küçük dozlar halinde verilmektedir?

  • Eksternal ışın radyasyon tedavisinin pek çok türünde hastalar, hastaneye veya kliniğe haftada 5 güne kadar varan sıklıkta ve haftalarca gelmek zorundadırlar. Her gün, planlanan toplam radyasyon dozunun bir tanesi (tek doz) uygulanır. Bazen, bir gün içinde iki kez tedavi verildiği de olur.

Eksternal ışın radyasyon tedavisinin pek çok türü günde bir kez uygulanır. Günde bir kez yapılan tedavinin başlıca iki nedeni vardır:

  • Normal dokulara verilen hasarı en aza indirmek.
  • Kanser hücrelerinin radyasyona hücre döngüsünün DNA hasarı açısından en hassas olduğu noktalarda maruz kalmalarını sağlamak.

Son on - yirmi yılda, doktorlar diğer bölümleme şemalarının yararlı olup olmayacağını araştırmışlardır, bunlar arasında:

  • Hızlandırılmış bölümleme—tedavi, tedaviyle geçen hafta sayısını azaltmak için daha büyük günlük ya da haftalık dozların kullanımını içerir.
  • Hiperfraksinasyon (artırılmış bölümleme)—daha küçük dozda radyasyon günde bir defadan fazla verilir.
  • Hipofraksinasyon (azaltılmış bölümleme)—tedavi sayısını azaltmak içim günde bir kez ya da daha sık olmak üzere daha büyük doz radyasyon verilir.

Araştırmacılar farklı tip tedavi bölümlemelerinin geleneksel bölümlemelerden daha etkili veya aynı etkide olsalar da daha uygun olmalarını ummaktadırlar.

Bir hastaya ne zaman radyasyon tedavisi uygulanır?
Bir hastaya cerrahi girişim öncesi, cerrahi girişim sırasında veya sonrasında radyasyon tedavisi uygulanabilir. Bazı hastalar radyasyon tedavisini cerrahi girişim ya da başka bir tedavi olmaksızın, tek başına alabilir. Bazı hastalar radyasyon tedavisini kemoterapi ile birlikte aynı zamanda alabilir. Radyasyon tedavisinin zamanlaması tedavi edilen kanserin türüne ve tedavinin amacına (iyileşme veya belirtileri giderme) göre değişir.

Cerrahi girişimden önce uygulanan radyasyon tedavisine preoperatif veya neoadjuvan radyasyon tedavisi adı verilir. Neoadjuvan radyasyon tedavisi tümörün cerrahi olarak çıkarılabilmesi ve ameliyattan sonra tekrarlama riskinin azaltılması için tümörü küçültme amacıyla uygulanır.
Cerrahi girişim sırasında uygulanan radyasyon tedavisine intraoperatif radyasyon tedavisi (IORT) adı verilir. IORT eksternal ışın radyasyon tedavisi (fotonlarla veya elektronlarla) olabileceği gibi brakiterapi de olabilir. Ameliyat sırasında radyasyon verilirken yakınlardaki normal dokuların radyasyona maruz kalmamaları için fiziksel olarak korunabilirler. IORT bazen normal dokuların tümöre çok yakın olduğu durumlarda eksternal ışın radyasyon tedavisine olanak sağlamak için de uygulanır.

Cerrahi girişimden sonra uygulanan radyasyon tedavisine postoperatif veya adjuvan radyasyon tedavisi adı verilir.

Bazı komplike ameliyatlardan (özellikle karında ve pelviste) sonra verilen radyasyon tedavisinde çok fazla sayıda yan etki oluşabilir; bu nedenle bu olgularda radyasyonu ameliyattan önce vermek daha güvenli olabilir.

Kemoterapi ile radyasyon tedavisinin kombine olarak (birlikte) aynı zamanda verilmesine kemoradyasyon veya radyokemoterapi adı verilir. Bazı kanser türlerinde kemoterapi ile radyasyon tedavisi kombinasyonu daha fazla kanser hücresi öldürebilir (bu da iyileşme şansını artırır), ancak daha çok yan etkiye de yol açabilir.

