Rosalind Elsie Franklin Kimdir?

Rosalind Elsie Franklin DNA, virüs, kömür ve grafitin yapılarının anlaşılmasında büyük katkılarda bulunan İngiliz biyofizikçi ve kristallografçısı.

Kim Kimdir? 23.01.2018, 21:23 23.01.2018, 22:41 Mehmet Berke
Rosalind Elsie Franklin Kimdir?

Kısa yaşamına büyük başarılar sığdıran, DNA’nın keşfinde en önemli paya sahip olan fakat bu başarının gölgesinde kalan, bilim dünyasının büyük tartışmalarından birinin merkezinde bulunan başarılı bilim kadını Rosalind Elsie Franklin.

Rosalind Franklin; 25 Temmuz 1920’de Londra’da bir Yahudi ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi.

Franklin, İngiltere’de, çalışkanlığı ve bilgisiyle göz doldurduğu, kimya ve fizik dersleri veren kız okullarından biri olan St. Paul Kız Okulu'nda eğitim aldı.

Rosalind, 15 yaşına geldiğinde ne olacağını kesin olarak biliyordu; O bir bilim kadını olmak istiyordu. Fakat bu isteğine babası karşı çıkıyor ve okumasından ziyade, yardım kuruluşları için çalışan bir sosyal güvenlik uzmanı olmasını istiyordu.

Rosalind’in ısrarları sonucu, babası bu konudaki fikrini değiştirerek, 1938 yılında Cambridge’de bulunan Newnham Koleji’ne gitmesine izin verdi. Burada fiziksel kimya üzerine eğitim aldıktan sonra, 1941 yılında mezun oldu.

Franklin, mezuniyetinin ardından, 1942-1946 yılları arasında, İngiliz Kömür Değerlendirme Araştırma Birliği'nde (British Coal Utilization Research Association) çalıştı. Burada, doktora tezi olarak da çalıştığı kömürün gözenekli yapısı ve soğurma özellikleri üzerine araştırmalar yaptı. 1945 yılında, Cambridge Üniversitesi'nden doktora derecesini aldı.

Franklin, 1947 ile 1950 yılları arasında, Paris’te Jacques Mering ile birlikte, Devlet Kimya Hizmetleri Merkez Laboratuvarında (Laboratoire Central des Services Chimiques de l’Etat) X ışınları kristalografi yöntemi üzerinde çalıştı. Franklin burada, Mering’den öğrendiği teknikleri daha da geliştirerek, bu konuda uzmanlaştı. Yöntemi, kömürün grafite dönüştükten sonraki halinde atomların dizilişini belirlemede kullandı.

Laboratuvarda Franklin, kahve servisi yaparken çekilmiş bir fotoğraf. Mering’in laboratuvarında, kahve geleneksel olarak kroze kaplarda servis edilmekteydi.

Fransa’da kaldığı süreçte, Fransız kültürüne kolaylıkla adapte olmuştu. Bundan sonrasında, burada yaşama düşüncesi olmasına rağmen, 1951 yılında, tekrar İngiltere’ye dönerek, King's College’a bağlı biyofizik laboratuvarında araştırmacı olarak çalışmaya başladı. Bu laboratuvarda, John Randall’ın ekibinde çalışıyordu. Randall, Franklin’den DNA yapısı üzerinde çalışmasını istedi. Bunun üzerine Franklin, adını tüm dünyaya duyuracak buluşa imza atmasını sağlayacak çalışmalarına burada başladı. X ışınları kristalografisi konusunda tecrübeli olduğu için, bu teknikleri zaman kaybetmeden DNA üzerinde uygulamaya başladı. Franklin, King's College’da, meslektaşı Maurice Wilkins ile tanıştı. Wilkins de Franklin gibi DNA molekülünün x-ışını kristalografisi üzerine çalışmakta olan bir bilim insanıdır. Bu tanışmanın onları, tarih sahnesine taşıyacağından haberleri olmadan King's College’da çalışmalarına devam ettiler.

