Erdoğan:HSYK suçludur!

Sakarya Teknokent'te 51 girişimci faaliyet gösteriyor. Önümüzdeki aylarda tam donanıma sahip olacak. Bugün açılışını yaptığımız Teknokent kompleksinin de bilim camiasına hayırlı olmasını diliyorum. Emeği, katkısı olan herkese şükranlarımı sunuyorum. Sakarya Kent Meydanı'nda da büyük toplu açılış gerçekleştireceğiz. 528 milyon liralık yatırımı Sakarya'ya kazandırmış olacağız.

Sakarya Milletvekilimizi Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı olarak görevlendirdik. Bu gelişmenin de hem Sakarya'ya hem Türkiye'ye hayırlı olmasını diliyorum.

Türkiye 11 yıl içinde önemli ilerlemeler kaydetti. Ekonomide, dış politikada, sosyal hayatta ilklerle tanıştırdık. Türkiye'yi çok farklı bir konuma yükselttik. 

İki sır kavram veya kelime, istikrar ve güven... Bu 11 yılın en temel formülü bu iki sır kelimedir. Türkiye'nin yakın tarihine baktığınızda istikrar ve güvenin var olduğu dönemlerde Türkiye'nin büyük adımlar gerçekleştirdiğini görüyoruz. Koalisyon, müdahale, tek partili dönemlerde Türkiye'nin her alanda kan kaybettiğini, yerinde saydığını ya da geriye gittiğini görüyorsunuz. 

Mevcut uluslararası sistemde eğer bir kazanan varsa bir de kaybeden vardır. Bir kaybeden varsa bir de kazanan vardır. Yani Türkiye'nin kaybettiği dönemlerde birileri muhakkak kazanmıştır. Türkiye'nin büyüdüğü dönemlerde de birileri kaybetmiştir. Faiz bu noktada en somut örneklerden biridir. Bir ülkenin borçlanmada kullandığı faiz oranları yüksekse o ülke kaybediyor. O ülkeye borç verenler de yüksek miktarda kazanıyor demektir. Türkiye bütçesinin yüzde 45'ini faiz ödemelerine şimdi yüzde 13'ünü faiz ödemelerine ayırıyordu. 2002'deki gibi kalsaydı eski parayla 642 katrilyon kaybedilecekti. Bunun çok büyük bir rakam olduğunu özellikle hatırlatmak isterim. Mesela

Marmaray'ı 5.5 milyar TL'ye tamamladık. Bu tasarruf ettiğimiz parayla yollar inşa ettik. Okullar, üniversiteler inşa ettik. Türkiye 11 yılda 642 milyar lira kazanırken birileri de bu parayı kaybetmiş oldu. İstikrarlı bir Türkiye istemeleri asla mümkün değildir. İstikrar ve güvenin sağlam olduğu ülkede refah artar. Bize hepmalum ekonomi tahsili gördüm, derlerdi ki, emek, istihdam, üretim. Ben de derdim ki, başarının sırrı insandır. Bu saydıklarımızın hepsi insanın türevidir. İnsan varsa bunlar var. Öyleyse yatırımı yapmamız gereken insandır. Orada kaliteyi artırmak... Sakarya Üniversitemizin başarıları ülkemizin yarınlarını aydınlatacaktır. 

Burada bir şeyi açık açık konuşacağım. Türkiye 30 yıldır terörle mücadele ediyor. Her gün bu terörü nasıl bitiririz diye istişareler yaptık. Ama terör biz çözüm sürecini hayata geçirene kadar bitmedi. Biz partimizi kurarken teşhisimizi ortaya koymuştuk. Güvenlik tedbirleriyle bitirilemeyeceğinin altını çizmiştik. En önemlisi terörün uluslararası rant çevrelerini zengin eden bir boyutu olduğunun altını çizmiştik. Terör yoksa bu kadar silah satamazlar. 

