Şeker en büyük zehir!

Gerçek bir zehir olarak adlandırılan şeker bağımlılığından nasıl kurtulacağız?

Sağlık 30.05.2018, 04:04 30.05.2018, 05:17 Emre
Şeker en büyük zehir!

Şeker en büyük zehir!" başlıklı yazıları son zamanlarda çok fazla okur olduk. Uzmanlar şekerin zararlarını sıralamak ile kalmıyor gerçek bir bağımlılık olarak adlandırılan şekerden nasıl kurtulacağımız konusunda öneriler vermeye de devam ediyor.

  1. Uyuşturucu ile eş değer bir bağımlılığı olduğu belirtilen şekerin zararlarının farkında mısınız?
  2. Şeker tüketimini azaltmanın ve tamamen hayatımızdan çıkartmanın bize ne gibi faydaları olacaktır?

İngiltere Sağlık Bakanlığı, fazla şekere karşı bir 'şeker vergisini' gündeme getirdi. Bu demek oluyor ki şeker bundan 10 sene sonra, şu an uyuşturucu maddelerin gözümüzdeki yerine sahip olacak.

Hangi şekerin zararlı, hangisinin zararsız olduğu, kafaları en çok kurcalayan soru. FitWell Beslenme Koçu Cenk Özyılmaz, şekerin vücutta nelere dönüştüğünden, fazla tatlı yiyince ne yapmanız gerektiğine kadar bilmeniz gereken her şeyi kaleme aldı...

Şekeri tanımaya önce besin değeri ile başlayalım. Şeker, şeker pancarının fabrikalarda işlenerek şeker kısmının ayrılmasıyla elde edilir. Pancar doğal bir besin olmasına karşın, şeker saf besindir. Şeker saf enerji kaynağı sayılır. Ancak, tek başına alındığında yani protein, vitamin ve mineraller olmadığında şekerden enerji üretilemez. Bu nedenle şeker, 'boş kalori kaynağıdır'.

ASLINDA VÜCUDUN İHTİYACI YOK

Şeker; un, yağ, ceviz, fıstık, kaymak gibi besinlerle karıştırılıp kalori değeri çok yüksek tatlılar yapılır. Şekerlemelerin esası da şekerdir. Tatlı ve şekerlemeler zevkle sevilerek yenir. Böylece kişi farkında olmadan harcadığından fazla kalori alır ve obeziteye neden olur.

Obezite ise birçok hastalığa zemin hazırlar. Şekerin zehir etkisi yaratmaması için dengeli ve yerinde kullanılması gerekir. Yediğimiz ekmek ve diğer tahıl ürünleri de sindirildiğinde şekere çevrilir. Bu nedenle, insanın aslında şeker gereksinmesi yoktur. 

Yani hiç şeker tüketmesek de vücudumuz buna ihtiyaç duymaz.

Şeker, vücudun istediği bir besin değil, gerektiğinde diğer gıdalardan kendisinin üretebildiği bir besindir.

Nişastalı ve şekerli besinler yendikten sonra sindirilir ve meyvelerde bulunan basit şekerler şeklinde kana geçer. Sindirim sistemine şeker ve nişastalı maddelerin girmesi, pankreas organımızı uyararak 'insülin' hormonunun salgılanmasını sağlar.

Bu hormon, şekerin hücre içine girerek karaciğerde saklanmasına, parçalanarak vücut tarafından kullanılmasına yardımcı olur.

Normal durumda kandaki şeker miktarı ile salgılanan insülin hormonu miktarı, dengelidir. Böylece, yediğimiz şeker ve nişastalı besinlerden sindirim sonucu oluşan şeker kanda durmaz. Bir kısmı karaciğerimizde yedek olarak tutulur, kalanı da hücrelerde parçalanarak enerjiye ya da yağa çevrilir.

'ADETA SALGIN HASTALIK'

Amerikan Kalp Derneği tarafından tavsiye edilen şeker miktarı, günde altı tatlı kaşığı. Fakat The American Journal of Clinical Nutrition’da yayımlanan yeni bir araştırmaya göre, biz her gün bunun üç katından fazlasını alıyoruz. Bu da, gün aşırı şekerden gelen en az 300 eksta kalori demek. Cleveland Kliniği Wellness Enstitüsü’nden Uzman Kristin Kirkpatrick, “Aşırı şeker tüketimi adeta salgın hâline geldi” diyor.

