İstanbul’da İdam Edilen Maymunların Hikayesi

Mazimizde bazı gariplikler var ki insanı hayrete düşürür. İşte Osmanlı İmparatorluğu döneminde İstanbul'da idam edilen maymunların tüyler ürperten hikayesi...

Tarih 05.11.2020, 14:20 05.11.2020, 18:41 Yılmaz BERKE
İstanbul’da İdam Edilen Maymunların Hikayesi

Osmanlı İmparatorluğu’nun on ikinci padişahı ve İslâm âleminin yetmiş yedinci halifesi Sultan III. Murat Han, 4 Temmuz 1546 yılında Manisa’da dünyaya geldi. Babası Sultan II. Selim Han, annesi Nurbanu Hanım Sultan’dır.
Sultan III. Murat Han, şehzadelik döneminde dedesi Sultan Süleyman Han (Kanunî Sultan Süleyman) ve babası Sultan II. Selim Han’ın dikkatli ve ihtimamlı nezâretlerinde çok güçlü bir eğitim görmüştür.


Müzik, hat, resim, şiir ve edebiyat konularında seçkin bir yere ve şöhrete sahipti. Şehzadeliğinden itibaren Arapça ve Farsça dillerinde de ileri noktalarda bilgi sahibiydi. Ayrıca çok iyi bir silahşor, savaş stratejisti ve başarılı bir komutan olarak yetişmişti.
Hocaları devrin alimleri olan Sâdettin Efendi ve İbrahim Efendilerdi.
Sultan III. Murat Han’ın dinî konularda tesiri altında kaldığı imamı ise Molla Abdülkerim Efendiydi. Bu zat çok bağnaz, celâlli ve sert mizaçlıydı.
III. Murat padişah olunca Abdülkerim Efendi’nin de gücü ve nüfusu arttı. Rumeli Kazaskerliği’ne kadar yükseldi.
XVI. yy.’ın en güçlü donanması, Akdeniz’i iç deniz haline getirmiş olan Osmanlı Donanmasıydı. Kalyonlarda gözcü direklerinde, eğitilmiş maymunlar kullanılırdı.

Bu hayvanlar, görme yeteneklerinin çok güçlü olması nedeniyle, eğitilerek böyle değerlendiriliyorlardı. Maymunlar, çok uzak mesafelerden kalyonları fark ederler ve belli ses ve hareketlerle aşağıdakilere haber verirlerdi.

Eğitilmiş maymunlar Azapkapı çarşısında satışa sunulurlardı. Maymun dükkânları bugünkü Unkapanı Köprüsü’nün Şişhane tarafının, Haliç kıyısında bulunan Sokullu Mehmet Paşa Camii kenarındaydı.


Abdülkerim Efendi, bir gün maymunlar sapık ilişkilere alet edilir düşüncesiyle, peşine taktığı yüzlerce kişiyle bu pazarı basmış, dükkânları harâp etmiş ve bütün maymunları yakalatıp, toplatıp civardaki ağaçlara astırarak idâm ettirmiştir.


Bu olay sonrasında Abdülkerim Efendinin lâkabı “maymunkeş” olarak kalmıştır.
Halk tarafından hiç sevilmeyen bu fevkalâde asabî, merhâmetsiz ve sert adamın ölümü, İstanbul’da şenliklere vesile olmuştur.

Konuyla ilgili bir yazıda deniliyor ki:

‘Bilhassa Hicri 999 yılında istanbul meydanlarındaki bütün büyük ağaçlar, sanki maymundan meyve vermiş ağaçlara benzemişti.

İri maymunlar için özel idam sehpaları bile kurularak cesetleri halka teşhir ediliyordu. Abdulkerim atına atlar, semt semt dolaşır, idam edilecek maymunların iplerini kendi eliyle çekerdi. Böyle tuhaf bir karaktere sâhip olan Kazasker Efendi’nin iyi tarafları da vardı. Meselâ hayır yapmayı severdi. Gayri müslim unsurlara karşı da derin bir gay-zı ve kini vardı. Bir gün Hıristiyanları ve Yahudileri kötülemek hatırına geldi.

