Artık Kendine Dönüş !

Siz Pantheon’unuzun neresinde duruyorsunuz?

Yaşam 30.12.2016, 14:29 30.12.2016, 14:30
Artık Kendine Dönüş !

Pantheon Yunanca bir kelime olup “tüm Tanrıların tapınağı” anlamına gelir. Roma’ya gitmiş olanlar mutlaka bilir, şehrin kalbindedir. Öyle bir yapıdır ki; anlatılmaz yaşanır denir ya, işte tam o türdendir. Pantheon, Roma şehrinin kalbidir, muhteşem bir enerjiye sahiptir. Yanından ayrılamazsınız, kolonlarının yüksekliğine ve oluşunun güzelliğine hayran kalmamak mümkün değildir. Muhteşem heybetiyle bu büyüleyici ismi hak eder.

Ve evet onu arayarak bulmanız gerekir, yani Roma’ya girişinizden sonra, şehrin tam kalbine kadar bıkmadan ve yılmadan yürümeniz… Yaklaşık bir ay önce gerçekleştirdiğim, 33. yaşımı kutladığım, yalnız ve tek başınalığımda sonsuz eğlendiğim Roma seyahatimde, Roma’nın kalbinde yani şehrin en hayran olduğum en sevdiği Pantheon’un 3 numaralı kolonun altında saatlerce oturdum.

İşte bu zamanın durduğu süre zarfında içimden geçenler bu yazının sebebidir, onun muhteşem kolonlarıyla dertleştim, bana 7. yüzyıldan bugüne kadar nasıl dimdik kaldığını, Roma’da yüzyıllardır yaşanan yazları ve kışları ve o canım meydandan gelip geçenleri, bazılarının onun “gerçekten içini görerek baktıkların” ve diğerlerininse sadece “tarihi oluşunu dinleyerek” her diğer tarihi bina gibi bakıp geçtiklerini anlattı…

Pantheon’un en önemli özelliği kubbeli yapısıdır, bu kubbenin tam ortasında muhteşem bir daire boşluğu bulunur, her ziyaretimde içimden sadece en doğru en dürüst “ben” olarak tam altında durur ve yukarıya öyle bakarım. Sanki o an yukarıdan bir ışık sizi aydınlatır, adeta bir mahkeme salonunda gibi olursunuz, sizi sorgular fakat yargılamaz, sadece o daireden yukarıya yani göklere o an bir mesaj gönderiyor olursunuz o sizin gerçekten kalbinizden geçenlerdir.

Kendi Pantheon’una varamayan sen misin?

Yani Pantheon’a girmek “yürek” ister… Bu seyahatimde gördüm ki hepimizin bir Pantheon’u var… Ama ne kadar uzaktayız o heybetlinin yanına gitmeye ne kadar cesuruz ne kadar onun o muhteşem kubbesinin altında “tüm açık kalbimizle” tüm “maskelerden”, sadece dışarıya karşı takındığımız o “güçlü”, “akıllı”, “yenilmez” ve bunun gibi daha birçok farklı imajdan sıyrılabiliyoruz?

İşte bu noktada, o kolonun altında saatler süren “zamansızlığımda” kendimi yargılayabildim… Benim için çok değerli olan birine daha çok kısa bir zaman önce “kabul etmediğini” söylemiştim, ona verebileceğim arkadaşlığı, dostluğu veya tecrübeleri, “kabul etmiyorsun” demiştim… Sevgili Debbie Ford muhteşem eserlerinden Işığı Arayanların Karanlık Yanı’nda bizlere açıkça yol gösterir aslında, der ki;

“Her insanın içinde karanlık bir yan vardır. Bu bizim kendi içimizde kabullenemediğimiz, kendimizden ve başkalarından gizlediğimiz ve bilinçsizce başkalarına yansıttığımız yanımızdır.”

“Biz kendi algılanmış yetersizliklerimizi ve kusurlarımızı başkalarına projekte ederiz. Kendimize söylememiz gereken şeyleri başkalarına söyleriz. Biz başkalarını yargılarken kendimizi yargılamaktayızdır.”