Özellikle küçük çocuklarda şekerli mamalar çok yendiğinde, büyüme, gelişme duruyor ve çocuklar hastalanıyor. Obezite her hastalığın öncüsüdür ve obezitenin temel nedeni aşırı şeker tüketimi. Aşırı fruktoz alımı leptin direncini de artırıyor. Leptin bize yeterli miktarda yemek aldığımızı bildiren bir hormondur.

Buradaki problem ise genellikle beyinden gelen bu sinyali dikkate almamamızdan kaynaklanıyor.

Şekerin 'sessiz katil' olarak adlandırılmasının nedeni ise yol açtığı hastalıklara haber vermeden, yani belirtiler göstermeden neden olmasıdır. Şekerin obezite dışında yol açtığı pek çok rahatsızlık bulunuyor.

FAZLASI APTALLAŞTIRIR

  • Uzun vadede safra kanalı kanserine ve akciğer kanserine neden oluyor.
  • Vücutta kanser hücresi varsa bu hücreleri besliyor.
  • Depresyona, anksiyete bozukluklarına ve dalgınlığa neden oluyor. Hafif bir aptallık hissediyor veya zihinsel netlik hissedemiyorsanız, bunun sebebi önceki hafta içinde tükettiğiniz aşırı karbonhidrat olabilir. Henüz fazla yaşlanmamışken zayıf hafızaya ve alzheimera neden oluyor.
  • Diyabetin baş sorumlusu. Reaktif hipoglisemi ataklarına neden olup, olmadık yerlerde bayılmanıza sebep oluyor.
  • Aşırı kilo almanıza sebep oluyor ve kilo vermenizi gittikçe zorlaştırıyor. Sofradan aç kalksanız da kilo alıyorsunuz.
  • Damar tıkanıklığına sebep oluyor.
  • Kangren riskini artırıyor ve sinir sistemini tahrip ediyor.
  • Çocukların büyüme hormonlarının salgılanmasını engelliyor, tüm vücut hormonlarının dengesini bozuyor.
  • Konsantrasyon kaybına sebep olacağı için çocukların ders başarısını düşürüyor.
  • Dişlerin çürümesine neden olarak buna bağlı böbrek ve bağırsak iltihaplanmalarını getiriyor.
  • Migren hastalığına sebep oluyor ve sık sık baş ağrısı meydana getiriyor.
  • Vücudun savunma sistemini zayıflatıyor ve çeşitli virüslere karşı saldırıya açık hale getiriyor. Özellikle kış hastalıklarına davetiye çıkarıyor.

VÜCUT İÇİN İYİSİ KÖTÜSÜ YOK 

Vücudumuz; meyve, bal ya da sütte bulunan doğal şeker ile şeker kamışı ve şeker pancarından çıkarılan işlenmiş şeker arasında ayrım yapamıyor. Aldığımız bütün şeker, glikoz ve fruktoz olarak parçalanarak karaciğer tarafından işleniyor. Şeker glikojen ya da yağ olarak depolanıyor ya da glikoz olarak kan yoluyla hücrelerde kullanılmak üzere dağıtılıyor.

Sağlık açısından belirleyici olan, alınan şekerin miktarı. Hangi türden olursa olsun, beslenmemizdeki şeker miktarının toplam yediklerimizden aldığımız enerjinin yüzde 10'unu aşmaması gerekiyor. Yani yaşa, kiloya, aktiflik durumuna göre değişmekle beraber, aldığımız şekerin ortalama olarak erkekler için günde 70 gramı, kadınlar için ise 50 gramı aşmaması gerekiyor.

MARKETTE DİKKAT: 100 GRAMINDA 15 GRAM ŞEKER VARSA...

50 gram şeker; üç adet meyveye, 13 tatlı kaşığı toz şekere, iki kutu meşrubata, sekiz çikolatalı bisküviye eşdeğerdir.

Marketlerde alışveriş yaparken de şunu ölçü alabiliriz: 100 gramında 15 gram şeker barındıran bir işlenmiş gıda aşırı şekerli, 100 gramda 5 gram barındıranı ise düşük şekerli olarak sınıflandırılabilir.
En iyi şeker alma yolu doğal besinlerle beslenmek. Lif içeren bu besinler şekeri, karbonhidratı, yağı yavaş yavaş vücuda vererek bu dalgalanmaların önüne geçiyor. Ayrıca bu besinlerde bulunan vitamin, mineraller ve diğer bileşimler organizma için hayati derecede öneme sahip.

Fazla şeker tüketiminden sonra yarım su bardağı süt, iki adet ceviz, beş adet çiğ badem veya tarçın tüketerek kan şekerinin en üst seviyeye tırmanmasının önüne geçilebilir.

