Taş Devri Aldatmacası

Davranış Bilimleri Uzmanı Adem Serdaroğlu'nun 'İnsan Ve Hayat' dergisi'nin İnternet sitesinde yayımladığı, 'Taş Devri Aldatmacası' başlıklı makalesi...

Tarih 23.02.2018, 06:40 23.02.2018, 07:06
Taş Devri Aldatmacası

Tarihsel süreç içerisinde her alanda büyük ilerlemeler kaydedilmiş, bilim ve teknolojide büyük gelişmeler sağlanmıştır. Özellikle elektriğin icadı ve mekanik bilgisi 21. yüzyılın teknoloji ve bilgi çağı olarak anılmasını sağlamıştır. Fakat bu değişim ve gelişimler materyalistlerin iddia ettiği gibi bir “evrim” süreci değil, kültür ve tecrübe birikimi sayesinde teknoloji ve bilim gibi alanlarda katlanarak artan bir gelişimin sonucudur. - Adem Serdaroğlu

Bugün, Afrika steplerinde ve Güney Amerika ormanlarında vahşilerin yaşadığı gibi, Hazret-i Âdem’den sonra da bilgisiz ve ilkel yaşayan topluluklar olmuştur. Fakat bundan dolayı ne günümüzdeki, ne de ilk çağdaki insanları vahşi diye nitelendirmemiz doğru olmaz.

Avcılık ve toplama, hayvancılık, tarım ve son olarak da ticaret. Adam Ferguson, John Millar, Adam Smith gibi yazarlar ve düşünürler, tüm toplumların bu dört temel aşamadan geçerek sözde evrimleştiklerini iddia ederler. Evrimcilere göre ilk insanlar, yaptıkları basit aletlerle sadece avlanabiliyor ve etraftaki bitki ve yemişleri topluyorlardı. Zihin ve yetenekleri geliştikçe de evcil hayvanlar yetiştirmeye, daha sonra da tarımla uğraşmaya başladılar. Son olaraksa, ticaretle uğraşabilecek zekâ ve yeteneğe sahip oldular.

Materyalist (maddeci) felsefe, yaratılmayı bu şekilde inkâr eder. Onlara göre evren ve madde ezelidir; yani bir başlangıcı yoktur. Evrendeki canlılığın ve düzenin nasıl ortaya çıktığını açıklayamadıkları için de sözde bilimsel görüşlerinin temelini evrim teorisiyle açıklamaya çalışırlar. Bu senaryoya göre, evrendeki bütün düzen ve canlılık, bir dizi tesadüfün sonucunda kendiliğinden meydana gelivermiştir. İlkel dünyada bulunan bu cansız maddeler tesadüfen bir araya gelerek ilk canlı organizmayı oluşturmayı başarmış ve milyonlarca yıl süren imkânsız tesadüfler sonucunda da evrim zincirinin en sonunda bulunan insan meydana gelmiştir.

Evrimci bilim adamları, tek hücreden çok hücreye ve ardından maymundan insana doğru uzanan sözde evrim sürecini açıklayabilmek için, tarihin gelişimini taş devri masalıyla da senaryolaştırmışlardır. “İnsanlar ve maymunlar ortak bir atadan türemiştir” yalanını savunan evrimciler, bu iddialarını kendilerince kanıtlayabilmek için de bir takım arayışlara girişmişler ve arkeolojik kazılarda buldukları her taş ve ok parçasını veya çömlek kalıntılarını bu doğrultuda yorumlamışlardır. Karanlık bir mağarada hayvan postlara bürünerek oturan ve konuşma yeteneği olmayan yarı insan yarı maymun canlılar, yalnızca bir yalandan ibarettir. İlkel insan hiçbir zaman var olmamış ve taş devri de hiçbir zaman yaşanmamıştır. Bunlar evrimcilerin medya ve sözde bilimsel bulgular yardımıyla oluşturdukları senaryolardır sadece.  Biyoloji, paleontoloji, mikrobiyoloji ve gen bilimi başta olmak üzere bilim alanında yaşanan bütün gelişmeler, bugün evrim safsatasını tamamen ortadan kaldırmıştır.