Kanser tedavisinden sonra, hastalar sağlık durumlarının takibi ve olası kanser nüksünün araştırılması için onkologları tarafından takibe alınırlar.

Radyasyon tedavisi hastayı radyoaktif yapar mı?
Eksternal ışın radyasyon tedavisi hastayı radyoaktif yapmaz.
Geçici brakiterapi tedavileri sırasında, radyoaktif madde vücudun içerisindeyken, hasta da radyoaktiftir; ancak madde vücuttan çıkarıldıktan sonra hasta artık radyoaktif değildir. Geçici brakiterapide hasta genellikle hastanedeki diğer insanları radyasyondan koruyan özel bir odada kalır.

Kalıcı brakiterapide vücuda konan radyoaktif materyal, radyasyon kaynağının yerleştirilmesinden sonra günler, haftalar ve aylar boyunca radyoaktif kalacaktır. Bu süre zarfında hasta da radyoaktif olacaktır. Bununla birlikte, cildin yüzeyine ulaşan radyasyon miktarı genellikle çok düşüktür. Yine de, bu radyasyon, radyasyon monitörleri ile belirlenerek gebe kadınlarla ve küçük çocuklarla temas günler veya haftalar boyu kısıtlanabilir.

Bazı tip sistemik radyasyon tedavileri geçici olarak hastanın vücut sıvılarında (tükürük, idrar, ter ya da dışkı gibi) düşük düzeyde radyasyon bulunmasına neden olabilir. Sistemik radyasyon tedavisi gören hastaların bu süre içinde özellikle 18 yaşından küçük çocuklar ve hamile kadınlar olmak üzere diğer kişilerle temaslarını kısıtlamaları gerekebilir.

Hastanın doktoru veya hemşire, bu tür önlemlerin alınması gerekiyorsa hasta yakınlarına ve bakıcılarına daha fazla bilgi verecektir. Zaman içinde (genellikle günler veya haftalar), vücudun içindeki radyoaktif materyal bozunur ve hastanın vücudundan dışarı çıkan radyasyon hiç ölçülemez hale gelir.

Radyasyon Tedavisinin Olası Yan Etkileri Nelerdir?
Radyasyon tedavisi hem erken (akut) hem de geç (kronik) yan etkilere neden olabilir. Akut yan etkiler tedavi sırasında görülürken, kronik yan etkiler tedavi bittikten aylar, hatta yıllar sonra ortaya çıkabilir.  Oluşan yan etkiler vücudun tedavi edilen bölgesine, günlük verilen doza, verilen toplam doza ve hastanın genel tıbbi durumuyla aynı zamanda verilen diğer tedavilere bağlıdır.

Radyasyonun akut yan etkileri, tedavi edilen bölgedeki hızlı bölünen normal hücrelerin zarar görmesine bağlı olarak ortaya çıkar. Bu etkiler arasında ciltte iritasyon (tahriş) ya da radyasyon ışınlarına maruz kalan bölgelerde hasar bulunur. Bunlara örnek olarak da baş veya boyun bölgesi tedavi edilirken tükürük bezlerinin hasar görmesi ya da saçların dökülmesi, veya alt karın bölgesi tedavi edilirken idrar sorunlarının ortaya çıkmasıdır.

Akut yan etkilerin çoğu tedavi bittikten sonra yok olur, ancak bazıları (tükürük bezi hasarı gibi) kalıcı olabilir. Amifostine adlı ilaç tedavi süresince verilirse tükürük bezlerini radyasyonun verdiği zarardan korunmasına yardımcı olabilir. Amifostine FDA tarafından tedavi süresince normal dokuları korunması için onaylanan tek ilaçtır. Bu tip ilaca radyoprotektör (radyasyondan koruyucu) denir. Diğer potansiyel radyoprotektörler klinik deneylerde test edilmektedir.