O zamanlar her din mensubunun ayrı renkli serpuşları vardı. Hıristiyanlar gök, Yahudiler sarı takye giyerlerdi. Kazasker, bunların takyelerini siyah ve kırmızı çuhaya çevirdi.

Kasımpaşa’da, şimdiki Deniz Hastahânesi’nin bulunduğu tepe -Abdullah Camii’ne, Seydi Ali Reis Câmi’ne kadar- Yahudi maşatlığı, alt tarafı da Müslüman mezarlığı idi. Abdulkerim Efendi, maşatlığa bir cami yaptırmayı kafasına koymuştu.

Yahudilerin şiddetli itirazları karşısında buna muvaffak olamıyordu. 1591 yılında Abdülkerim Efendi, yaptıracağı mabedin bütün inşaat malzemesini hazırlamıştı. Bir gece, çok kalabalık bir işçi grubu faaliyete geçti. Sabahleyin kalkanlar, maşatlığın yerinde minareli bir caminin yükseldiğini gördüler. Molla Efendi’nin cesaretine, bu harikulade el çabukluğuna hayran oldular. Devlet de Molla Efendi’ nin bu oldu bittisini kabul etmekten başka bir şey yapamazdı.

İşte şimdi “Yel değirmeni Camii" adını taşıyan cami böylece “Maymunkeş imam" tarafından yapılmıştı.

Molla Kerim Efendi, mabedini yaptırdıktan iki sene sonra ölmüş, buradaki Kasım Çavuş mezarlığına gömülmüştü.
İmam Efendi, öldüğü gün, şehirdeki bütün maymuncular sevinmişler ve şenlikler yapmışlardı.”

(Dursun Gürlek – Kültür Dünyamızdan Manzaralar – Sh. 47-51)

TÜRK DONANMASINDA GÖZCÜLÜK YAPAN MAYMUNLAR

Önce size maymunun ne kadar zeki olduğunu gösteren bir anekdot nakledeyim:
Adamın biri, tenceresine bir tavuk yerleştirip evinin bahçesinde pişirmeye başlar. Bu sırada başka bir işi çıkacağı için oradan ayrılması gerekir. Tencerede pişmekte olan tavuğu gözetlemesi İçin, terbiyeli, yâni eğitimli maymununa tembihte bulunup, işine gider. Meğer havada bir çaylak, tavuğu bir an önce kapmak için dolaşıp duruyormuş. Tencerenin yanında kimsenin olmadığını görünce süzülüp tavuğu kapar. Büyük bîr şaşkınlık geçiren maymun derhal kendine mahsus bir taktik uygular. Hemen tencerenin yanında başını yere koyarak kıçını iyice havaya diker, bir süre böylece bekler. Maymunun arka tarafındaki kırmızı bölgeyi ciğer zanneden çaylak yine süzülüp tencerenin yanına yaklaşır. Ani bir harekede yerinden sıçrayan maymun çaylağı kaptığı gibi, kaynayan tencerenin içine firlatır, bir güzel haşlar. Kendisi de hiçbir şey olmamış gibi, tencereyi gözetmeye devam eder.

Yukarıda da belirttiğim gibi, maymun en akıllı hayvanların başında geliyor. Zekâsı, davranışları, hareketleri insanlann çok fazla ilgisini çekiyor. Hayvanat bahçelerinde en fazla onların bulunduğu bölüm ziyaretçi topluyor. Maymun zekâsından ve anlayışından dolayı, eğitilmeye, terbiye edilmeye en müsait hayvan olarak karşımıza çıkıyor. Biz de zâten televizyonlarda, sinemalarda eğitilmiş maymunların maharetlerini, bâzan hayranlıkla, bâzan şaşkınlıkla seyrediyoruz.

