Öcalan Ölmeli mi, Kullanılmalı mı?

Araştırmacı ve Şair-Yazar Sırrı Çınar’a terör sorununun nasıl çözüleceğini ve gelinen noktanın iyi mi, kötü mü olduğunu sorduk. Olayı şah damarından yakalayan Sırrı Çınar öyle cevaplar verdi ki, sadece birkaç cümle ile sosyal, siyasal, kültürel, konjonktürel açılardan meseleyi çözümledi.

Türkiye 03.01.2013, 15:58 08.07.2013, 06:58
 Öcalan Ölmeli mi, Kullanılmalı mı?

Özel Haber: Nefes Yapım

SORU: Terör sorununun çözümünde düşünceleriniz nelerdir? Öcalan’ın kardeşiyle dahi röportaj yapılıp, ev hapsinin çözüm olarak gösterilmesinin artık neredeyse  normal karşılandığı günümüzde iyiye doğru bir gidiş mi var? Yoksa tam tersi mi? Kaosa mı sürükleniyoruz? 

Evet ne yazık ki ülkemiz son 30 yıldır terörle mücadele halinde. Ağır bedeller ödenen bir süreç. Sonuca gitmek noktasında ise âdeta çözümsüz.. Bunun çeşitli sebepleri vardır. Zaten terör veya terörün kaynağı olarak gösterilen Doğu ve Güneydoğu meselesi (diğer adıyla Kürt meselesi) sorunun çok derinlerinde olan ve tarihsel süreç içerisinde kendiliğinden gelişen bir durum değil, dışarıdan etkilerle bu hale getirilmiş bir gerçekle karşı karşıyayız. Yöneticilerimizin veya terörle mücadele konusunda yapılabilecek bütün eylemlerin “terör” mantığı içerisinde değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Ki terör, mutlak ve mutlak, dünyanın her yerinde ve her döneminde, toplumun en zayıf noktasını veya oluşturabileceği  çok haklı sebepleri ele alarak ortaya çıkar. Yani haklı sebepleri savunduğunu gösterir. Oysa amaçları çok farklıdır. Ve şu anda da bizdeki durumda ne yazık ki böyledir ve terörle Kürt meselesini veya terörle insan haklarını, terörle Doğu ve Güneydoğu meselesini birbirine karıştırdığımız sürece, birbirinden ayrıştırmadığımız sürece bu sorun böyle daha da çıkmaza doğru devam edip gidecektir. Çünkü terörü şu anda koordine eden, organize eden, kamuoyunun gündemine getiren, TV ekranlarında, basın yayın organlarında ve siyasi platformlarda ve propaganda yapılabilecek her türlü ortamda Kürt meselesini gündemde tutan ama bunu teröre altyapı oluşturması için mücadele eden grupların tamamının sayısı çok ama çok azdır. Yani bütün gazetecisinden, aydınından, siyasetçisinden, bizzat bunu propaganda yapan insanları ortaya alarak topladığımız takdirde, bütün Türkiye çapında on bin kişiyi geçmeyen bir kitlenin güdümüne girmiş, bir problem olarak bize sunulan ve onların sunmuş oldukları problemin çözümü için eline silah alan PKK örgütünü arkalarında bulan bir yapıyla karşı karşıyayız. Bu çok enteresan bir durum. PKK’nın yapmış olduğu eylemler sonucu, Kürtlerle ilgili demokratikleşme ve insan hakları bağlamında onlara sunulmuş olan hakların PKK’nın silah gücüyle ve zoruyla alındığı imajı oluşturulmaktadır!.. Bunun önüne geçilmesi gerekiyor. Yani yöneticilerimizin özellikle devlet idarecilerinin, terörle mücadele edenlerin , “Biz size şu şu hakları verdik, daha ne istiyorsunuz” anlamında kuracakları bir cümle bile PKK’nın yaptıklarını bir şekilde meşrulaştırmaktadır. Terör çok onursuzca bir mücadele biçimidir. Onursuzluktur ve PKK da tam anlamıyla onursuz bir mücadele içerisindedir. Onurlu bir savaş söz konusu değildir. Eğer PKK terör örgütü, Türkiye Cumhuriyeti devletiyle savaşmayı göze alıp, “kendilerince” bazı hakları alma adına savaş açmışsa, masum insanları, öğretmenleri, sokakta hayatını sürdürenleri, Karayollarında işçi olanları, inşaat şirketinde işçi olanları, yani sivil vatandaşlara yönelik eylem yapmalarının hiçbir açıklaması yoktur. Tabi ki bunları da kendi propagandaları içerisinde Türkiye Cumhuriyeti Devleti tarafından yapıldığını söyleyerek kendilerine taraftar toplamak ve kendilerini masumlaştırmak niyetindedirler. Yalnız bu kesinlikle gerçek dışı bir durumdur. Devletin, güvenlik güçlerinin çeşitli şekilde hataları olmuştur, bunu biliyoruz ama şu an itibariyle bu hataların tekrar etmediğini de biliyoruz. Bu hatalar tekrar etmediği halde PKK terör örgütü okulları yakmaktadır, öğrenciyi öğretmeni öldürmektedir, kaçırmaktadır. Bu tamamen onursuzluktur. Onursuzca yapılan bir savaşta merhamet göstermek ise tamamen saflıktır. Bunun farkına varmalıyız. Abdullah Öcalan’ın örgüt lideri olarak bulunduğu İmralı’daki “konutundan” uzun bir süre örgütünü yönettiğini biliyoruz. Avukatları vasıtasıyla örgütüne her türlü mesajı anında ilettiğini ve örgütün kendi iç problemlerini avukatları vasıtasıyla öğrenip bir çözüm ürettiğini biliyoruz. Son zamanlarda bunun önü kesildiği için, yani Abdullah Öcalan’ın örgütle bağlantısının kesilmesi yönünde bazı adımlar atılması sonucu yine PKK’yı destekleyen sivil unsurların çeşitli eylemler ortaya koyarak, terör örgütü liderinin örgütünü kontrol etmesini ve yönetmesini sağlamak için mücadele ettiklerini de biliyoruz. Bunlar ne yazık ki terör konusunda devletin veya terörle mücadele eden kurumların düşüncelerinin çok net olmadığını gösteriyor. Mutlaka ve mutlaka bir devlet, elinde mahkum ettiği bir terör örgütü liderini örgütüne karşı olumlu anlamda kullanabilme yetkisinde olmalıdır ve öyledir. Dünyanın pek çok yerinde böyledir. Eğer bir terör örgütü lideri yakalanmışsa, o terörü yok etmek amacıyla o örgüt lideri kullanılmıştır. Biz de Abdullah Öcalan’ı bu anlamda kullanabilmeyi bilmeliyiz. Yani Abdullah Öcalan bir mahkumdur. Otuz bin kişinin katilidir, örgütün kurucusu ve lideridir. Dolayısıyla sadece mahkum olarak cezasını çeksin, tamamen tecrid edilsin ve biz bununla kendimizi rahatlatalım gibi bir duygu ve düşünceye kapılmamız da doğru değildir. Ama Abdullah Öcalan’ın terör örgütünü Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı, topluma ve sivil halka karşı yapmış olduğu eylemleri sonlandırmak adına veya olumlu anlamda bitirmek adına Abdullah Öcalan’la çeşitli şekillerde görüşülmesi, yönlendirilmesi ve kullanılması da doğrudur. Ama terör örgütünün onursuzca savaşının mutlaka ve mutlaka bitirilmesi için güvenlik anlamında çok sert tedbirlerin alınması gerektiğini de ancak bunun yanı sıra terör örgütünün kullandığı Kürtlerle ilgili insan hakları, demokratikleşme ile ilgili problemleri de bir şekilde çözmemiz gerektiğini de söylemek istiyorum.



