Bülent Arınç'tan asgari ücretliye müjde

Arınç, yaptığı açıklamada, 2013 yılının son Bakanlar Kurulu toplantısını yaptıklarını, kabineye atanan yeni bakanların da ilk kez bu toplantıya katıldığını belirterek, toplantıda yeni atanan bakanlara başarı dileklerini ilettiklerini ifade etti.

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, "Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun (HSYK), kendi kanununu ihmal ederek değil bilerek görmezden gelerek yaptığı çalışmanın mutlaka bir karşılığının olması gerekir" dedi.

HSYK'nın mahkemelere talimat vermek ve kendi görevini çiğnemek suretiyle büyük bir hata yaptığını dile getiren Arınç, "Dolayısıyla bu hukuk dışılıkları dikkate alan hükümetimizin elbette bazı yasal çalışmalar için gerekeni yapacağından hiç kimsenin kuşkusu olmaz" şeklinde konuştu.

Bülent Arınç, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Adalet Bakanlığımız, sadece HSYK ile ilgili olayla değil, mahkeme kapısı önüne çıkıp bildiri dağıtmaya kalkışan savcıların da ne yaptığının, üzeri mühürlü dosyalar olmasına rağmen bunların içindekileri dışarıya servis etmeye çalışanların, elbette Türkiye'yi karşı karşıya bırakmak istedikleri kaos tehlikesine karşı görevini kötüye kullananlarla ilgili yargısal ve yasal ne yapılacaksa bütün bunları en kısa zamanda yerine getirecektir."

Ceza Muhakemesi Kanunu'nda yer alan hususların değiştirilmesinin ya da farklı bir şekle getirilmesinin söz konusu olmadığını belirten Arınç, şöyle devam etti:

"Buna yönelik Adalet Bakanlığının da bir çalışması yoktur. Yargılamanın iadesi süreç olarak hukuksal bir kurum olarak vardır. Şartları tahakkuk ettiğinde de ilgililer bu talepte bulunabilirler. Yoksa günlük olaylarla bağlantı kurularak 'işte bu sebeple de yeniden yargılama yapılsın' demek sadece bir temenniyi ifade eder, hukuki olması herhalde tartışılır."

Arınç, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) Kanunu'na göre, kurul başkanı olan adalet bakanının bazı yetkilerini başkanvekiline devretmesinin mümkün olduğunu, Sadullah Ergin'in de ağustos ayında böyle bir yetki devri yaptığını belirterek "Bu son yaşadığımız olayı gördükten sonra, Adalet Bakanımız Sayın Bekir Bozdağ, 27 Aralık 2013'te (HSYK Başkanvekiline) bu yetki devrini değiştirdi" dedi.

Bülent Arınç, şöyle devam etti:

"İlk yetki devrinde, 'Benim uygun görüşümü aldıktan sonra basın açıklaması yapacaksınız', şimdiki yazıda da 'Hayır, bunu sadece bakan yapacaktır çünkü kanunun amir hükmü böyledir' diyor. Böylelikle, son yapılan iş, kötü ve maksatlı bir iş olmasına rağmen bundan bir hayır da ortaya çıktı. Demek ki her yetkiyi de vermemek lazım. Biz bunu görmüş ve anlamış olduk."

Arınç, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik'in de iş hayatını genelde ilgilendiren konular üzerinde bir sunum yaptığını belirterek, bu konular arasında taşeron işçileri içerisine alan ve diğer paydaşlarla ilgili önemli hususların bulunduğunu ifade etti.