Tam o anda, o güzel sonbahar gününde anladım ki, “kabul etmeyen” aslında bendim… Karşımdaki kişi sadece benim projeksiyonumdu, ve hatta ben o benim için çok özel olan kişiyi de kabul edememiştim. Ve kendime bile “sesli” ifade etmemiş olsam da “kabul edemediğim/etmediğim” o kadar çok şey vardı ki; örneğin kimsenin yardımını kabul etmezdim, kimsenin bana eşlik etmesini kabul etmezdim, bir yabancının kahve içme teklifini kabul etmezdim, bir arkadaşımın bana borç verme yardımını kabul etmezdim, bana iltifat eden kişinin iltifatını kabul edemez ve teşekkür edemezdim… Bunlar sadece bazı örneklerdi, o noktadan sonra, aldığım nefesten, sokakta karşılaştığım bir bakışa, bana yardımcı olmaya çalışan bir dosttan, havaalanında onca boş yer varken gelip yanıma oturup benimle muhteşem bir sohbeti başlatarak olağanüstü seyahat hikayeleri ile gelecek seyahatlerime ilham olan sevgili Koreli dostuma kadar “bana ulaşabileni kabul etmeye” başladım… Ve bu andan sonra muhteşem tecrübeler beni bumaya devam etti, hiç beklemediğim anlarda o kadar farklı güçler, insanlar ve deneyimler bana ulaştı ki…

Korkmamak demek, bir kez daha başaramamayı kabul etmek demektir

Sevgili Debbie Ford, yine aynı eserinde ‘’olmak istemediklerimiz’’​ hakkında benim hayatımda önemli dönüşümler getiren şu ilginç alıştırmayı önerir;

“Yerel gazete sizin hakkınızda bir yazı yazıldığını hayal edin. Hakkınızda söylenmesini istemeyeceğiniz beş şey nedir? Onları yazın. Bu beş şey doğru mudur, sizin yargılarınız mıdır ve neden bu beşi sahiplenmiyorsunuz?”

Bu beş şey içerisinde, benim için korkmak, yani bir korkak olmak var. Ve ben üç numaralı kolonun altında otururken, aslında aynı kişiye yönelttiğim “korkmak ve korkuyor olmak, risk almamak” yargılarının da farkına vardım. Aslında korkan bendim, risk almayan ve korktuğunu hep gizleyeme çalışan. Korkuyordum evet, çok zorlu bir ilişkinin ardından yeni birşeye cesaret etmeye, açıkça konuşabilmeye ve hatta “denemeye” yani yeniden başlayabilmeye korkuyordum… Bu korkum o kadar bloklayıcıydı ki, herhangi bir teklif için tek cevabım vardı “hayır”, hiçbir zaman “evet” olmayan, kendimi inandırmıştım, benim için bu dönem denemek, aramak, bulmaya çalışmak ve hatta gerçekten birlikte olabileceğim ve çok farklı tecrübeler yaşayabileceğim bir kişi ile karşılaşabilmek, “sadece korkmak” anlamına geliyordu… Ölesiye korkmak…

O an karar verdim, önce korkumu kabul ettim, evet gerçekten çok korkuyordum (ve hatta şimdi bu yazıyı okuyan sizlere de itiraf edebildiğim gibi) kendime tüm samimiyetimle itiraf ettim… Çok korkmuştum, ve ne yapacağımı bilemiyordum. Korkmamak demek, bir kez daha başaramamayı kabul etmek demekti, ama en azından cesurca denemiş olacaktım ve bunu yaptım tüm içtenliğimle elimden gelenin en iyisi şeklinde denedim…

Hepimiz bir diğerimizin içindekileri yansıtmak için karşılaşıyoruz, fakat önce “dış” dünyaya bu farkındalık gözlükleriyle bakmamız gerekiyor. Bu yüzleşme ve Pantheon tecrübem, bugün beni bu konuda sonsuz bir korkusuzluk haline ulaştırdı. Belki bu özel kişiye hiç anlatamayacağım ama bana yansıttığı, aslında ona “yönelttiğim” bu özellikleri kendimde fark edebilmek ve kabul edebilmek, bana oluşuyla kazandırdığı her zaman sonsuz minnet duyacağım benim için tam anlamıyla muhteşem bir dönüşüm süreci oldu...