Neden Taş?
Delinin biri kuyuya taş atmış, kırk akıllı onu çıkaramamış..” kabilinden bir durumdur bu. Çünkü geçmiş medeniyetlerden geriye çoğu zaman taş blokların, taştan yapıların ya da birtakım taş aletlerin kalmış olması son derece olağan bir durumdur. Birtakım taş yapıtlara ve eserlere bakarak o dönemin insanlarının sadece taşı kullanıp işleyebilen, teknik ve bilgiden uzak birer medeniyet olduklarını söyleyemeyiz. Yüz binlerce yıl önce yaşamış olan bir toplumdan geriye, görkemli ahşap yapıların, camdan zemini olan estetik evlerin ya da iç dekorasyon malzemelerinin kalmasını bekleyemeyiz. Taştan yapılanların haricindeki çoğu eserin binlerce yıl boyunca maruz kaldıkları doğal aşınmanın neticesinde un ufak olup toprağa karışacakları aşikârdır. Ahşabın, camın, bakırın, tuncun ve diğer çeşitli metallerin doğal koşullarda aşınması 100-200 yıl bile sürmemektedir. Dolayısıyla yalnızca bu taş bloklara dayanarak o dönemde yaşamış toplumların gündelik hayatları, sosyal ilişkileri, inançları, zevkleri ve de sanat anlayışları hakkında yorum yapılamaz.

Mesela mağaraların yazın serin, kışın da sıcak olması ve güvenlik bakımından daha uygun görülmesi insanları “vahşi mağara adamı” yapmaz. Sepet, deri, ahşap gibi organik maddelerin günümüze kadar ulaşamayıp sadece mağara kalıntılarının ulaşması “bütün insanlar mağaralarda yaşıyordu” yorumunu gerektirmez. Kerpiç veya ahşaptan evlerde yaşayanlara dair kalıntılar günümüze kadar ulaşamayacağı için insanları mağara adamı olarak damgalamak bilim değil, ancak art niyettir.

Evrimci Yaklaşım Yalanlayan Bulgular
Bize “ilkel mağara adamları” olarak tanıtılan insanlar, günümüzdeki ressamları aratmayacak bir yeteneğe ve estetik anlayışa sahiptiler. 80 bin yıl önce yaşamış olan ve bize evrimciler tarafından “maymun adam” gibi gösterilmeye çalışılan Neandertal ırkının, çeşitli aletler yaptığı, giyim-kuşam zevkine sahip olduğu ve kızgın kumlarda biçimli sandaletler giydiği bilinmektedir.

Yine Çatalhöyük’teki buluntular da evrimcilerin bu asılsız iddialarını yalanlamaktadır. Bölgedeki Arkeolog James Melaart, bu tutarsızlığı şu sözleriyle ifade etmektedir:

Neolitik dönemin önde gelen toplumlarından biri olan Çatalhöyük’teki gelişmiş toplumun sahip olduğu teknolojik özellikler hayrete düşürücüdür. Örneğin, obsidyen (sert bir volkanik cam türü) bir aynayı nasıl olup da hiç çizmeden parlatmışlardır, ya da taş boncuklarda günümüzün çelik iğnelerinin dahi açmakta zorlanacağı delikleri açmayı nasıl başarmışlardır? Ne zaman ve nasıl bakırı, kurşunu ve diğer metalleri eritmeyi öğrenmişlerdir?

Günümüz arkeologları, milattan binlerce yıl önce yapılmış son derece modern aletleri ortaya çıkarmaya devam etmektedir. Bugün dünyanın en büyük müzelerinde sergilenmekte olan ve 14 bin yıllık olan tığlar, 11 bin yıllık düğmeler, 8 bin yıllık fincan takımları ve 95 bin yıllık sanatsal gereçler sergilenmektedir.  Bu bize, o dönem insanlarının anlatılanın aksine hiçbir şeyden habersiz ve asalak bir hayata sahip olmadıklarını; aksine, sanatla, edebiyatla ve bilimle ilgilendiklerini ve kendi zamanlarına göre modern bir hayat tarzlarının olduğunu göstermektedir.

Bugün arkeologların elinde bulunan fosilleşmiş kalıntıların gösterdiği sonuç; insanın insan olarak yoktan yaratıldığı ve var olduğu ilk günden itibaren de insani bir yaşamının olduğudur. Arkeolojik bulgular da, okul ders kitaplarında anlatılan; yontma taş, kaba taş ve cilalı taş gibi devirlerin hiçbir zaman yaşanmadığını desteklemektedir. “İnsanların yeni yeni konuşmayı öğrendikleri” söylenen bu dönemlere ait olan arkeolojik bulgular, gerçekte insanların mutfaklarının olduğunu, aile hayatı yaşadıklarını ve hatta beyin ameliyatları dahi yaptıklarını göstermektedir.

