Tarihten Günümüze Kurban Gelenekleri

Azteklerden Sümerlere, Musevilerden Müslümanlara kurban geleneği yüz binlerce yıldır inanılan yüce varlığa ya da varlıklara duyulan kabullenişi, saygı ve takdisi ifade ediyor.

Tarih 06.10.2014, 23:45 06.10.2014, 23:52
Tarihten Günümüze Kurban Gelenekleri

 Yeryüzüne gelip geçmiş başlıca dinlerin hepsinde bir kurban geleneği ile karşılaşırız. Bunun gerisinde yatan temel fikir, inanılan yüce varlığa ya da varlıklara duyulan kabulleniş, saygı ve takdis sonucu “yakınlaşma” arzusunun ifadesidir. 15 bin yıllık kutsal Göbeklitepe’ye de ev sahipliği yapan memleketimizde, yüzlerce farklı dinin yaşamış olduğunu düşününce, geçmişte kurban kesme gelenekleri nasıldı diye sormadan edemiyoruz. Gelin son 4000 seneye geri gidelim ve eski hemşerilerimizin ve komşularımızın geleneklerine bir göz atalım.

İSLAM

“Kurban” sözcüğünün dilimizdeki kökeni, adak, hediye, yakın olma, yaklaşma, yakınlık gösterme gibi anlamlar içeren, İbranice “korban” ve Arapça “K-R-B” sözcüğüne dayanıyor. Ancak dilimize sözcüğün “yakınlaşma” anlamının dolaylı olarak geçtiğini söyleyebiliriz. İnançsal bir kavram olarak kurban, bir Tanrı’ya ya da bir başka doğaüstü varlığa sunulan “can”a denir. Kabul edilen inanışa göre, kurban, canlılığın kutsanması anlamına gelir. Hac Suresi’nde ALLAH (CC) “Kurbanlarınızın etleri ya da kanları Allah’a ulaşmaz, ama sizin takvanız Allah’a ulaşır” (22/37) buyuruyor. Buna göre, kurban kesmenin asıl amacının Allah’ın emrini yerine getirmek, böylece takvalı yani inançlı olduğunu göstermek olduğu anlaşılır. Bunun anlamı, Allah isterse en değerli malımızı dahi O’nun yoluna feda edebiliriz demektir. Aynen, Hz.İbrahim’in İsmail’i kurban etmeye karar vermesi gibi...

ADEM’DEN İBRAHİM’E EFSANELER

Tarihte ibadet niyetiyle yapılan ilk kurban, Hz. Adem’in oğulları Habil ile Kabil’in kurbanlarıdır... Aralarında çıkan anlaşmazlıkta hangisinin haklı olduğunu anlamak için, Allah’a kurbanlarını arz ettiler. Sürü sahibi olan Habil’in hayvan kurbanı kabul olunurken, tarımcı olan Kabil’in sunduğu meyveler kabul edilmemişti. Bunu çekemeyen Kabil, kardeşi Habil’i öldürmüştü. İnsanlık tarihinde en fazla şöhret bulan kurban olayı ise Hz. İbrahim’inkidir. Ünlü dinler tarihçisi Mircea Elida, şöyle yorumlar: “Morfolojik açıdan İbrahim’in oğlunu kurban edişi eski doğu dünyasında sıkça uygulanan ve İbranilerin peygamberler dönemine kadar sürdürdükleri, ilk çocuğun kurban edilişinden başka bir şey değildir. İlk çocuk, çoğunlukla Tanrı’nın çocuğu olarak görülürdü... Bu, Tanrı’ya ait olanın geri verilmesi demekti... Bir anlamda İshak, Tanrı’nın oğluydu, zira Sara doğurganlık çağını geçtikten çok sonra verilmişti. Ama İshak inançları yoluyla verilmişti onlara. Eski-Sami dünyasının tümünde böyle bir kurban, dinsel işlevine rağmen sadece bir anane, anlamı tümüyle kavranabilir bir ayinken İbrahim’in durumunda bir inanç eylemidir. Bu kurbanın neden istendiğini anlamaz; yine de bunu yerine getirir, çünkü tanrı böyle istemiştir. Görünürde saçma olan bu eylemle İbrahim yeni bir dinsel deneyimi, imanı başlatmaktadır.” Tek tanrılı dinlerin insan kurban edilmesine nasıl baktığına gelecek olursak; konuyu açıklayan en temel örneği, Hz. İbrahim’in oğlunu tanrının isteği üzerine kurban etmeye hazırlandığı sırada, tanrı tarafından gönderilen bir koçu kurban etmesi öyküsünde görürüz. Bu olay, daha önce Ortadoğu halkları arasında sıkça görülen insan kurban edilmesi pratiğini tek tanrılı dinler için sonlandırmış olur.