Halsizlik vücudun neresi tedavi edilirse edilsin sık görülen bir yan etkidir. Kusma ile birlikte veya tek başına görülen bulantı karın tedavi edildiğinde daha sık görülür, bazen de beyin tedavi edildiğinde ortaya çıkar. Tedavi sırasında oluşan bulantı ve kusmayı önleyecek ya da giderecek ilaçlar mevcuttur.
Radyasyon tedavisinin geç yan etkileri bazen görülür, bazen de görülmeyebilir. Vücudun tedavi edilen bölgesine bağlı olarak geç yan etkiler arasında şunlar bulunabilir:

  • Fibroz (normal dokunun yerine kabuk benzeri bağ dokusunun geçmesi, etkilenen bölgede hareket kısıtlanmasına yol açar).
  • Bağırsakların hasar görerek ishal ya da kanamanın oluşması.
  • Hafıza kaybı.
  • İnfertilite (çocuk sahibi olamama, kısırlık).
  • Nadiren radyasyona maruz kalmanın neden olduğu ikinci bir kanser görülebilir.

Radyasyon tedavisinden sonra görülen ikinci kanserler vücudun tedavi gören bölgesine bağlı olarak oluşurlar.

Örneğin Hodgkin lenfoma nedeniyle göğsünden radyasyon tedavisi gören kızlarda yaşamlarının ileri dönemlerinde meme kanseri gelişme riski artar. Genelde, hayat boyu ikinci bir kanser görülme sıklığı çocukken veya gençliklerinde kanser tedavisi görenlerde en yüksektir.

Hastanın geç yan etkilerden etkilenip etkilenmeyeceği, radyasyon tedavisine ek olarak kanser tedavisinin diğer özelliklerine ve hastanın kendi risk faktörlerine bağlıdır. Bazı kemoterapi ilaçları, genetik risk faktörleri ve hayat tarzı (sigara içmek gibi) geç yan etkilerin görülme riskini artırabilir.

Radyasyon onkoloğu bir hastanın kanser tedavisinin bir parçası olarak radyasyon tedavisi önerirken, tedavinin bilinen risklerini her bir hasta için (belirtilerin geçmesi, tümörün küçülmesi veya potansiyel iyileşme de dahil) potansiyel yararları ile dikkatli bir şekilde karşılaştırır.

Yüzlerce klinik araştırmanın sonuçları ve doktorların kişisel deneyimleri, radyasyon onkologlarının hangi hastaların radyasyon tedavisinden yarar görme olasılığının yüksek olduğuna karar vermelerinde yardımcı olur.

Radyasyon tedavisini daha iyi hale getirmek için hangi araştırmalar yapılmaktadır?
Doktorlar ve bilim adamları klinik deney denen araştırma çalışmaları yaparak radyasyon tedavisinin kanseri daha güvenli ve etkili bir şekilde tedavi etmek için nasıl uygulanacağına ilişkin bilgi edinmeye çalışmaktadırlar. Klinik deneyler araştırmacılara yeni tedavi yöntemlerinin etkinliğinin olduğu kadar yan etkilerinin de standart olanlarla karşılaştırılması olanağı sağlamaktadır.

Araştırmacılar tedavi sırasında gerçek-zamanlı görüntü elde edebilecek şekilde görüntü kılavuzlu radyasyonun daha iyi hale getirilmesi için çalışmaktadırlar. Gerçek zamanlı görüntüleme iç organların solunuma bağlı olarak normal hareketlerini ve tedavi sırasında tümör boyutlarında oluşan değişiklikleri kompanse (telafi) etmeye yardımcı olur.
Araştırmacılar aynı zamanda hücrelerin radyasyona yanıtını değiştiren radyosensitizerler (radyasyona karşı duyarlı hale getiriciler), radyasyondan koruyucular ve kimyasal maddeler üzerine çalışmalar yapmaktadır.