Taşeron işçilerle ilgili çalışmaların sonuçlandığında Bakanlar Kuruluna sunulmasının ilke olarak benimsendiğini anlatan Arınç, şunları kaydetti:

"Ancak şu ara zannediyorum özellikle asgari ücretin ne olacağına ilişkin bir merak yaşanıyor. Sayın Bakanımız, bu konuda gelişmeleri özetledi. Bildiğiniz gibi komisyonda farklı kesimlerden temsilciler var. Bunların görüşleri, talepler ve mümkün olabilecek gelişmeler konusunda Sayın Bakan bir açıklama yaptı. Sanıyorum, Komisyon yarın (bugün) veya belki daha sonraki günlerde bu konuda bir açıklama yapacaktır. Asgari ücretin tespitinde mümkün olabildiğince yüksek tutulması prensip olarak kabul edildi. Burada bir asgari ücrete ilave edilecek bir pozisyon olarak şunu söylemeliyim; bildiğiniz gibi 4 çocuğu olan sıfır vergiye tabiydi. Kendilerinden vergi alınmıyordu. Bunu üç çocukla değiştirmek suretiyle en azından 40-50 liraya yaklaşan ayrıca bir gelire sahip olacaklar. Ancak bu kanunla mümkün olabilecek. Plan ve Bütçe Komisyonu'ndaki kanun içerisinde bir madde ile üç çocuktan vergi alınmaması için ayrıca bir kanun maddesi ilave edilecek."

Toplantıda, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın yurt içi gezilerinde halktan gelen doğalgaz talebinin de görüşüldüğünü anlatan Arınç, "Sayın Başbakanımızın son yurt içi gezilerinde halktan büyük talep geldi. O da ilçelerine ve illerine doğalgaz verilmesiydi. İllerde büyük ölçüde tamamlandı ancak bazı ilçelerde henüz doğalgaz ile ilgili bir çalışma yoktu. Bu dikkate alındı. Bugüne kadar doğalgaz gidemeyen ilçelerde taleplerini karşılamak üzere Botaş'a verilen görev süresi 28 Haziran 2014 tarihine kadar uzatılmış oldu. Böylelikle yeni bir süre, doğalgaz talep eden ilçelerimiz için gerçekleşmiş olacak" şeklinde konuştu.

Görevden alınan bazı emniyet amirleri ve müdürlerinin göreve iade için dava açtığı anımsatılarak "Adalet Bakanlığı Müsteşarının görevden alındığı iddiaları ve sürecin nasıl devam edeceğinin" sorulması üzerine ise Arınç, şunları kaydetti:

"Her şey birbirine karıştırılırsa işin içinden çıkılmaz. Eğer rutin olarak bazı görev değişiklikleri bugüne denk gelmişse siz bunları son yaşanan olaylar sebebiyle birilerini hedef haline getirseniz bu doğru değil. Bildiğim kadarıyla bakan müsteşarı şu anda görevinin başındadır. Ancak 26 bakanlığı var, bunların en azından 20'sinin müsteşarı vardır. Bakanlar, özellikle yeni göreve başlayan bakanlar, bürokratlarıyla ilgili tasarrufta bulunabilirler. Konuyu cemaatle bilmem neyle bir gazeteyle veya bir düşünceyle son yaşanan olayların bir parçası olarak göstermek fevkalade yanlış olur. Bunların çetelesini tutmaya da gerek yok. Eğer haksız biçimde görevden alındığını iddia eden birisi varsa yargısal denetim ne güne duruyor, hepsi koşar dava açar ve gerçekten bir haksızlık varsa hepsi de göreve iade edilebilir. İdare içerisinde bazı üst düzey bürokratların dava açmak suretiyle tekrar görevlerine dönme arzusu bugüne kadar bürokraside hoş karşılanmış değildir. Bu yüzden bazı valilerin geçmiş dönemlerde 5 defa gittiğini 6 defa geldiğini de bilen bir insanım."

Arınç, "Sevinçle söylemeliyim ki halkımızın, hükümetimize, başbakanımıza, partimize karşı olan sevgisinde hiçbir eksilme olmadığı gibi tam tersine en azından yüzde 100‘lük daha büyük bir artış, daha büyük bir ilgi, heyecan var" ifadelerini kullandı.

Arınç, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Daha önce yapılan gezilerle, toplantılarla, mitinglerle karşılaştırılmak suretiyle özellikle son yaşanan olaylar noktasında vatandaşlarımızın hükümete olan bağlılığının, sevgisinin hangi noktaya gelmiş olduğunu şüphesiz olumlu olarak bir kez daha tespit olmuştuk."