Wilkins ve Franklin, eş pozisyonlarda çalışan araştırmacılar olmalarına rağmen, dönemin İngiltere’sine hakim olan kadın erkek ayrımcılığı, burada da etkisini sürdürerek, Franklin’e sorunlar çıkarıyordu. Bu durum gitgide Wilkins ile aralarının açılmasına neden olmaktaydı ve yaşanan bu gerginliklerin boyutu tarihin akışını değiştiren olayın yaşanmasına varacaktı. DNA üzerine olan çalışmalar, ayrı araştırma gruplarında olan, Rosalind Franklin, Maurice Wilkins ve Franklin’in doktora öğrencisi Raymond Gosling tarafından sürdürülmüştür. Bu çalışmalar sonucunda DNA’nın A ve B olmak üzere, iki formu olduğu keşfedilmiştir. Bu gelişme, DNA’nın yapısının anlaşılmasında oldukça önemli bir adımdır. DNA’nın sarmal yapısının anlaşılmasına dair ilk ipuçları bu gelişme ile ortaya çıkmaya başlamıştı. Bu süreçte Franklin tarafından, X-ray yöntemi ile çekilen DNA fotoğrafları ile molekülün gizeminin çözülmesine yaklaşılıyordu. Bu fotoğrafları J.D. Bernal, “herhangi bir maddenin şimdiye kadar çekilmiş en güzel X-ray fotoğrafları” olarak tanımlamıştır.

Franklin, King’s College’da çalışmalarını sürdürürken, aynı tarihlerde, James Watson ve Francis Crick de Cambridge Üniversitesi, Cavendish Laboratuvarı’nda DNA’nın teorik modeli üzerine çalışıyorlardı.

ABD’de Caltech Üniversitesi'nde bir araştırmacı olan Linus Pauling, o dönemde, protein yapıları üzerinde çalışmaktaydı. Pauling, protein çeşitlerinin sarmal yapıda olduklarını kanıtlayan çalışmalar yapmış ve bu dönemde de çalışmalarını, DNA molekülü üzerinde devam ettiriyordu. Pauling, araştırmaları sonucunda, Ocak 1953’te DNA’nın üçlü sarmal bir yapıda, temel bazların ise dışarda durduğu bir modeli DNA modeli önerdi. Ancak bu, doğru bir model değildi.

Bu süreçte Franklin ise, DNA yapısı üzerinde elde ettiği bilgiler ışığında üç makale yazmaya başladı. Bu makalelerden ikisi, 6 Mart 1953’te Crick ve Watson modellerini tamamlamadan bir gün önce Acta Crystallographica dergisinde yayınlandı.

1953 yılının Ocak ayında, James Watson, fikir alışverişinde bulunmak için, beraberinde getirdiği Pauling'in yanlış DNA modeli ile birlikte Rosalind'in yanına geldi. Rosalind ile yaşadıkları tartışmalardan sonra, Watson Wilkins’in yanına gitti. Wilkins, izin almadan Franklin'in çekmiş olduğu en önemli DNA fotoğraflarından biri olan "51. fotoğraf" isimli numuneyi Watson'a gösterdi. Watson, beklediğinden de fazla bilgi edinmiş olarak Cambridge'e geri döndü. Watson, fotoğrafı gördüğü anı, İkili Sarmal kitabında “ağzım açık kaldı ve kalbim hızlı atmaya başladı” şeklinde anlatıyor.

Franklin’in 1952 Mayıs ayında çektiği ünlü 51. fotoğraf.(sağdaki) 

7 Mart 1953’te Watson ve Crick DNA modellerini tamamladılar ve Nisan ayında bu çalışmalarını kamuoyuna duyurdular. Önerdikleri DNA modelini yayınlayan Watson ve Crick, makalelerinde dipnot olarak “Franklin ve Wilkins’in yayınlanmayan katkılarından gelen genel bilginin teşvikiyle” şeklinde bir ifade kullanmışlardır.

Franklin, Mart 1953’te King’s College’daki işinden ayrılarak, Birckbeck College’da ünlü bir kristolograf olan J. D. Bernal ile çalışmaya başladı. Birckbeck College’da Franklin, kendi araştırma grubunu kurdu ve çalışmalarını RNA’nın yapısı ve tütün mozaik virüsü üzerine devam ettirdi. Franklin, bu alanda da başarı göstererek birçok makale yayınladı.

1956 yılında, Franklin yumurtalık kanseri olduğunu öğrenmiş ve tedavi görmüştür. Tedavi sürecine rağmen çalışmalarını devam ettiren, Franklin 16 Nisan 1958’de Londra’da yaşamını yitirmiştir. Hastalığının nedeninin uzun süre X-ray ışınlarına maruz kalmasından kaynaklandığı düşünülmüş fakat kesin bir tanı koyulamamıştır. Franklin, genç yaşta hayata veda ederek, DNA’nın yapısının keşfinin kime ait olduğu konusundaki tartışmalara dahil olamamıştır.