Peygamberler ve İlim
Hazret-i Âdem ve torunları, ilimden, fenden ve medeniyetten hiçbir zaman uzak kalmamışlardır. Hazret-i Âdem ve ona iman eden torunları beldelere yaşar ve okuma-yazma bilirlerdi. Demircilik, iplik yapmak, kumaş dokumak, çiftçilik gibi zanaatları vardı. İslam harfleriyle gönderilen yazı, ilk insan Hazret-i Âdem’le birlikte dünyaya yayılmış, torunlarından da ırklar, çeşitli diller ve alfabeler meydana gelmişti.

Biz Müslümanlar olarak biliyoruz ki, her gelen peygamberle beraber Hz. Allah, manevi gelişmelerle birlikte teknolojik gelişmeleri de vahyetmiştir. Yani peygamberler aynı zamanda teknolojiye de öncülük etmiştir. Örneğin çiftçilik, ilk insan ve ilk peygamber olan Adem (a.s.)’dan itibaren yapılan bir zanaattır. Bunun gibi İdris (a.s.)’a terzilik, Davud (a.s.)’a madencilik, Yusuf (a.s.)’a saat yapımı vah yedilmiş ve insanlık bu teknikleri ilk olarak peygamberlerle birlikte öğrenmiştir.

İnsanlar acıktıkları vakit doğada neyin yenilip, neyin yenilemeyeceğini nasıl bilebiliyorlardı? Deneme yanılma yoluyla cevabı verilemez çünkü insanın karşısına zehirli bitkilerin de çıkabileceği ve bu zehirli bitkilerin denenerek anlaşılmasının mümkün olmadığını hepiniz bilirsiniz. Aksi takdirde ilk insanların tamamı bu denemeler sırasında ölürdü ve şimdi insanlık diye de bir şey olmazdı.

Kanak: İnsan Ve Hayat

Yorumlar (0)
5
kısa süreli hafif yoğunluklu yağmur
Günün Anketi Tümü
En Çok Sevdiğiniz Renk Hangisi?
Namaz Vakti 11 Şubat 2025
İmsak 06:49
Güneş 08:21
Öğle 13:10
İkindi 15:29
Akşam 17:49
Yatsı 19:16
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 21 57
2. Fenerbahçe 22 54
3. Samsunspor 22 43
4. Eyüpspor 22 39
5. Göztepe 22 35
6. Beşiktaş 21 35
7. Başakşehir 22 33
8. Kasımpaşa 22 31
9. Trabzonspor 21 29
10. Alanyaspor 22 28
11. Rizespor 22 27
12. Gaziantep FK 21 26
13. Antalyaspor 22 26
14. Konyaspor 22 24
15. Sivasspor 22 23
16. Kayserispor 21 20
17. Bodrum FK 22 17
18. Hatayspor 22 10
19. A.Demirspor 21 5
Takımlar O P
1. Kocaelispor 23 48
2. Karagümrük 23 42
3. Erzurumspor 23 40
4. Gençlerbirliği 23 37
5. Bandırmaspor 23 37
6. İstanbulspor 23 36
7. Ahlatçı Çorum FK 23 35
8. Keçiörengücü 23 34
9. Boluspor 23 33
10. Pendikspor 23 33
11. Ümraniye 23 32
12. Esenler Erokspor 23 31
13. Amed Sportif 23 31
14. Ankaragücü 23 30
15. Manisa FK 23 30
16. Sakaryaspor 23 30
17. Igdir FK 23 29
18. Şanlıurfaspor 23 28
19. Adanaspor 23 19
20. Yeni Malatyaspor 23 -21
Takımlar O P
1. Liverpool 23 56
2. Arsenal 24 50
3. Nottingham Forest 24 47
4. Chelsea 24 43
5. M.City 24 41
6. Newcastle 24 41
7. Bournemouth 24 40
8. Aston Villa 24 37
9. Fulham 24 36
10. Brighton 24 34
11. Brentford 24 31
12. Crystal Palace 24 30
13. M. United 24 29
14. Tottenham 24 27
15. West Ham United 24 27
16. Everton 23 26
17. Wolves 24 19
18. Leicester City 24 17
19. Ipswich Town 24 16
20. Southampton 24 9
Takımlar O P
1. Real Madrid 23 50
2. Atletico Madrid 23 49
3. Barcelona 23 48
4. Athletic Bilbao 23 44
5. Villarreal 23 40
6. Rayo Vallecano 23 35
7. Real Sociedad 23 31
8. Girona 23 31
9. Osasuna 23 31
10. Mallorca 23 31
11. Real Betis 23 29
12. Celta Vigo 23 28
13. Sevilla 23 28
14. Getafe 23 27
15. Las Palmas 23 23
16. Espanyol 23 23
17. Leganes 23 23
18. Valencia 23 22
19. Deportivo Alaves 23 21
20. Real Valladolid 23 15