Yorumlar (0)
15
açık
Günün Anketi Tümü
En Çok Sevdiğiniz Renk Hangisi?
Namaz Vakti 06 Mayıs 2024
İmsak 04:07
Güneş 05:49
Öğle 13:06
İkindi 16:58
Akşam 20:13
Yatsı 21:47
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 35 96
2. Fenerbahçe 34 89
3. Trabzonspor 35 58
4. Başakşehir 35 55
5. Beşiktaş 35 54
6. Alanyaspor 35 49
7. Kasımpasa 35 49
8. Rizespor 35 49
9. Sivasspor 35 48
10. Antalyaspor 34 45
11. A.Demirspor 35 44
12. Samsunspor 35 42
13. Kayserispor 35 41
14. Ankaragücü 35 39
15. Karagümrük 35 37
16. Konyaspor 34 36
17. Gaziantep FK 35 35
18. Hatayspor 35 34
19. Pendikspor 34 30
20. İstanbulspor 35 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 33 72
2. Göztepe 33 69
3. Sakaryaspor 33 57
4. Bodrumspor 33 56
5. Ahlatçı Çorum FK 33 56
6. Kocaelispor 33 55
7. Bandırmaspor 33 50
8. Boluspor 33 50
9. Gençlerbirliği 33 50
10. Erzurumspor 33 44
11. Manisa FK 33 40
12. Ümraniye 33 40
13. Keçiörengücü 33 39
14. Tuzlaspor 33 37
15. Adanaspor 33 36
16. Şanlıurfaspor 33 35
17. Altay 33 9
18. Giresunspor 33 7
Takımlar O P
1. Arsenal 36 83
2. M.City 35 82
3. Liverpool 36 78
4. Aston Villa 36 67
5. Tottenham 35 60
6. Newcastle 35 56
7. Chelsea 35 54
8. M. United 34 54
9. West Ham United 36 49
10. Bournemouth 36 48
11. Brighton 35 47
12. Wolves 36 46
13. Fulham 36 44
14. Crystal Palace 35 40
15. Everton 36 37
16. Brentford 36 36
17. Nottingham Forest 36 29
18. Luton Town 36 26
19. Burnley 36 24
20. Sheffield United 36 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 34 87
2. Girona 34 74
3. Barcelona 34 73
4. Atletico Madrid 34 67
5. Athletic Bilbao 34 61
6. Real Sociedad 34 54
7. Real Betis 34 52
8. Valencia 34 47
9. Villarreal 34 45
10. Getafe 34 43
11. Deportivo Alaves 34 41
12. Sevilla 34 41
13. Osasuna 34 39
14. Las Palmas 34 37
15. Celta Vigo 34 34
16. Rayo Vallecano 34 34
17. Mallorca 34 32
18. Cadiz 34 26
19. Granada 34 21
20. Almeria 34 17