Bal gibi kayıtdışı siyasi bir faaliyettir

TBMM Başkanı Cemil Çiçek, "Şu an iddia ediyorum, ekonomideki kayıt dışının en az iki katı Türkiye'de siyaset kayıt dışındadır" dedi.

Politika 26.12.2013, 18:18
Bal gibi kayıtdışı siyasi bir faaliyettir

TBMM Başkanı Cemil Çiçek, "Şu an iddia ediyorum, ekonomideki kayıt dışının en az iki katı Türkiye'de siyaset kayıt dışındadır. Siyasetin bir görünen aktörleri var, bunlar siyasi partilerdir, bizleriz. Ama Türkiye'de siyaseti biz yapmıyoruz: Biz başkalarından arta kalan ne varsa onu yapıyoruz ve kayıt içindeyiz" dedi.

Çiçek, Kanal 24 Televizyonunun canlı yayınına katılarak, gündemdeki konulara ilişkin soruları yanıtladı.

İstanbul merkezli operasyona ilişkin değerlendirme yapan Çiçek, öncelikle olup bitenleri soğukkanlılıkla değerlendirmek gerektiğini, aksi halde sağlıklı bir sonuca varılamayacağını ifade etti.

Çiçek, 2011 yılında yapılan seçimlerden sonra siyasetin, Meclis'in, Türkiye'nin, bölgenin gündeminin çok sert bir ortam oluşturduğuna dikkati çekti. Tartışmaların da bu sertlikte sürdürüldüğünü anlatan Çiçek, "Dolayısıyla biz bir konuyu tartışmak yerine, büyük ölçüde kavga ediyoruz. Zaman zaman hakaretlere varan sözler sarf ediliyor. Böyle olunca da olayın aslı, esası bir kenara itiliyor" dedi. 

"Masumiyet karinesi dediğimiz şey insan onuru için"

Masumiyet karinesinin önemine de işaret eden Çiçek, yargılama sonucu varılması gereken kanaate en başta varılıyor ise masumiyet karinesinin ihlal edildiğini ifade etti. Çiçek, şöyle devam etti:

"Gizlilik bir işe yaramıyor, yargılama neredeyse fuzuli bir işlem haline geliyor, kanaati baştan ortaya koyunca. Yargılamanın sonucunda eğer benim iki sene, üç sene evvel, bir ay evvel kabul ettiğim istikamette mahkeme karar verirse, 'helal olsun adalet tecelli etti'. Tersi olursa 'yolunu buldular, adam beraat etti' ya da mahkum oldu, 'zaten düzmece evrakla, belgelerle mahkumiyet kararı verildi'. Burada yargının işi de gerçekten zor. Bir de bunun üzerine siyasi tartışma inşa edilince, Türkiye içinden çıkılmaz, ne doğru ne yanlış anlaşılamaz, hale geliyor. Şu masumiyet karinesi dediğimiz şey, hakikaten insan onuru için. Çünkü bütün hukuki düzenlemelerin temelinde insan var. İnsan onuru diye bir şey kalmıyor, gizlilik diye bir şey kalmıyor. Dosyayı bilmiyoruz, her tür tartışmayı yapıyoruz, 'Niye öyle oldu, niye böyle oldu' Sonuçta hani Türkiye Cumhuriyeti Devleti hukuk devletiydi? Hukuk nerede kaldı?  Dolayısıyla hepimiz en başta hukuku uygulayanlar olmak üzere hukuka uymak mecburiyetindeyiz. Eğer bu soruşturma gizli olacaksa gizli yapılacak. Bugün gazetenin birinde, ilgili başsavcı, 'gizliliğe riayet edin' diyor. Başsavcının böyle bir yazıyı yazma ihtiyacını duymuş olması bile bu benim söylediğimi bin defa haklı çıkarır. Bu kanunun emridir, hukukun emridir, evrensel hukukun kuralıdır. Hukuka uygun bir yargılama yapılacaksa soruşturma evresi gizlidir. Bu böyle olacaktır. Eğer hukuka uygun bir yargılama yapılacaksa hüküm kesinleşinceye kadar kişi masumdur."