YAHUDİLER

Yahudilikte kurban, Kudüs Tapınağı’nın yıkılışına kadar, dinin en önemli unsuru idi. Her ne kadar eski Ahid kurbanın tanımını vermemişse de, Yahudilikte kurban, ister hayvan ister sebze olsun, Tanrı’ya bağlılığın bir işareti olarak teveccühünü kazanmak veya affını sağlamak amacıyla, bir sunak üzerinde yapılan sunum olarak tanımlanmıştır. Hz. İbrahim’le başlayan kurban geleneği, İshak ve oğlu Yakup tarafından da devam ettirilmiştir. Yahudilerde kurban adeti Kudüs Tapınağı’nın yıkılmasından sonra kaldırıldı; çünkü kurban ibadeti Tapınak’a hastı ve Yahudilere göre Tapınak tekti. Böylece sadece Tevrat’ı okumak ve dua etmek, ibadet olarak kaldı; bunların yeri de sinagoglardı.

HRİSTİYANLAR

Hristiyanlık inancında Tanrı için herhangi bir kurban kesilmez. Çünkü “kurban”, Hz. İsa’nın kendisidir. Hz. İsa, çarmıhta bütün insanlığın günahları için kendisini kurban etmiştir. İnanca göre; çarmıha gerilmesinden önceki akşam, Hz. İsa, “Bu, benim vücudumdur” diyerek öğrencilerine ekmek dağıtır. Sonra da bir kase şarap gezdirerek “Bu, benim kanımdır” der. Hz. İsa, ekmekle şarabı kendi vücudunu ve kanını göstermek için kullanmış ve izleyicilerine kendisini anmak üzere bu kurban törenini sürekli tekrarlamalarını buyurmuştur. Hristiyan toplulukların çoğunda bu emir, pazar günleri yerine getirilmektedir.

CADI AVCILIĞI

13. yüzyılda Papa IX. Gregorius tarafından kurulan engizisyon kurumunun ve 15. yüzyılda kurulan Yüksek Soruşturma Dairesi’nin asıl amacı, kilisenin menfaatlerine karşı tehdit oluşturan inanç sistemlerinin ortadan kaldırılmasıydı. Bu kurumlar, cadılıkla yaftaladıkları, çoğu kadın elli binden fazla insanı ölüme mahkum etmiştir. Öldürme eyleminin Tanrı adına gerçekleştiriliyor olması, eylemin halka açık, seyirlik bir gösteri olarak gerçekleştirilmesi ve “ruhun arındırılması” bakımından ritüelin önemli bir parçası olan ve pagan kurban ritüellerinden ödünç alınan yakma işlemi kurban kavramıyla önemli bağlar olduğuna işaret etmektedir.

EVRENİ YARATAN KURBANLAR


Eski Hindistan’da kurbanlar, ölenlerin ruhlarını kurtuluşa eriştirirdi. Kurban kesilmediği takdirde, ölenlerin korkunç devlerin arasında ıstırap çekeceklerine inanılırdı. İnanışa göre, insan üç ayrı yoldan kurtuluşa ulaşabilir ki bunlardan biri de kurbanlardır. Kurban, ana akım Hinduizm’de popüler değildir ama, Güney’de, Doğu’da ve bazı bölgelerdeki Hindu inançlarda çok yer tutar. Kutsal kitap Vedaların emrettiği dini yaşam kurbanlar çevresinde yoğunlaşmış olup, tanrılar bile kudretlerini ancak kurbanlar sayesinde gösterirler. Evreni kurbanların yarattığına inanılır. İnsanların tanrılarla iyi ilişkiler içerisinde bulunmalarını sağlayan yine kurbanlardır. Sonraki dönemde tanrılara hayvan kurban etme ve konuklara ikramda bulunma dışında hayvan öldürmek tümüyle yasaklanır. Son olarak sığır eti Hindistan’da yasaklanmıştır.

