Özgüven nedir, nasıl gelişir?

Özgüven, tüm insanlar için temel ve çok önemli bir duygusal gerekliliktir. Kendimize biçtiğimiz “özdeğerimiz” oranında “özgüvenimiz” vardır.

Sağlık 31.08.2014, 22:19 31.08.2014, 22:30
Özgüven nedir, nasıl gelişir?
Özgüven, tüm insanlar için temel ve çok önemli bir duygusal gerekliliktir. Kendimize biçtiğimiz özdeğerimiz oranında özgüvenimiz vardır. Yani özgüvenimiz, bir anlamda kendimizi ne kadar değerli bulduğumuzun, ne kadar değer verdiğimizin bir göstergesidir. Kendimizi belli bir ölçüde değerli bulmadığımız durumlarda temel gereksinimimiz karşılanmadığı için sıkıntı yaşarız.

Bizi diğer canlılardan ayıran en önemli özelliklerden biri, kendimizin farkında olma yani farkındalık özelliğimizdir. Yaşantımızın ilk yıllarından itibaren, çeşitli faktörlerin de etkisiyle kendimize bir kimlik oluşturur, sonra bu kimliğe bir değer kazandırırız. Yani kim olduğumuzu tanımlar sonra bu kimliğin sevip, sevmediğimiz özelliklerine karar veririz. İşte özgüven sorunu burada, bizim yargı gücümüzün sonucunda ortaya çıkar. Bir nesneyi, rengi, sesi ya da şekili sevmemek, ondan hoşlanmamak sadece zevklerle ifade edilebilir ve bizi hiç rahatsız etmezken kendimize ait bir özellikten hoşlanmamak veya bazı ayrılmaz parçalarımızı reddetmek ruhsal dengemizin sarsılmasına neden olur.

Özgüven; değişmeyen, durağan bir durum ya da duygu hali değildir. Farklı zaman, durum ve ortamlarda farklı güven ya da güvensizlik duygularına sahip olabiliriz. Her insanın bazen kendine güvendiği, bazen de güvenmediği durumlar olabilir. Kimi insanlar, yaşantılarının bazı alanlarında (akademik başarı, teknik beceri vb.) kendine fazla güvenirken, diğer bazı alanlarda (fiziki özellikler, görünüm, sosyal ilişkiler, vb.) fazla güven duymayabilirler. Ama çoğumuz kendimize daha çok güvenmek, her durum ve ortamda daha rahat, kendini daha iyi hisseden olmayı isteriz. Yeni bir işe girdiğimizde bütün yeteneklerimizi sergilemeye, sınırlarımızı zorlayarak performansımızı artırmaya, aşağılık duygusunun bizi etkilemesine fırsat vermemeye, diğerleriyle iyi ilişkiler kurmaya ve bizi değerli görmelerini sağlamaya çabalarız. Ancak bazı kişiler, bunları çok istemelerine rağmen gerçekleştirmekte zorlanır. Kedine güvensizlik ve özgüven eksikliğinin, doğuştan gelen bir kişilik özelliği olduğuna inanır, bu durumu kabullenirler.