Franklin’in ölümünden 4 yıl sonra, 1962 yılında, Watson ve Crick, DNA’nın yapısını keşfettikleri için Fizyoloji ve Tıp Nobel ödülünü almışlardır. Wilkins bu ödüle, DNA kırınım çalışmalarını başlattığı için dahil edilmiştir. Nobel ödülleri, kural gereği yaşayan kişilere verildiği için, Franklin’in ödülde ismi geçmemektedir. Nobel ödül konuşmasında, Watson ve Crick, Franklin’den söz etmezken, Wilkins katkılarından dolayı Franklin’e teşekkür etmiştir.

DNA’nın yapısını aydınlatan ismin kim olduğu konusundaki tartışmaların belki de en önemli sebebi, İkili Sarmal isimli kitabında Watson’un Franklin’den dostça söz etmiyor olmasıdır. Kitapta Watson Franklin’den, problem yaratan, anlaşılması zor ve kendi elde ettiği sonuçları bile yorumlayamayan bir kişi olarak bahsetmektedir. Watson’a karşı olan eleştiriler, yayınlanan Franklin biyografileri ile gelmiştir. Franklin hakkında, 1975’te, yakın arkadaşı Anne Sayre tarafından Rosalind Franklin ve DNA isimli biyografi, 2002’de ise Brenda Maddox tarafından DNA’nın Karanlık Leydisi isimli biyografi yayınlanmıştır.

Rosalind Franklin de ölümünden sonra değeri anlaşılmış bilim insanları arasında yerini almıştır. Çalışmaları tam anlamıyla hakettiği değeri göremese de, tarih onu sayfalarına “DNA’nın karanlık leydisi” olarak yazmıştır.

Yorumlar (0)
5
kısa süreli hafif yoğunluklu yağmur
Günün Anketi Tümü
En Çok Sevdiğiniz Renk Hangisi?
Namaz Vakti 15 Şubat 2025
İmsak 06:49
Güneş 08:21
Öğle 13:10
İkindi 15:29
Akşam 17:49
Yatsı 19:16
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 22 60
2. Fenerbahçe 22 54
3. Samsunspor 22 43
4. Eyüpspor 22 39
5. Göztepe 22 35
6. Beşiktaş 21 35
7. Başakşehir 22 33
8. Kasımpaşa 22 31
9. Trabzonspor 21 29
10. Alanyaspor 22 28
11. Rizespor 22 27
12. Antalyaspor 23 27
13. Gaziantep FK 21 26
14. Konyaspor 22 24
15. Sivasspor 22 23
16. Kayserispor 21 20
17. Bodrum FK 22 17
18. Hatayspor 22 10
19. A.Demirspor 23 3
Takımlar O P
1. Kocaelispor 24 51
2. Karagümrük 24 45
3. Gençlerbirliği 24 40
4. Erzurumspor 24 40
5. Ahlatçı Çorum FK 24 38
6. Keçiörengücü 24 37
7. Bandırmaspor 24 37
8. İstanbulspor 24 36
9. Pendikspor 24 36
10. Ümraniye 24 35
11. Esenler Erokspor 24 34
12. Amed Sportif 24 34
13. Boluspor 24 33
14. Sakaryaspor 24 33
15. Ankaragücü 24 30
16. Manisa FK 24 30
17. Igdir FK 24 29
18. Şanlıurfaspor 24 28
19. Adanaspor 24 19
20. Yeni Malatyaspor 24 -21
Takımlar O P
1. Liverpool 24 57
2. Arsenal 24 50
3. Nottingham Forest 24 47
4. Chelsea 25 43
5. M.City 24 41
6. Newcastle 24 41
7. Bournemouth 24 40
8. Brighton 25 37
9. Aston Villa 24 37
10. Fulham 24 36
11. Brentford 24 31
12. Crystal Palace 24 30
13. M. United 24 29
14. Tottenham 24 27
15. Everton 24 27
16. West Ham United 24 27
17. Wolves 24 19
18. Leicester City 24 17
19. Ipswich Town 24 16
20. Southampton 24 9
Takımlar O P
1. Real Madrid 23 50
2. Atletico Madrid 23 49
3. Barcelona 23 48
4. Athletic Bilbao 23 44
5. Villarreal 23 40
6. Rayo Vallecano 23 35
7. Real Sociedad 23 31
8. Girona 24 31
9. Osasuna 23 31
10. Mallorca 23 31
11. Getafe 24 30
12. Real Betis 23 29
13. Celta Vigo 23 28
14. Sevilla 23 28
15. Las Palmas 23 23
16. Espanyol 23 23
17. Leganes 23 23
18. Valencia 23 22
19. Deportivo Alaves 23 21
20. Real Valladolid 23 15