İstanbul’da İdam Edilen Maymunların Hikayesi

Mazimizde bazı gariplikler var ki insanı hayrete düşürür. İşte Osmanlı İmparatorluğu döneminde İstanbul'da idam edilen maymunların tüyler ürperten hikayesi...

Tarih 20.06.2024, 08:20 20.06.2024, 09:50 Yılmaz BERKE
İstanbul’da İdam Edilen Maymunların Hikayesi

Osmanlı İmparatorluğu’nun on ikinci padişahı ve İslâm âleminin yetmiş yedinci halifesi Sultan III. Murat Han, 4 Temmuz 1546 yılında Manisa’da dünyaya geldi. Babası Sultan II. Selim Han, annesi Nurbanu Hanım Sultan’dır.
Sultan III. Murat Han, şehzadelik döneminde dedesi Sultan Süleyman Han (Kanunî Sultan Süleyman) ve babası Sultan II. Selim Han’ın dikkatli ve ihtimamlı nezâretlerinde çok güçlü bir eğitim görmüştür.


Müzik, hat, resim, şiir ve edebiyat konularında seçkin bir yere ve şöhrete sahipti. Şehzadeliğinden itibaren Arapça ve Farsça dillerinde de ileri noktalarda bilgi sahibiydi. Ayrıca çok iyi bir silahşor, savaş stratejisti ve başarılı bir komutan olarak yetişmişti.
Hocaları devrin alimleri olan Sâdettin Efendi ve İbrahim Efendilerdi.
Sultan III. Murat Han’ın dinî konularda tesiri altında kaldığı imamı ise Molla Abdülkerim Efendiydi. Bu zat çok bağnaz, celâlli ve sert mizaçlıydı.
III. Murat padişah olunca Abdülkerim Efendi’nin de gücü ve nüfusu arttı. Rumeli Kazaskerliği’ne kadar yükseldi.
XVI. yy.’ın en güçlü donanması, Akdeniz’i iç deniz haline getirmiş olan Osmanlı Donanmasıydı. Kalyonlarda gözcü direklerinde, eğitilmiş maymunlar kullanılırdı.

Bu hayvanlar, görme yeteneklerinin çok güçlü olması nedeniyle, eğitilerek böyle değerlendiriliyorlardı. Maymunlar, çok uzak mesafelerden kalyonları fark ederler ve belli ses ve hareketlerle aşağıdakilere haber verirlerdi.

Eğitilmiş maymunlar Azapkapı çarşısında satışa sunulurlardı. Maymun dükkânları bugünkü Unkapanı Köprüsü’nün Şişhane tarafının, Haliç kıyısında bulunan Sokullu Mehmet Paşa Camii kenarındaydı.


Abdülkerim Efendi, bir gün maymunlar sapık ilişkilere alet edilir düşüncesiyle, peşine taktığı yüzlerce kişiyle bu pazarı basmış, dükkânları harâp etmiş ve bütün maymunları yakalatıp, toplatıp civardaki ağaçlara astırarak idâm ettirmiştir.


Bu olay sonrasında Abdülkerim Efendinin lâkabı “maymunkeş” olarak kalmıştır.
Halk tarafından hiç sevilmeyen bu fevkalâde asabî, merhâmetsiz ve sert adamın ölümü, İstanbul’da şenliklere vesile olmuştur.

Konuyla ilgili bir yazıda deniliyor ki:

‘Bilhassa Hicri 999 yılında istanbul meydanlarındaki bütün büyük ağaçlar, sanki maymundan meyve vermiş ağaçlara benzemişti.

İri maymunlar için özel idam sehpaları bile kurularak cesetleri halka teşhir ediliyordu. Abdulkerim atına atlar, semt semt dolaşır, idam edilecek maymunların iplerini kendi eliyle çekerdi. Böyle tuhaf bir karaktere sâhip olan Kazasker Efendi’nin iyi tarafları da vardı. Meselâ hayır yapmayı severdi. Gayri müslim unsurlara karşı da derin bir gay-zı ve kini vardı. Bir gün Hıristiyanları ve Yahudileri kötülemek hatırına geldi.