Çevremizde her gün bir sürü kendinden emin ve güvenli insanı gördükçe “bunu nasıl başardıklarını, buna nasıl sahip olduklarını” anlamaya çalışırız. Özgüven doğuştan sahip olunacak ya da kolayca erişilebilecek bir duygu hali değildir. Toplumdaki bir çok insanın güveni, aslında “kendine güvenli gibi” görünme halidir. Çünkü yapılan iş, yaşanan veya çalışılan yer ne olursa olsun, içinde bulunduğumuz toplum bizden özgüvenli davranış bekler. Bu beklenti herkes tarafından bilindiği için bireyler güvensizliklerini göstermekten kaçınır, kendinden emin ve güvenliymiş gibi davranır. Ya da “miş gibi” davranışını göstermekte zorluk çekeceği durum ve ortamlardan kaçınmaya, oralarda mümkün olduğunca bulunmamaya çalışır. Çünkü bireyin kendini yetersiz, eksik hissettiği ya da yargılayıp, reddettiği özelliklerinin ortaya çıkacağı, pekişeceği ortamlar acı veren durumlardır. Nasıl ki bedendeki bir yaranın büyüyüp, deşilmesini ve kanamasını önlemek için bandaj, pansuman yaparak kapatmaya çalışırsak; kendini reddetmenin vereceği acıyı arttıracak her türlü etken ve ortamdan da kaçınırız. Pansuman yapılan yaranın kanaması bir süre sonra durur, kabuk bağlar ve zamanla çoğu kez izi bile kalmaz ama kimliğe değer katan özelliklerdeki herhangi bir eksiklik ya da yetersizlik hissi “örtmeye”, “bastırmaya”, “yok farzetmeye” çalışmakla “yok edilemez”. Aksine bu duygunun üzerine gitmek yani bireyin kendiyle ilgili farkındalığını artırmasıyla değişebilir. Kişinin farkındalığının gelişmesi demek, kendi hakkında olumlu ve gerçekçi değerlendirme yapabilmesi demektir. Bu durum, kişinin kendisiyle ilgili beklentilerinin gerçekçi olmasını sağlar. Özgüvenin yüksek olması demek, abartılmış biçimde “herşeyi yapabilirim, herşeye gücüm yeter” duygusu içinde olmak demek değildir. Güvenli kişi, kendisiyle ilgili gerçeklerin, neyi başarıp-neyi başaramayacağının farkında olan; değiştirebilecek ya da geliştirebilecekleri için çaba gösteren, değiştiremeyeceklerini kabul etmeyi ve bu haliyle kendini sevmeyi bilen kişidir. Özgüveni yüksek birey, kendisiyle ilgili bazı beklentileri gerçekleşmese bile kendini kabul etmeyi ve kendisiyle ilgili olumlu düşünmeyi sürdürebilendir. İçgörüsü yüksek, yeteneklerinin ve sınırlarının farkındadır. Yeteneklerine olan güveni nedeniyle başkalarının onayına ihtiyaç duymaz, kendini kabullendiğinden diğerlerine kabul ettirmeye çalışmaz.

Bunun tam tersi durumdaki güvensiz kişilerin, kendileriyle ilgili duyguları, diğerlerinden alacakları onay ve geri bildirime bağlıdır. Yetenek ve sınırlarının farkında değildir. Bu körlük, sürekli olarak başarısız olma kaygısı yaratır. Kendine verdiği değer düşüktür, öyle ki bazen olumlu geri bildirim, iltifat ve takdirleri görmezden gelebildiği gibi bazen de diğerlerinin kendisiyle alay ettiklerini düşünüp, alınabilir. Bu kişiler, kendini daha fazla yargılamamak, reddetmemek ve yaralanmamak için çevresine koruyucu duvarlar örer, savunmalar geliştirirler. Kendilerine karşı öfke veya suçlama duyabildiği gibi sürekli her iş ve durumda mükemmel olma çabası da gösterebilir. Başaramadığı durumlarda diğerlerini suçlama, sürekli şikayet etme, gerekçeler öne sürmeler olabildiği gibi duyduğu sıkıntı ve acı veren bu durumu unutmak için alkol veya uyuşturucuya sığınabilirler.

Kişinin kendini iyi hissetmesi; başarılı, dengeli ve haz aldığı bir yaşama sahip olup, olmaması ile özgüvenin yüksekliği ya da güvensizlik duyguları paralel süreçlerdir. Yaşamdan haz alabilmek için özgüvene ihtiyacımız var. Bu temel ihtiyacın karşılanmaması hayatı çekilmez kılabilir.