"Kayıt dışı siyaset var"

Herkesin elini vicdanına koymasını ve gerçekten hukuka uygun bir tablo olup olmadığını sorgulamasını isteyen Çiçek, bu sorgulamadaki tereddütün devlete, yargıya ve hatta kişilerin birbirine güvenini aşındırdığını, hukuku siyasetin merkezine oturttuğunu söyledi. 

Türkiye'de ekonomide olduğu gibi siyasette de kayıt dışılık bulunduğunu ifade eden Çiçek,  şunları söyledi:

"Şu an iddia ediyorum, ekonomideki kayıt dışının en az iki katı Türkiye'de siyaset kayıt dışındadır. Siyasetin bir görünen aktörleri var, envanterde, tabloda, çizelgede, skalada görülen kayıt içindeki siyaset. Bunlar siyasi partilerdir, bizleriz. Ama Türkiye'de siyaseti biz yapmıyoruz: Biz başkalarından arta kalan ne varsa onu yapıyoruz ve kayıt içindeyiz. Ama bir de kayıt içindeki siyasetçilere etki eden, yön veren, pazarlık yapan, kavga yapan, yeri geldiğinde pek çok çekişmelere sebebiyet veren. Ve bu ülkede siyasetin bir gerçeği olarak, ama kayıt dışındaki gerçeği olarak önemli aktörler grubu var. Bunlar bazen sosyolojik gruplardır, bazen sermaye gruplarıdır, bazen medya gruplarıdır. Bazen bizatihi sivil toplum ya da geçmişte sıkça yaşadık, şimdi de bunun örneklerini görmek mümkün devletin anayasal kurumlarının anayasa ile kendisine verilmiş yetkinin dışına çıkarak Türkiye'yi yönlendirmeye, karar aldırmaya, karar oluşturmaya yönelik bir kısım faaliyetleri var. Bunları da sık sık yaşadık. İşte 27 Nisan böyle bir şeydi. Kayıt dışı bir siyaset örneğiydi. Darbeler, vesaire."

"Bal gibi kayıtdışı siyasi bir faaliyettir"

"Birisi bir alana müdahale ediyorsa ve anayasal yetkisinin dışına çıkıyorsa, bu bal gibi kayıtdışı siyasi bir faaliyettir" ifadesini kullanan Çiçek, şunları söyledi:

"Hiç görülmeyen birtakım siyasi unsurlar var. Bunların bir kısmı Anayasal kuruluşlardır. Dün daha etkindi, bugün daha az etkin veya değil, onun yerine bugün başkaları ikame edildi, ediliyor. Sermaye grupları, sosyolojik gruplar. Siyasi faaliyetler olarak envanterde gözükmeyen ama siyaseti belirmeye çalışan ve yeri geldiğinde kavgaya tutuşan gruplar da var. Bu da siyasetin kayıtdışı bölümüyle alakalıdır. Üstelik kayıtdışı siyasetin, dış mihraklarla da bağlantılı olduğu dönemler olmuştur. Bir ülkede halkın seçtiği meşru hükümeti değiştirmeye vatandaş karar verecektir. Gazete ilanlarını hatırlayın, bir meslek örgütünün öncülüğünde havuzlar oluştu, transferler oldu... Eğer siz kayıtdışı siyasetin unsuruysanız kayıtiçi ilişkileriniz de çok normal olmaz. Bu çarpık bir ilişkidir ve eninde sonunda sıkıntı çıkarır.

Türkiye'de ekonominin en az üçte biri, siyasetin en az yarısı kayıtdışıdır. Fırsat bulundu mu oradan buradan siyaseti yönlendirmeye, meşru hükümetleri alaşağı etmeye çalışırlar." 