O zamanlar her din mensubunun ayrı renkli serpuşları vardı. Hıristiyanlar gök, Yahudiler sarı takye giyerlerdi. Kazasker, bunların takyelerini siyah ve kırmızı çuhaya çevirdi.

Kasımpaşa’da, şimdiki Deniz Hastahânesi’nin bulunduğu tepe -Abdullah Camii’ne, Seydi Ali Reis Câmi’ne kadar- Yahudi maşatlığı, alt tarafı da Müslüman mezarlığı idi. Abdulkerim Efendi, maşatlığa bir cami yaptırmayı kafasına koymuştu.

Yahudilerin şiddetli itirazları karşısında buna muvaffak olamıyordu. 1591 yılında Abdülkerim Efendi, yaptıracağı mabedin bütün inşaat malzemesini hazırlamıştı. Bir gece, çok kalabalık bir işçi grubu faaliyete geçti. Sabahleyin kalkanlar, maşatlığın yerinde minareli bir caminin yükseldiğini gördüler. Molla Efendi’nin cesaretine, bu harikulade el çabukluğuna hayran oldular. Devlet de Molla Efendi’ nin bu oldu bittisini kabul etmekten başka bir şey yapamazdı.

İşte şimdi “Yel değirmeni Camii" adını taşıyan cami böylece “Maymunkeş imam" tarafından yapılmıştı.

Molla Kerim Efendi, mabedini yaptırdıktan iki sene sonra ölmüş, buradaki Kasım Çavuş mezarlığına gömülmüştü.
İmam Efendi, öldüğü gün, şehirdeki bütün maymuncular sevinmişler ve şenlikler yapmışlardı.”

(Dursun Gürlek – Kültür Dünyamızdan Manzaralar – Sh. 47-51)

TÜRK DONANMASINDA GÖZCÜLÜK YAPAN MAYMUNLAR

Önce size maymunun ne kadar zeki olduğunu gösteren bir anekdot nakledeyim:
Adamın biri, tenceresine bir tavuk yerleştirip evinin bahçesinde pişirmeye başlar. Bu sırada başka bir işi çıkacağı için oradan ayrılması gerekir. Tencerede pişmekte olan tavuğu gözetlemesi İçin, terbiyeli, yâni eğitimli maymununa tembihte bulunup, işine gider. Meğer havada bir çaylak, tavuğu bir an önce kapmak için dolaşıp duruyormuş. Tencerenin yanında kimsenin olmadığını görünce süzülüp tavuğu kapar. Büyük bîr şaşkınlık geçiren maymun derhal kendine mahsus bir taktik uygular. Hemen tencerenin yanında başını yere koyarak kıçını iyice havaya diker, bir süre böylece bekler. Maymunun arka tarafındaki kırmızı bölgeyi ciğer zanneden çaylak yine süzülüp tencerenin yanına yaklaşır. Ani bir harekede yerinden sıçrayan maymun çaylağı kaptığı gibi, kaynayan tencerenin içine firlatır, bir güzel haşlar. Kendisi de hiçbir şey olmamış gibi, tencereyi gözetmeye devam eder.

Yukarıda da belirttiğim gibi, maymun en akıllı hayvanların başında geliyor. Zekâsı, davranışları, hareketleri insanlann çok fazla ilgisini çekiyor. Hayvanat bahçelerinde en fazla onların bulunduğu bölüm ziyaretçi topluyor. Maymun zekâsından ve anlayışından dolayı, eğitilmeye, terbiye edilmeye en müsait hayvan olarak karşımıza çıkıyor. Biz de zâten televizyonlarda, sinemalarda eğitilmiş maymunların maharetlerini, bâzan hayranlıkla, bâzan şaşkınlıkla seyrediyoruz.