Klasik eserlerden kabul edilen Hayâtü’l-Hayevan isimli kitaptan öğrendiğimize göre. Halîfe Mütevekkil’in terzilik yapan bir maymunu varmış. Aynı kaynak, adı geçen halifenin, bir de kuyumculukla meşgul olan maymununun bulunduğunu kaydediyor. Yemen halkı maymunlara bakkallık ve kasaplık bile yaptırıyormuş. Sizler bu cümleleri okurken, içinizden acaba bu satırların sahibi de mi, insanın maymundan geldiğine inanıyor diye bir düşünce geçiriyor olabilirsiniz. Hemen belirteyim, asla ve kata böyle bir şey düşünmüyorum. Tam aksine, insanın maymundan geldiğini değil de, maymunun insandan geldiğini iddia eden tezler, bu konuda ileri sürülen fikirler, ortaya konulan deliller, benim daha fazla dikkatimi ve ilgimi çekiyor.

Gerçekten de bâzı büyük İslâm bilginleri işin aslının böyle olduğunu eserlerinde ve sohbetlerinde dile getiriyorlar. Meselâ Kemâleddin Demiri hazretleri, adı geçen eserinde, “Maymun zekâ sahibi bir hayvandır. Anlayışı süratlidir. Öğretilmek istenen oyunları çok çabuk kavrar. Çünkü maymun, mesholunmak suretiyle insandan maymuna dönüştürülmüş" diyor.

Son devir Kastamonu alimlerinin ve maneviyat sultanlarının en önemlilerinden kabul edilen Mehmed Feyzi Efendi de bu konuda son derece önemli bilgiler veriyor. Sohbetlerinin bir araya getirildiği Feyizler isimli eserin beşinci cildi incelenirse, merhumun sözleri daha iyi anlaşılır. Efendi hazretleri, berzah nevindeki yaratıkları mercan, hurma, maymun diye sıraladıktan sonra, bir yerde “Normal yasalar takip ettikçe, her varlık kendi mertebesinde kalacak, bir başkasının yerine geçemeyecektir. Ancak normal üstü hallerde, meselâ mucizevi durumlarda, herhangi bir olağanüstü hal ve vaziyetle, Yüce Yaratıcı Mesh suretiyle, bir varlığı, daha aşağı bir varlığa çevirebilir.” diyor. Bir kere daha belirtmek gerekirse, konuyla ilgili tatmin edici bilgiler almak İçin adı geçen eserleri ve benzeri kitaplan okumak gerekiyor.

Bu kadar zeki olan hayvanlara dedelerimizin de bigâne kalmadıklarını, çeşitli yollarla onlardan istifâde ettiklerini biliyoruz. 28 Şubat 1951 tarihli Tarih Hazinesi’nin 7. sayısında “Türk Denizciliği ve Maymunlar” başlığıyla neşredilen yazıyı görünce büyük bir merakla okumuştum. Adı geçen makalede, Osmanlı Türklerinin maymunları donanmada görevlendirdikleri, bu hayvanları gemilerin serenlerine çıkartmak suretiyle gözcülük yaptırdıkları anlatılıyor. Akdeniz’i Türk gölü hâline getiren Osmanlılar, özellikle ikinci Bâyezit’tan sonra gemicilik sanatıyla, deniz seferlerinin incelikleriyle daha fazla meşgul oluyor. Bu arada uzağı görme kabiliyeti son derece gelişmiş olan maymunlardan yararlanma yoluna gidiliyor. Kısaca söylemek gerekirse, ünlü denizcilerimiz, maymunları birer dürbün ve teleskop gibi kullanıyorlar. Kuzey Afrika’ dan getirilen iri maymunları Gelibolu ve İstanbul tersanelerinde bir güzel eğittikten sonra, savaş gemilerinde gözcü olarak istihdam ediyorlar. İşte böyle ciddi bir şekilde terbiye edilen gözcü maymunlar gemilerin serenlerine ve cundalarına çıkıyorlar, ufukları gözetliyorlar, engin denizlerde kendilerine doğru yanaşmakta olan bir gemi görünce, kendilerine mahsus yöntemlerle derhal aşağıya haber verip gerekli tedbirlerin alınmasına vesile oluyorlar.

