Mursi Türkiye'den sığınma istedi mi?

Başbakan Erdoğan Mısır'daki askeri darbeye ilişkin soruları yanıtladı.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Temennim odur ki, başta Sayın Mursi olmak üzere şahıslarına yönelik şu anda duyduklarımız inşallah doğru değildir. Nedir? Çok çirkin yaklaşımlarla, farklı ülkelerle istihbari anlaşmalarda bulunmak suretiyle gibi böyle bir yaklaşımdan hareketle 48 saat içinde yargılanacağına dair bazı şeyler kulağımıza geliyor. Bu bir defa tarihi bir yanlış olur, çok çok yanlış bir adım olur" diye konuştu.

Mısır'daki yönetimin yapaması gereken en önemli şeyin en kısa zamanda bir seçime gitmek olduğunu belirten Erdoğan, "Başta Mursi olmak üzere siyasette yer alan bu insanları cezaevlerine tıkamak suretiyle değil, Bu noktada dürüst hareket ediyorlarsa açsınlar sandığı, halk sandığa mahkum eder, eğer sandıktan çıkarıyorum derse halk tekrar sandıktan çıkarır. Bu işin tek yolu sandıktır. Demokrasilerde sandıktan başka yol olmaz" ifadelerini kullandı.

BU DARBENİN DEMOKRASİ TARİHİNDE, DARBELER ZİNCİRİ İÇİNDE YERİ VARDIR AMA DEMOKRATİK BİR YAKLAŞIM OLARAK YERİ YOKTUR

Toplantıda bir gazetecinin, "Kahire'de Mursi destekçilerine ateş açıldığı ve 3 kişinin öldüğü, Mursi'ye Türkiye'ye ya da Katar'a sığınma hakkının verildiği ancak Mursi'nin bunu kabul etmediği" yönündeki iddiaları hatırlatması üzerine Erdoğan, halkın iradesine saygı veya halkın iradesine saygısızlık neticesini doğurabileceğini ortaya koyduğunu belirtti. Halkın iradesine saygının, anayasal meşruiyet içinde kalması koşuluyla ortaya konulabileceğini ifade eden Erodoğan, şunları söyledi:

"Yani 4 yılda bir eğer seçim yapılıyorsa ki 2 yıl öncesine kadar Mısır'da adeta tek partili dönem vardı ve orada bir dikta, otokratik bir rejim söz konusuydu ve 30 yılı aşkın bir süre Mısır bununla yaşadı. Bu süre içinde yaşananlar belliydi. Fakat burada, 1 yıl önce yapılan bir seçimle, yüzde 52 gibi bir oyla seçilen bir cumhurbaşkanı var. Halkın iradesi neticesinde seçilen bir cumhurbaşkanı var. 1 yılın sonunda bakıyorsunuz, bazı gruplar Beğenmedik diyorlar ve bu defa ordu devreye giriyor. Orası da tabii çok enteresan; ordunun başındaki Genelkurmay Başkanı aynı zamanda Cumhurbaşkanı'nın Milli Savunma Bakanı. Genelkurmay Başkanlığına, Milli Savunma Bakanlığına getiren o (Mursi). Aynı zamanda bir diğer durum da ilginç; şu anda Cumhurbaşkanlığı görevine getirilen zat da Sayın Mursi'nin göreve getirdiği kişi. Şimdi, işbirliği yapmak suretiyle böyle bir darbe gerçekleşiyor. Bu darbenin demokrasi tarihinde, darbeler zinciri içinde yeri vardır ama demokratik bir yaklaşım olarak yeri yoktur, olmayacaktır. Darbeciler halkası içinde yer alacaklardır."

HER SİYASETÇİNİN YANLIŞLARI OLABİLİR

Mursi için, "Hataları vardır, şöyledir böyledir" gibi yaklaşımların dürüst yaklaşımlar olmadığını kaydeden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Her siyasetçinin, her siyasi liderin yanlışları olabilir. Benim de yanlışlarım olabilir. Diğer siyasetçilerin de yanlışları olabilir. Bunun cezasını vermek veya siyasetten men etmek, bazı egemen güçlerin görevi değildir. O halkın iradesiyle tecelli eder. Halk bir kenara koyar, dersini verir. O dersini almışsa tekrar halkın karşısına çıkar veya köşesine çekilir. Dolayısıyla bizim demokrasi deneyimini, çok defalar darbelerle kesintiye uğrayarak, tokadını yemiş bir ülke olarak bunları olumlu karşılamamız veya alkışlamamız mümkün değildir. Ne yazık ki ülkemizde bunları alkışlayanlar da var. Biz alkışlayanlardan olmayacağız. Bu sürece de biz olumlu bakamıyoruz, bakamayız. Mümkün değil."