Peki, hangi besinler şekere alternatif olarak kullanılabilir?

BAL: Organik bal; içinde pek çok vitamin ve mineral içerir. Hakiki bal içinde bu bileşimler süper oranda bulunduklarından sağlık açısından çok faydalıdırlar. Ayrıca bal, şeker yerine kullanılabilecek en iyi tatlandırıcılardan biri.

HURMA: Tatlandırıcı gücü şeker ile aynı olan hurma lif, magnezyum, demir ve vitamin B6 açısından oldukça zengin. Hurmayı toz haline getirip sevdiğiniz tariflerinizde kullanabilir veya sabahları yediğiniz süt yulaf karışımınızı tatlandırabilirsiniz.

STEVIA: Stevia, Japonya’da otuz yılı aşkın süredir milyonlarca kişi tarafından tatlandırıcı ve gıda katkısı olarak kullanılıyor. Güney Amerika’da ise yüzyıllardır tatlandırıcı ve şifa bitkisi olarak kullanılıyor. Bu bitkiden elde edilen özütün, kan şekerini düzenleyici etkileri olduğu kabul ediliyor. Stevia normal şekerden çok daha tatlı olduğu halde bileşiğinde şeker içermiyor.



Yorumlar (2)
Özge 6 yıl önce
Böyle güzel bilgiler paylaştığınız için Teşekkürler.
Ali Cartadak 6 yıl önce
Ya sigaranın sağlık için zarlı olduğunu duydum. Bilirim, ama birde şeker çıktı, o da beyaz onun için bir benzetme yapmaya çalışıyorlar herhalde.
15
açık
Günün Anketi Tümü
En Çok Sevdiğiniz Renk Hangisi?
Namaz Vakti 16 Nisan 2024
İmsak 04:44
Güneş 06:16
Öğle 13:09
İkindi 16:52
Akşam 19:52
Yatsı 21:18
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 32 87
2. Fenerbahçe 32 85
3. Trabzonspor 32 52
4. Beşiktaş 32 48
5. Rizespor 32 48
6. Başakşehir 32 46
7. Kasımpasa 32 46
8. Sivasspor 32 44
9. Antalyaspor 32 42
10. Alanyaspor 32 42
11. A.Demirspor 32 40
12. Samsunspor 32 38
13. Ankaragücü 32 37
14. Kayserispor 32 37
15. Konyaspor 32 36
16. Hatayspor 32 33
17. Gaziantep FK 32 31
18. Karagümrük 32 30
19. Pendikspor 32 30
20. İstanbulspor 32 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 30 68
2. Göztepe 30 60
3. Kocaelispor 30 52
4. Ahlatçı Çorum FK 30 52
5. Sakaryaspor 30 51
6. Bodrumspor 30 49
7. Boluspor 30 46
8. Bandırmaspor 30 46
9. Gençlerbirliği 30 44
10. Erzurumspor 30 41
11. Keçiörengücü 30 36
12. Şanlıurfaspor 30 34
13. Ümraniye 30 34
14. Manisa FK 30 33
15. Tuzlaspor 30 32
16. Adanaspor 30 32
17. Altay 30 15
18. Giresunspor 30 7
Takımlar O P
1. M.City 32 73
2. Arsenal 32 71
3. Liverpool 32 71
4. Aston Villa 33 63
5. Tottenham 32 60
6. Newcastle 32 50
7. M. United 32 50
8. West Ham United 33 48
9. Chelsea 31 47
10. Brighton 32 44
11. Wolves 32 43
12. Fulham 33 42
13. Bournemouth 32 42
14. Crystal Palace 32 33
15. Brentford 33 32
16. Everton 32 27
17. Nottingham Forest 33 26
18. Luton Town 33 25
19. Burnley 33 20
20. Sheffield United 32 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 31 78
2. Barcelona 31 70
3. Girona 31 65
4. Atletico Madrid 31 61
5. Athletic Bilbao 31 57
6. Real Sociedad 31 50
7. Valencia 31 47
8. Real Betis 31 45
9. Villarreal 31 39
10. Getafe 31 39
11. Osasuna 31 39
12. Las Palmas 31 37
13. Sevilla 31 34
14. Deportivo Alaves 31 32
15. Mallorca 31 31
16. Rayo Vallecano 31 31
17. Celta Vigo 31 28
18. Cadiz 31 25
19. Granada 31 17
20. Almeria 31 14