Klasik eserlerden kabul edilen Hayâtü’l-Hayevan isimli kitaptan öğrendiğimize göre. Halîfe Mütevekkil’in terzilik yapan bir maymunu varmış. Aynı kaynak, adı geçen halifenin, bir de kuyumculukla meşgul olan maymununun bulunduğunu kaydediyor. Yemen halkı maymunlara bakkallık ve kasaplık bile yaptırıyormuş. Sizler bu cümleleri okurken, içinizden acaba bu satırların sahibi de mi, insanın maymundan geldiğine inanıyor diye bir düşünce geçiriyor olabilirsiniz. Hemen belirteyim, asla ve kata böyle bir şey düşünmüyorum. Tam aksine, insanın maymundan geldiğini değil de, maymunun insandan geldiğini iddia eden tezler, bu konuda ileri sürülen fikirler, ortaya konulan deliller, benim daha fazla dikkatimi ve ilgimi çekiyor.

Gerçekten de bâzı büyük İslâm bilginleri işin aslının böyle olduğunu eserlerinde ve sohbetlerinde dile getiriyorlar. Meselâ Kemâleddin Demiri hazretleri, adı geçen eserinde, “Maymun zekâ sahibi bir hayvandır. Anlayışı süratlidir. Öğretilmek istenen oyunları çok çabuk kavrar. Çünkü maymun, mesholunmak suretiyle insandan maymuna dönüştürülmüş" diyor.

Son devir Kastamonu alimlerinin ve maneviyat sultanlarının en önemlilerinden kabul edilen Mehmed Feyzi Efendi de bu konuda son derece önemli bilgiler veriyor. Sohbetlerinin bir araya getirildiği Feyizler isimli eserin beşinci cildi incelenirse, merhumun sözleri daha iyi anlaşılır. Efendi hazretleri, berzah nevindeki yaratıkları mercan, hurma, maymun diye sıraladıktan sonra, bir yerde “Normal yasalar takip ettikçe, her varlık kendi mertebesinde kalacak, bir başkasının yerine geçemeyecektir. Ancak normal üstü hallerde, meselâ mucizevi durumlarda, herhangi bir olağanüstü hal ve vaziyetle, Yüce Yaratıcı Mesh suretiyle, bir varlığı, daha aşağı bir varlığa çevirebilir.” diyor. Bir kere daha belirtmek gerekirse, konuyla ilgili tatmin edici bilgiler almak İçin adı geçen eserleri ve benzeri kitaplan okumak gerekiyor.

Bu kadar zeki olan hayvanlara dedelerimizin de bigâne kalmadıklarını, çeşitli yollarla onlardan istifâde ettiklerini biliyoruz. 28 Şubat 1951 tarihli Tarih Hazinesi’nin 7. sayısında “Türk Denizciliği ve Maymunlar” başlığıyla neşredilen yazıyı görünce büyük bir merakla okumuştum. Adı geçen makalede, Osmanlı Türklerinin maymunları donanmada görevlendirdikleri, bu hayvanları gemilerin serenlerine çıkartmak suretiyle gözcülük yaptırdıkları anlatılıyor. Akdeniz’i Türk gölü hâline getiren Osmanlılar, özellikle ikinci Bâyezit’tan sonra gemicilik sanatıyla, deniz seferlerinin incelikleriyle daha fazla meşgul oluyor. Bu arada uzağı görme kabiliyeti son derece gelişmiş olan maymunlardan yararlanma yoluna gidiliyor. Kısaca söylemek gerekirse, ünlü denizcilerimiz, maymunları birer dürbün ve teleskop gibi kullanıyorlar. Kuzey Afrika’ dan getirilen iri maymunları Gelibolu ve İstanbul tersanelerinde bir güzel eğittikten sonra, savaş gemilerinde gözcü olarak istihdam ediyorlar. İşte böyle ciddi bir şekilde terbiye edilen gözcü maymunlar gemilerin serenlerine ve cundalarına çıkıyorlar, ufukları gözetliyorlar, engin denizlerde kendilerine doğru yanaşmakta olan bir gemi görünce, kendilerine mahsus yöntemlerle derhal aşağıya haber verip gerekli tedbirlerin alınmasına vesile oluyorlar.