BİZE ŞU ANA KADAR TEKLİF GELMİŞ DEĞİL

Başbakan Erdoğan, Mursi'ye yapıldığı ileri sürülen sığınma teklifiyle ilgili olarak da, "Türkiye'ye sığınma gibi talep, bir teklif oldu mu? Hayır, bize şu ana kadar teklif gelmiş değil. Böyle bir teklif, şu ana kadar söz konusu da değil. Temennim odur ki, başta Sayın Mursi olmak üzere şahıslarına yönelik şu anda duyduklarımız inşallah doğru değildir. Nedir? Çok çirkin yaklaşımlarla, farklı ülkelerle istihbari anlaşmalarda bulunmak suretiyle gibi böyle bir yaklaşımdan hareketle 48 saat içinde yargılanacağına dair bazı şeyler kulağımıza geliyor. Bu bir defa tarihi bir yanlış olur, çok çok yanlış bir adım olur. Şu anda attıkları adımın meşruiyeti anayasal değildir. Bundan sonraki süreçte, dünyada da çok tartışılır hale gelecektir, Mısır'daki mevcut yönetim. Yapmaları gereken en önemli şey, en kısa zamanda Mısır'da bir seçime gitmeleridir ve başta Mursi olmak üzere siyasette yer almış olan bu insanları, cezaevlerine tıkmak suretiyle değil, eğer bu noktada dürüst hareket ediyorlarsa açsınlar sandığı ve halk sandığa mahkum eder veya sandıktan çıkarıyorum derse halk tekrar çıkarır. Bu işin tek yolu sandıktır. Sandıktan başka yol demokrasilerde olmaz" diye konuştu.

TAYLAND'A VİZEYİ TAMAMİYLE KALDIRMANIN DÜŞÜNCESİNDEYİZ

Erdoğan "Geçtiğimiz temmuz ayından bu yana Tayland vatandaşlarının ülkemizi ziyaretine vize muafiyeti getirilmesiyle Tayland'dan Türkiye'ye gelenlerin sayısında da ciddi bir artış oldu. 30 günlük vize muafiyeti söz konusu. Fakat biz bunu, karşılıklı geri kabuller görüşmesini bir neticeye bağladıktan sonra tamamıyla kaldırmanın da düşüncesi içerisindeyiz. Arkadaşlarımız bu çalışmayı bitirdikten sonra tamamıyla kaldıracağız" dedi.

ORTAK EYLEM PLANI

Ziyaret vesilesiyle iki ülke arasındaki ilişkileri geniş bir vizyonda, karşılıklı fayda esasında derinleştirmeyi hedefleyen bir ortak eylem planını da kabul ettiklerini, 3 ayrı anlaşma yapıldığını belirten Erdoğan, bu anlaşmaların, Türkiye ile Tayland arasındaki ilişkileri çok daha güçlendireceğine inandığını ifade etti. Görüşme sırasında, Tayland ile serbest ticaret anlaşması müzakerelerine bir an önce başlanması isteğini ilettiğini kaydeden Erdoğan, Shinawatra'nın, İstanbul'da Türk ve Tayland özel sektör temsilcilerini, üst düzey yöneticilerini bir araya getirecek toplantıya katılarak, iki ülke iş adamlarına hitap edeceğini kaydetti. Erdoğan, "Bu da farklı dönemin başlamasına vesile olabilir. Tayland'ın sunduğu yatırım, ticaret ve işbirliği imkanları hakkında Türk iş dünyasını ilk elden bilgilendirmiş olacaklar" diye konuştu.

Tayland Başbakanı Shinawatra ise, "Diplomatik ilişkilerimizin 55. yılında Tayland ve Türkiye çok yakın ve dostane bir ortaklık içinde olmuştur. Bugün Sayın Başbakan ve ben, bu ortaklığı daha da ileri götürme kararını aldık. Her iki ülke, farklılıklara saygıya inanan ülkelerdir. Aşırılıkçılık konusunda kararlı iki ülkedir. Bu konuda Sayın Başbakan'a takdirlerimi sundum. Özellikle Tayland'ın güney sınırı illerindeki duruma barışçıl bir şekilde katkıda bulundukları için. Bizim güney illerimizde yaşayan Müslüman öğrencilere sağladıkları burslardan dolayı da teşekkür ettim. Öğrenciler döndükleri zaman bir köprü oluşturacaklar. İki ülke arasındaki bağlantıları artırmanın stratejik öneminde mutabık kaldık. Tayland, Türkiye'yi yeni İpek Yolu projesi için tebrik etmektedir. Avrupa'yı Asya'ya trenle bağlayan bu projeden dolayı tebrik etmektedir. Bu sabah ziyaret ettiğim Marmaray tüneli beni çok etkiledi" ifadelerini kullandı. Ortak basın açıklaması öncesinde ayrıca iki ülke arasında ortak eylem planı ve 3 ayrı anlaşma da imzalandı. Toplantının ardından Tayland Başbakanı Shinawatra onuruna resmi akşam yemeği verildi. Yemeğin ardından Başbakan Erdoğan Üsküdar Kısıklı'daki konutuna geçti.