  • Radyosensitizerler kanser hücrelerini radyasyon tedavisinin etkilerine karşı daha duyarlı hale getiren ilaçlardır. Pek çok madde radyosensitizer olarak araştırılmaktadır. Buna ek olarak,  5-fluorouracil ve cisplatin gibi bazı kanser ilaçları kanser hücrelerini radyasyon tedavisine karşı daha duyarlı hale getirir.
  • Radyasyondan koruyucular (radyoprotektanlar da denir) normal hücreleri radyasyon tedavisinin zararlarından koruyan ilaçlardır.  Bu ilaçlar radyasyona maruz kalan normal hücrelerde onarımı uyarır. Potansiyel radyopretektan olarak bir çok madde halen incelenmektedir.

Araştırmacılar karbon iyon ışınlarının radyasyon tedavisinde kullanımını araştırmaktadırlar, ancak şu an bu ışınların kullanımı deney aşamasındadır. Karbon iyon ışınları dünyada sadece birkaç sağlık merkezlerinde bulunur. Araştırmacılar geleneksel radyasyon tedavisine dirençli olan bazı tümörlerin tedavisinde karbon iyon ışınlarının yararlı olabileceği ümidini taşımaktadırlar.



Yorumlar (0)
15
açık
Günün Anketi Tümü
En Çok Sevdiğiniz Renk Hangisi?
Namaz Vakti 19 Nisan 2024
İmsak 04:38
Güneş 06:12
Öğle 13:08
İkindi 16:53
Akşam 19:55
Yatsı 21:22
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 32 87
2. Fenerbahçe 32 85
3. Trabzonspor 32 52
4. Beşiktaş 32 48
5. Rizespor 32 48
6. Başakşehir 32 46
7. Kasımpasa 32 46
8. Sivasspor 32 44
9. Antalyaspor 32 42
10. Alanyaspor 32 42
11. A.Demirspor 32 40
12. Samsunspor 32 38
13. Ankaragücü 32 37
14. Kayserispor 32 37
15. Konyaspor 32 36
16. Hatayspor 32 33
17. Gaziantep FK 32 31
18. Karagümrük 32 30
19. Pendikspor 32 30
20. İstanbulspor 32 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 30 68
2. Göztepe 30 60
3. Kocaelispor 30 52
4. Ahlatçı Çorum FK 30 52
5. Sakaryaspor 30 51
6. Bodrumspor 30 49
7. Boluspor 30 46
8. Bandırmaspor 30 46
9. Gençlerbirliği 30 44
10. Erzurumspor 30 41
11. Keçiörengücü 30 36
12. Şanlıurfaspor 30 34
13. Ümraniye 30 34
14. Manisa FK 30 33
15. Tuzlaspor 30 32
16. Adanaspor 30 32
17. Altay 30 15
18. Giresunspor 30 7
Takımlar O P
1. M.City 32 73
2. Arsenal 32 71
3. Liverpool 32 71
4. Aston Villa 33 63
5. Tottenham 32 60
6. Newcastle 32 50
7. M. United 32 50
8. West Ham United 33 48
9. Chelsea 31 47
10. Brighton 32 44
11. Wolves 32 43
12. Fulham 33 42
13. Bournemouth 32 42
14. Crystal Palace 32 33
15. Brentford 33 32
16. Everton 32 27
17. Nottingham Forest 33 26
18. Luton Town 33 25
19. Burnley 33 20
20. Sheffield United 32 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 31 78
2. Barcelona 31 70
3. Girona 31 65
4. Atletico Madrid 31 61
5. Athletic Bilbao 31 57
6. Real Sociedad 31 50
7. Valencia 31 47
8. Real Betis 31 45
9. Villarreal 31 39
10. Getafe 31 39
11. Osasuna 31 39
12. Las Palmas 31 37
13. Sevilla 31 34
14. Deportivo Alaves 31 32
15. Mallorca 31 31
16. Rayo Vallecano 31 31
17. Celta Vigo 31 28
18. Cadiz 31 25
19. Granada 31 17
20. Almeria 31 14