"Kaybeden Türkiye oluyor"

Olması gereken şeylerin kendi mecrasında yürütülmesi gerektiğini belirten Çiçek, "Yolsuzluk mu sonuna kadar gidilsin. Bunda hepimizin menfaati vardır" dedi.

Çiçek, "Bugün çektiğimiz sıkıntıların sona ermesi bakımından bu yargılamalar yapılır, hukuk çerçevesinde kanaate varırız ama yargılamanın sonucu bile beklenmiyor. Türkiye, huzursuz bir ülke haline geliyor, kaybeden Türkiye oluyor" ifadelerini kullandı.

İdam talebiyle iddianameler hazırlandığını ancak insanların beraat ettiğini belirten Çiçek, "Açılan her yüz davadan 35'i beraatle sonuçlanıyorsa, biz ise dava açılmadan yüzde yüzünü suçlu kabul edersek, bu yüzde 35'in hukuku ne olacak? Yargı mağdurları diye geniş bir kitle oluşuyor" diye konuştu.

Çiçek, "Elbette suç teşkil eden ne varsa bunun üstüne gidilmesi gerekiyor. Bizim buna yardımcı olmamız lazım. Bunu yaparken evrensel hukuk kurallarını, insan onurunu gözardı etmeden, hukuku, siyasetin malzemesi yapmadan, günübirlik siyasete malzeme taşıyan faaliyet alanı olmaktan çıkarmak gerekir" diye konuştu.

Çiçek, tutuklu milletvekilleriyle ilgili bir soru üzerine, uzun tutukluluğun artık Türkiye'de en önemli yargısal sorunlardan biri haline geldiğini söyledi.

Tutukluluğun bir tedbir olduğunu ifade eden Çiçek, "Yanlış kuralları değiştirmediğiniz sürece bu yanlış sonuçlarla karşılaşma imkanınız her zaman var" dedi. 

Anayasanın 83, 14, 76 ve 84. maddelerinin değiştirilmesi gerektiğini belirten Çiçek, "Biz bunları değiştiremedik, bu konularda uzlaşamadık. Beyanatlarla çözmeye veya kişisel yol ve yöntemlerle çözmeye çalışıyoruz. Böyle olunca birisi çözülüyor birisi çözülmüyor" diye konuştu. 

"Tutuklu milletvekili" sözünün artık tüm milletvekillerini kapsamadığını belirten Çiçek, birisinin hükmünün kesinleştiğini; birisinin dosyasının Yargıtay'a geldiğini, birisinin ferdi başvuruyla tahliye olduğunu, Mehmet Haberal'ın hükümle tahliye olduğunu, Sinan Aygün'ün tutuksuz yargılandığını anımsattı. Çiçek, şunları kaydetti:

"Bir de KCK davasından tutuklu 5 milletvekili var. Problem, bu beşini mi konuşuyoruz, hükmü kesinleşmiş olan da dahil olanı mı konuşuyoruz, Yargıtay yolunda veya Yargıtay'da olan dört arkadaşın durumunu içine alarak mı konuşuyoruz? 

Şimdi herkes beyanat veriyor. Kamuoyu problemi bilmiyor. Belki bu işi konuşanlar da bu işin ayrıntısına dikkat etmeden, bu prim yapıyor piyasada diye 'Tutuklu milletvekili olmaz, milli irade tutuklanamaz' diyor. Eyvallah. Hadi gelin değiştirelim bunu. Bunu siz söyleyebilirsiniz, sade vatandaş söyleyebilir ama burası kural koyan yer. Milletvekilleri tutuklu iken ya da hükümlü iken bununla ilgili anayasadaki, yasadaki kuralları değiştirmiyorsunuz, basın toplantılarında bunu konu yapıyorsunuz. 