Kristof Kolomb’un Amerika’nın üçüncü keşfinden dönen gemilerini ve arkadaşlarını esir alan büyük denizcimiz Kemal Reis ile yeğeni Piri Reis’in gemilerinde, maymun gözcülerin bulunabileceğini ihtimal dâhilinde gören merhum tarihçimiz İbrahim Hakkı Konyalı, adı geçen dergideki yazısında bir de maymunkeş imamdan, şöyle söz ediyor;


Kuzey Afrika tamamen Türk sınırları içine alındıktan sonra İstanbul’a çok sayıda maymun getirilmişti, üçüncü Sultan Murat devrinin refahlı ve zengin halk tabakaları arasında maymun bir süs ve oyuncak olmuştu."

Maymun deyip de geçmeyin!..



Yorumlar (3)
sihirimsi 5 yıl önce
Maymunu asana kadar maymuna tecavüz edeni assalardı bu günkü sapıkların soyu da tükenmiş olurdu. Bir işi de doru tarafından görmüş olsalar...
Şirine 5 yıl önce
Osmanlı İmparatorluğu döneminde İstanbul'da idam edilen maymunların hikayesini başka yerde okumuştum fakat inanmamıştım. Fakat bu kadar detaylı ve kaynaklarıyla okuyunca inanmamak elde değil. Şoke oldum...
Halis 5 yıl önce
İstanbul da idam edilen maymunların hikayesini daha önce öyle üstünkörü ben de okumuştum... Gerçekten çok ilginç, çok şaşırdım.
Günün Anketi Tümü
En Çok Sevdiğiniz Renk Hangisi?
Namaz Vakti 30 Mayıs 2023
İmsak 03:34
Güneş 05:28
Öğle 13:07
İkindi 17:05
Akşam 20:35
Yatsı 22:21
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 33 79
2. Fenerbahçe 33 74
3. Beşiktaş 34 74
4. A.Demirspor 33 63
5. Başakşehir 33 53
6. Trabzonspor 33 51
7. Konyaspor 33 49
8. Kayserispor 33 49
9. Karagümrük 33 44
10. Alanyaspor 34 41
11. Kasımpaşa 33 40
12. Ankaragücü 33 39
13. Antalyaspor 33 38
14. Sivasspor 34 37
15. İstanbulspor 33 35
16. Giresunspor 33 34
17. Ümraniye 33 27
18. Gaziantep FK 33 25
19. Hatayspor 33 23
Takımlar O P
1. Samsunspor 36 78
2. Rizespor 36 68
3. Pendikspor 36 67
4. Bodrumspor 36 62
5. Sakaryaspor 36 62
6. Eyüpspor 36 62
7. Göztepe 36 60
8. Manisa FK 36 56
9. Keçiörengücü 36 56
10. Bandırmaspor 36 55
11. Boluspor 36 52
12. Altay 36 40
13. Erzurumspor 36 39
14. Tuzlaspor 36 38
15. Gençlerbirliği 36 38
16. Altınordu 36 35
17. Adanaspor 36 25
18. Denizlispor 36 23
19. Yeni Malatyaspor 36 16
Takımlar O P
1. M.City 38 89
2. Arsenal 38 84
3. M. United 38 75
4. Newcastle 38 71
5. Liverpool 38 67
6. Brighton 38 62
7. Aston Villa 38 61
8. Tottenham 38 60
9. Brentford 38 59
10. Fulham 38 52
11. Crystal Palace 38 45
12. Chelsea 38 44
13. Wolves 38 41
14. West Ham United 38 40
15. Bournemouth 38 39
16. Nottingham Forest 38 38
17. Everton 38 36
18. Leicester City 38 34
19. Leeds United 38 31
20. Southampton 38 25
Takımlar O P
1. Barcelona 37 88
2. Real Madrid 37 77
3. Atletico Madrid 37 76
4. Real Sociedad 37 68
5. Villarreal 37 63
6. Real Betis 37 59
7. Osasuna 37 50
8. Athletic Bilbao 37 50
9. Girona 37 49
10. Rayo Vallecano 37 49
11. Sevilla 37 49
12. Mallorca 37 47
13. Cadiz 37 41
14. Getafe 37 41
15. Valencia 37 41
16. Almeria 37 40
17. Celta Vigo 37 40
18. Real Valladolid 37 39
19. Espanyol 37 36
20. Elche 37 24
GazetelerTümü