Düm Libyalı dostum yanımdaydı. Şu anda Libya'da 22 milyon silah var dedi. Halkta olan silahı konuşuyorum. Libya'da nüfus 6 milyon... Bu ne demektir, Libya her an tehdit altında. Orada herhangi bir fitilin ateşlenmesinde Libya şu anda demokratikleşmeye geçiyoruz diye düşündükleri dönemde birçok şeyi kaybedebilir. 

Terör varsa turist gelmez. İstikrarsızlık oluyor, faizler kazanıyor. İçerideki boyutlarını, diplomatik boyutlarını çözseniz bile bu bataklıktan beslenenleri de çözmeniz gerekiyor.

Ya eski Türkiye devam edecek ya da yeni Türkiye kurulacak, Türkiye kazanacak birileri de kaybedecek. Böyle bir seçenek var. Bu ülkede hemen her nesil eski Türkiye'yi gördü. Yüksek faiz, yüksek enflasyon süreçleriyle devam etmek anlamına geliyor. Eski Türkiye yasaklarla, yolsuzlukla devam etmek, ideali olmayan, hedefleri olmayan bir ülke olmak anlamına geliyor. Aynı zamanda yeni Türkiye gündem belirleyen bir Türkiye'dir. 

Yeni Türkiye, yasaklarından tamamen kurtulmuş, yolsuzlukla mücadelesini cesaretle sürdüren, herkesin kardeşlik içinde yaşadığı bir ülke anlamına geliyor.

Yolsuzluk adı altında başlatılan operasyon yeni Türkiye'yi inşa etme yolunda çıkarılan bir engeldir. Birçok şey gündeme gelecek. Yolsuzluğa bulaşmış olan zaten ortaya çıkar. Devletin malını kalkıp birileri hakikaten alıyorsa onun hesabını önce biz sorarız. Ancak iftira at tutmasa iz bırakır mantığıyla gösterenleri de ifşa etmek kusura bakmayın bizim görevimizdir. 

Bazı medya organlarına gizlilik esas olan dosyaları servis edenler... Hukukun neresinde böyle bir şey. Başsavcı savcının bunu nasıl servis ettiğini açıkladı. Ben buradan suç duyurusunda bulunuyorum. HSYK da suç işledi. O davanın sürdüğü esnada bir açıklama yapıyorlar. Anayasanın 138. maddesinbe aykırı hareket ediyorlar. Şimdi bu HSYK'yı kim yargılayacak. Öyle bir yetkim olsa anında yargılarım. Kim yargılayacak biliyor musunuz? Millet yargılayacak. Son günlerde iki şey söyledim, ya millet ya zillet dedim.

Burada milletin mahşeri vicdanı çok önemli. Masum insanları zan altına sokmaya kimsenin hakkı var mı? Şahsımla dahil olmak üzere... Diyelim vakıf hizmeti yapacaklar. Bunlarla ilgili tahsislere yönelik suç olarak ilan edecek kadar seviyesiz karakter yüklü insanlar var. Biz hukuktan yanayız. Kanundan yana değiliz. Kanun hukuka ters düşüyorsa orada sıkıntı vardır. Demek ki burada eksikler vardır. 

Olmamış şeyler varmış gibi gösterilirse... Örneğin Enerji Bakanlığımızda falanca şeyler termik santraller için verildi diyorsun. Daha ihalesi yapılmadı. Neye göre bunu yazıyorsun. Bir savcı, adliyenin önünde basın mensuplarına bildiri dağıtır mı? Böyle bir şey olabilri mi? Böyle bir savcı bizim için adaletin yüzkarasıdır. Sen nasıl böyle bir şey yapabilirsin. Sen nasıl adalet sarayının önünde bildiri dağıtırsın. Demek sende bazı esintiler var. Milletim tabii ki kararını verecektir. Buradan suç duyurusu yapıyorum, HSYK sen bu zatla ilgili ne yapacaksın.

Biz hem yasama hem yürütmeyiz. Egemenlik kayıtsız şartsız yargının değildir. Yargı böyle diyorsa bunu da bilelim. Yeni Türkiye'de egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Dünyada itibarı olan her zaman hakkı savunan bir ülke olmak için yeni Türkiye diyoruz.