Kim ne düşünüyorsa bu konuda evvela yazılı bir metin haline getirsin bunu. Meclis Başkanlığı'nda 7 tane teklif var. Bunların hepsi, kişinin tahliye edilmesini mümkün kılan teklifler. Olur olmaz bir tarafa da... 'Bunlar tutukluysa serbest bırakılsın' diyor. O sadece 5 milletvekilini ilgilendirir durumda. Geri kalan beşinin durumu ne olacak? Buradan da bir kısım siyasi çıkarımlar yapılıyor. O zaman ne olacak? Olaya bir bütünlük içerisinde bakmadığınız takdirde 'tutuklu milletvekilleri' sözü bu problemi hem ifade etmiyor hem de çözüm noktasında ciddi sıkıntılar çıkıyor. İnşallah partilerimiz de bu işlere kafa yoruyorlardır. Ben de kafa yoruyorum. Sonuçta mutabık kalacağımız bir şey çıkacaksa birlikte çıkaralım. 'Orucu siz yiyorsunuz, kefaretini bana ödettiriyorsunuz' gibi bir noktaya doğru gidiyor bu iş. Böyle olmaz."



Yorumlar (0)
15
açık
Günün Anketi Tümü
En Çok Sevdiğiniz Renk Hangisi?
Namaz Vakti 28 Nisan 2024
İmsak 04:21
Güneş 05:59
Öğle 13:07
İkindi 16:56
Akşam 20:04
Yatsı 21:35
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 34 93
2. Fenerbahçe 34 89
3. Trabzonspor 33 55
4. Başakşehir 34 52
5. Beşiktaş 34 51
6. Kasımpasa 34 49
7. Alanyaspor 34 48
8. Sivasspor 34 48
9. Rizespor 33 48
10. Antalyaspor 33 45
11. A.Demirspor 34 41
12. Kayserispor 34 40
13. Samsunspor 34 39
14. Ankaragücü 33 37
15. Konyaspor 34 36
16. Gaziantep FK 33 34
17. Hatayspor 34 33
18. Karagümrük 33 33
19. Pendikspor 34 30
20. İstanbulspor 34 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 32 72
2. Göztepe 32 66
3. Sakaryaspor 32 57
4. Kocaelispor 32 55
5. Ahlatçı Çorum FK 32 55
6. Bodrumspor 32 53
7. Boluspor 32 50
8. Bandırmaspor 32 47
9. Gençlerbirliği 32 47
10. Erzurumspor 32 44
11. Keçiörengücü 32 39
12. Manisa FK 32 37
13. Ümraniye 32 37
14. Şanlıurfaspor 32 34
15. Tuzlaspor 32 34
16. Adanaspor 32 33
17. Altay 32 15
18. Giresunspor 32 7
Takımlar O P
1. Arsenal 35 80
2. M.City 33 76
3. Liverpool 35 75
4. Aston Villa 35 67
5. Tottenham 33 60
6. M. United 34 54
7. Newcastle 34 53
8. West Ham United 35 49
9. Chelsea 33 48
10. Bournemouth 35 48
11. Wolves 35 46
12. Brighton 34 44
13. Fulham 35 43
14. Crystal Palace 35 40
15. Everton 35 36
16. Brentford 35 35
17. Nottingham Forest 34 26
18. Luton Town 35 25
19. Burnley 35 24
20. Sheffield United 35 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 33 84
2. Girona 33 71
3. Barcelona 32 70
4. Atletico Madrid 33 64
5. Athletic Bilbao 33 58
6. Real Sociedad 33 51
7. Real Betis 32 48
8. Valencia 32 47
9. Getafe 33 43
10. Villarreal 32 42
11. Osasuna 33 39
12. Deportivo Alaves 33 38
13. Sevilla 32 37
14. Las Palmas 33 37
15. Rayo Vallecano 32 34
16. Mallorca 33 32
17. Celta Vigo 33 31
18. Cadiz 33 26
19. Granada 33 21
20. Almeria 33 14