BOĞANIN GÜCÜNÜ ALMA İNANIŞI

Antik Yunan’da yakarma, şükran ve arınma kurbanları çok yaygındı. En büyük kurbanlarını tanrılar tanrısı Zeus’a adamışlardır. Hayvanları kurban etme yöntemleri inceden inceye saptanarak tapınağın duvarlarına asılmıştı. Tanrılara erkek hayvan, tanrıçalara ise dişi hayvan, gök tanrılara az tüylenmiş ve beyaz, yer altı (öte dünya) ve deniz tanrılarına siyah, ateş tanrılarına ise kızıl/kırmızı renkli hayvanlar kurban edilirdi. Eski Yunan’da ilahi bir güce sahip olan boğanın kurban edilmesi çok yaygındı. Böylece boğanın sahip olduğu kudretin insana geçeceğine inanılırdı. Romalılar, özel tapımlarda kansız (ilk bitkisel ürünlerin sunulması), devlet törenlerindeyse kanlı (hayvanların sunulması) kurbanlar gerçekleştirilirdi. Flüt çalınır ve tanrı için ayrılan bölümler (karaciğer, akciğer, yürek) sunağın üzerinde kanlı kanlı yakılırdı. Roma Senatosu M.Ö. 97 yılında yasaklayana değin, Roma İmparatorluğu’nda insanlar da kurban edilmiştir. Kurbanların başına tuzlu un serpildikten sonra, kafalarına indirilen yalnızca bir tek balta darbesiyle öldürülürlerdi. Roma’da ayrıca, büyük tehlikelerin belirdiği zamanlarda “ver sacrum” adı verilen bir geleneğe göre, insan ve hayvanların ilkbaharda doğan ilk yavruları tanrılara kurban edilirdi.

ESKİ TÜRKLERDE SAYGI İFADESİ

Eski Türkler, tabiatta bir takım gizli güçlerin varlığına inanırdı. Bu tabiat varlıklarının canlıcılık (animizm) ilkesine göre birer ruhları olduğu tasavvur edilirdi. Dolayısıyla Türkler, bunların ruhlarına, atalara ve Tanrı’ya saygı ve sevgi belirtisi olarak kurban adamayı bir inanç haline getirmişlerdir. Divanü Lugati’t-Türk’te kurban karşılığı olarak “yağış” kelimesi geçer.

YILDA 50 BİN KURBAN

Maya, Aztek ve İnka’larda insan kurban edilirdi. Özellikle Aztekler’in yılda 50 bine yakın insanı kurban ettikleri tahmin edilir. Aztekler’de bununla beraber, köpek, hindi, ördek, geyik, tavşan ve balık da kurban olarak tüketilmiştir. Huitzilopochtli adlı Güneş Tanrısı’nın şefkatini kazanmak için, insan kalplerini yiyen ve kanlarının içilmesine inanan Aztekler, dini törenlerde de tüyler ve kâğıttan yapılan yılanlar ile süslenen çoğu mahkûm olan kişileri kurban seçiyordu. Rahipler, flüt eşliğinde yapılan törende, taş bıçak ile kurbanların kalbini çıkarıyor ve vücudu, piramidin basamaklarına atıyor, kalbin üzerine biber koyarak yiyordu. En büyük kitlesel kurban, 1487’de Mayor Tapınağı’nın açılışında 20 bin kişinin sunaklarda kurban edilmesiyle olmuş ve bu iş 4 gün 4 gece sürmüştü.

TAPINAKLARDAKİ MUTFAKLAR

Sümerler kurban törenlerine büyük önem verir, törenlerini görkemli ve süslü tapınaklarda gerçekleştirirlerdi. Kurban edilecek hayvanın türüne, cinsine ve rengine önem vermezlerdi. Onlar için mühim olan kanın akıtılmasıydı. Sümer ülkesinde kurbanlar, tanrıların besini olarak değerlendirilirdi ve bu nedenle mutfak, tapınakların önemli bir bölümüydü. Mezopotamya’da bir kez 350 bine yakın koyun ve keçi ile bunların onda biri kadar sayıda sığırın kurbanlık olarak tapınaklara geldiği bildirilmektedir. Sümerlerde hayvanların karaciğerleri yaşamın merkezi olarak kabul edildiğinden, bu organın muayene edilip incelenmesi tıpkı bir ayna gibi, sunulan kurbanı kabul eden tanrının fikir ve amacını da göstermekteydi.