Özgüvenin gelişiminde özellikle çocukluk döneminin ilk yıllarında (3-4 yaş) ana-baba tutumları, yetiştirme biçimi bireyin kendisi hakkındaki duygularının oluşumunda ve özgüvenin derecesinde son derece önemlidir. Ebeveynlerden biri ya da her ikisi, aşırı derecede eleştirel ve yüksek beklentili, mükemmelliyetçi ise ya da aşırı korumacı ve bağımsızlığı engelleyiciyse, çocuğun kendine ilişkin duygu ve yargısı; yeteneksiz, yetersiz ve değersiz olduğudur. Oysa ebeveynler, çocuğun girişimlerini destekler, gelişimini alkışlar, hata yaptığında doğrusunu bulmasına/yapmasına yardımcı olur, onu bu haliyle sevmeye ve kabullenmeye devam ederlerse çocuk da kendini kabul etmeyi, sevmeyi ve kendine güvenmeyi öğrenir. Kendine güven eksikliği, çoğu kez yetenekten yoksunluktan değil, diğerlerinin özellikle ana-babanın, çevre ve toplumun gerçek dışı beklenti ile ölçütlerinin bir sonucudur. Bu bağlamda kendine güvensizlik değişmez değildir. İlk çocukluk döneminde bireyin ana-baba tutumunu değiştirme ve çevresiyi belirlemede herhangi bir gücü yoktur ama bu sonraki yıllarda artar.

Özgüvenin oluşmasında ve gelişmesinde bir çok etken olmasına rağmen en önemli ve etkili olan şey kişinin kendi çabasıdır. Kimliğin oluşum sürecinde aile ve sosyal çevrenin, bireyin kendilik değerinin artmasına ve özgüvenin oluşmasına etkisi yadsınamaz olmakla birlikte, birey kendisiyle ilgili doğru ve gerçekçi analizler, bilinçli seçim ve çabalarla olumsuz deneyimlerini, olumluya çevirip, özgüvenini geliştirebilir.

Uzm.Psk. Nihal ARAPTARLI



Yorumlar (0)
15
açık
Günün Anketi Tümü
En Çok Sevdiğiniz Renk Hangisi?
Namaz Vakti 28 Nisan 2024
İmsak 04:21
Güneş 05:59
Öğle 13:07
İkindi 16:56
Akşam 20:04
Yatsı 21:35
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 34 93
2. Fenerbahçe 34 89
3. Trabzonspor 33 55
4. Başakşehir 34 52
5. Beşiktaş 34 51
6. Kasımpasa 34 49
7. Sivasspor 34 48
8. Rizespor 33 48
9. Antalyaspor 33 45
10. Alanyaspor 33 45
11. A.Demirspor 34 41
12. Samsunspor 34 39
13. Ankaragücü 33 37
14. Kayserispor 33 37
15. Konyaspor 34 36
16. Gaziantep FK 33 34
17. Hatayspor 34 33
18. Karagümrük 33 33
19. Pendikspor 33 30
20. İstanbulspor 33 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 31 69
2. Göztepe 31 63
3. Ahlatçı Çorum FK 31 55
4. Sakaryaspor 31 54
5. Bodrumspor 31 52
6. Kocaelispor 31 52
7. Bandırmaspor 31 47
8. Boluspor 31 47
9. Gençlerbirliği 31 47
10. Erzurumspor 31 42
11. Ümraniye 31 37
12. Manisa FK 31 36
13. Keçiörengücü 31 36
14. Şanlıurfaspor 31 34
15. Tuzlaspor 31 33
16. Adanaspor 31 32
17. Altay 31 15
18. Giresunspor 31 7
Takımlar O P
1. Arsenal 34 77
2. M.City 33 76
3. Liverpool 35 75
4. Aston Villa 35 67
5. Tottenham 32 60
6. M. United 34 54
7. Newcastle 34 53
8. West Ham United 35 49
9. Chelsea 33 48
10. Wolves 35 46
11. Bournemouth 34 45
12. Brighton 33 44
13. Fulham 35 43
14. Crystal Palace 35 40
15. Everton 35 36
16. Brentford 35 35
17. Nottingham Forest 34 26
18. Luton Town 35 25
19. Burnley 35 24
20. Sheffield United 35 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 33 84
2. Girona 33 71
3. Barcelona 32 70
4. Atletico Madrid 33 64
5. Athletic Bilbao 33 58
6. Real Sociedad 33 51
7. Real Betis 32 48
8. Valencia 32 47
9. Getafe 33 43
10. Villarreal 32 42
11. Osasuna 32 39
12. Deportivo Alaves 33 38
13. Sevilla 32 37
14. Las Palmas 33 37
15. Rayo Vallecano 32 34
16. Mallorca 32 31
17. Celta Vigo 33 31
18. Cadiz 32 25
19. Granada 32 18
20. Almeria 33 14