Hepimizin içinde bir Pantheon var, sadece düşünün bugün bu yazıyı okuyorsanız siz Pantheon’unuzun neresindesiniz? Ona ne kadar uzaksınız, ne kadar yakınsınız? Cesaretiniz var mı, başkalarına “yönelttiklerinizden” sıyrılıp o “suçlamalarınızı, öfkelerinizi, gazetelerin sizin için yazmasını istemeyeceklerinizi” açıkça kabullenmeye ve sadece dürüst olarak Pantheon kubbenizin altında durabilmeye?

Evet, Pantheon’ununuza varabilmek ve orada tüm maskelerinizden arınmış olarak nefes alabilmek “yürek” ister, bu yazıyı okuyorsanız ben kalpten inanıyorum ki “siz” bu yolculuğa hazırsınız…



Yorumlar (0)
15
açık
Günün Anketi Tümü
En Çok Sevdiğiniz Renk Hangisi?
Namaz Vakti 19 Nisan 2024
İmsak 04:40
Güneş 06:13
Öğle 13:08
İkindi 16:53
Akşam 19:54
Yatsı 21:20
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 32 87
2. Fenerbahçe 32 85
3. Trabzonspor 32 52
4. Beşiktaş 32 48
5. Rizespor 32 48
6. Başakşehir 32 46
7. Kasımpasa 32 46
8. Sivasspor 32 44
9. Antalyaspor 32 42
10. Alanyaspor 32 42
11. A.Demirspor 32 40
12. Samsunspor 32 38
13. Ankaragücü 32 37
14. Kayserispor 32 37
15. Konyaspor 32 36
16. Hatayspor 32 33
17. Gaziantep FK 32 31
18. Karagümrük 32 30
19. Pendikspor 32 30
20. İstanbulspor 32 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 30 68
2. Göztepe 30 60
3. Kocaelispor 30 52
4. Ahlatçı Çorum FK 30 52
5. Sakaryaspor 30 51
6. Bodrumspor 30 49
7. Boluspor 30 46
8. Bandırmaspor 30 46
9. Gençlerbirliği 30 44
10. Erzurumspor 30 41
11. Keçiörengücü 30 36
12. Şanlıurfaspor 30 34
13. Ümraniye 30 34
14. Manisa FK 30 33
15. Tuzlaspor 30 32
16. Adanaspor 30 32
17. Altay 30 15
18. Giresunspor 30 7
Takımlar O P
1. M.City 32 73
2. Arsenal 32 71
3. Liverpool 32 71
4. Aston Villa 33 63
5. Tottenham 32 60
6. Newcastle 32 50
7. M. United 32 50
8. West Ham United 33 48
9. Chelsea 31 47
10. Brighton 32 44
11. Wolves 32 43
12. Fulham 33 42
13. Bournemouth 32 42
14. Crystal Palace 32 33
15. Brentford 33 32
16. Everton 32 27
17. Nottingham Forest 33 26
18. Luton Town 33 25
19. Burnley 33 20
20. Sheffield United 32 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 31 78
2. Barcelona 31 70
3. Girona 31 65
4. Atletico Madrid 31 61
5. Athletic Bilbao 31 57
6. Real Sociedad 31 50
7. Valencia 31 47
8. Real Betis 31 45
9. Villarreal 31 39
10. Getafe 31 39
11. Osasuna 31 39
12. Las Palmas 31 37
13. Sevilla 31 34
14. Deportivo Alaves 31 32
15. Mallorca 31 31
16. Rayo Vallecano 31 31
17. Celta Vigo 31 28
18. Cadiz 31 25
19. Granada 31 17
20. Almeria 31 14