MISIR’DA OSİRİS’İN DİRİLİŞİ

Eski Mısır’da, özellikle Nil nehrine insan kurban edilmesi çok yaygındı. Bunun yanı sıra hayvanlar da kurban edilir ve kurban edilen hayvanlar arasında ilkel kabile dinlerinde olduğu gibi totemler bulunurdu. Bu bağlamda tanrı Osiris adına düzenlenen kurban törenlerinde, kutsal bir boğa kurban edilip on dört parçaya bölünür, eti töreni izleyen insanlarca eti tüketilirdi. Kutsal bir boğa ya da öküz şeklinde betimlenen Osiris’in dirilişini sembolize etmek için, yenilen boğanın yerine başka bir kutsal boğa konulurdu. Eski Mısır’da kurban edilen kuzu ve oğlağın kanı, çevreye sürülür ve bu kan tanrının hakkı sayılırdı. 



Yorumlar (0)
15
açık
Günün Anketi Tümü
En Çok Sevdiğiniz Renk Hangisi?
Namaz Vakti 28 Nisan 2024
İmsak 04:21
Güneş 05:59
Öğle 13:07
İkindi 16:56
Akşam 20:04
Yatsı 21:35
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 34 93
2. Fenerbahçe 34 89
3. Trabzonspor 33 55
4. Başakşehir 34 52
5. Beşiktaş 34 51
6. Kasımpasa 34 49
7. Alanyaspor 34 48
8. Sivasspor 34 48
9. Rizespor 33 48
10. Antalyaspor 33 45
11. A.Demirspor 34 41
12. Kayserispor 34 40
13. Samsunspor 34 39
14. Ankaragücü 33 37
15. Konyaspor 34 36
16. Gaziantep FK 33 34
17. Hatayspor 34 33
18. Karagümrük 33 33
19. Pendikspor 34 30
20. İstanbulspor 34 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 32 72
2. Göztepe 32 66
3. Sakaryaspor 32 57
4. Kocaelispor 32 55
5. Ahlatçı Çorum FK 32 55
6. Bodrumspor 32 53
7. Boluspor 32 50
8. Bandırmaspor 32 47
9. Gençlerbirliği 32 47
10. Erzurumspor 32 44
11. Keçiörengücü 32 39
12. Manisa FK 32 37
13. Ümraniye 32 37
14. Şanlıurfaspor 32 34
15. Tuzlaspor 32 34
16. Adanaspor 32 33
17. Altay 32 15
18. Giresunspor 32 7
Takımlar O P
1. Arsenal 35 80
2. M.City 34 77
3. Liverpool 35 75
4. Aston Villa 35 67
5. Tottenham 33 60
6. M. United 34 54
7. Newcastle 34 53
8. West Ham United 35 49
9. Chelsea 33 48
10. Bournemouth 35 48
11. Wolves 35 46
12. Brighton 34 44
13. Fulham 35 43
14. Crystal Palace 35 40
15. Everton 35 36
16. Brentford 35 35
17. Nottingham Forest 35 27
18. Luton Town 35 25
19. Burnley 35 24
20. Sheffield United 35 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 33 84
2. Girona 33 71
3. Barcelona 32 70
4. Atletico Madrid 33 64
5. Athletic Bilbao 33 58
6. Real Sociedad 33 51
7. Real Betis 32 48
8. Valencia 32 47
9. Getafe 33 43
10. Villarreal 32 42
11. Osasuna 33 39
12. Deportivo Alaves 33 38
13. Sevilla 32 37
14. Las Palmas 33 37
15. Rayo Vallecano 32 34
16. Mallorca 33 32
17. Celta Vigo 33 31
18. Cadiz 33 26
19. Granada 33 21
20. Almeria 33 14