Kristof Kolomb’un Amerika’nın üçüncü keşfinden dönen gemilerini ve arkadaşlarını esir alan büyük denizcimiz Kemal Reis ile yeğeni Piri Reis’in gemilerinde, maymun gözcülerin bulunabileceğini ihtimal dâhilinde gören merhum tarihçimiz İbrahim Hakkı Konyalı, adı geçen dergideki yazısında bir de maymunkeş imamdan, şöyle söz ediyor;


Kuzey Afrika tamamen Türk sınırları içine alındıktan sonra İstanbul’a çok sayıda maymun getirilmişti, üçüncü Sultan Murat devrinin refahlı ve zengin halk tabakaları arasında maymun bir süs ve oyuncak olmuştu."

Maymun deyip de geçmeyin!..

Yorumlar (3)
sihirimsi 6 yıl önce
Maymunu asana kadar maymuna tecavüz edeni assalardı bu günkü sapıkların soyu da tükenmiş olurdu. Bir işi de doru tarafından görmüş olsalar...
Şirine 6 yıl önce
Osmanlı İmparatorluğu döneminde İstanbul'da idam edilen maymunların hikayesini başka yerde okumuştum fakat inanmamıştım. Fakat bu kadar detaylı ve kaynaklarıyla okuyunca inanmamak elde değil. Şoke oldum...
Halis 6 yıl önce
İstanbul da idam edilen maymunların hikayesini daha önce öyle üstünkörü ben de okumuştum... Gerçekten çok ilginç, çok şaşırdım.
15
açık
Günün Anketi Tümü
En Çok Sevdiğiniz Renk Hangisi?
Namaz Vakti 27 Temmuz 2024
İmsak 04:01
Güneş 05:48
Öğle 13:16
İkindi 17:11
Akşam 20:33
Yatsı 22:12
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 38 102
2. Fenerbahçe 38 99
3. Trabzonspor 38 67
4. Başakşehir 38 61
5. Kasımpasa 38 56
6. Beşiktaş 38 56
7. Sivasspor 38 54
8. Alanyaspor 38 52
9. Rizespor 38 50
10. Antalyaspor 38 49
11. Gaziantep FK 38 44
12. A.Demirspor 38 44
13. Samsunspor 38 43
14. Kayserispor 38 42
15. Hatayspor 38 41
16. Konyaspor 38 41
17. Ankaragücü 38 40
18. Karagümrük 38 40
19. Pendikspor 38 37
20. İstanbulspor 38 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 34 75
2. Göztepe 34 70
3. Sakaryaspor 34 60
4. Bodrumspor 34 57
5. Ahlatçı Çorum FK 34 56
6. Kocaelispor 34 55
7. Boluspor 34 53
8. Gençlerbirliği 34 51
9. Bandırmaspor 34 50
10. Erzurumspor 34 44
11. Ümraniye 34 43
12. Manisa FK 34 40
13. Keçiörengücü 34 40
14. Adanaspor 34 39
15. Şanlıurfaspor 34 38
16. Tuzlaspor 34 38
17. Altay 34 10
18. Giresunspor 34 7
Takımlar O P
1. M.City 38 91
2. Arsenal 38 89
3. Liverpool 38 82
4. Aston Villa 38 68
5. Tottenham 38 66
6. Chelsea 38 63
7. Newcastle 38 60
8. M. United 38 60
9. West Ham United 38 52
10. Crystal Palace 38 49
11. Brighton 38 48
12. Bournemouth 38 48
13. Fulham 38 47
14. Wolves 38 46
15. Everton 38 40
16. Brentford 38 39
17. Nottingham Forest 38 32
18. Luton Town 38 26
19. Burnley 38 24
20. Sheffield United 38 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 38 95
2. Barcelona 38 85
3. Girona 38 81
4. Atletico Madrid 38 76
5. Athletic Bilbao 38 68
6. Real Sociedad 38 60
7. Real Betis 38 57
8. Villarreal 38 53
9. Valencia 38 49
10. Deportivo Alaves 38 46
11. Osasuna 38 45
12. Getafe 38 43
13. Celta Vigo 38 41
14. Sevilla 38 41
15. Mallorca 38 40
16. Las Palmas 38 40
17. Rayo Vallecano 38 38
18. Cadiz 38 33
19. Almeria 38 21
20. Granada 38 21