Hazine Sandığındaki Paslı Teneke hikayesi

Ders verici güzel bir hikaye..

Hikaye 11.04.2016, 18:23 11.04.2016, 18:28 Emre
Hazine Sandığındaki Paslı Teneke hikayesi

1 yokmuş, 2 yokmuş, 3 yokmuş... Eski günlerde yeryüzünün bir ülkesinde hiçbirşey yokmuş. Hiçbirşeyi olmayan bir ülkenin bir padişahı varmış. Bu padişahın da bir hazinesi varmış. Bu hazinede o ulusun en değerli bir emaneti korunurmuş.

Atalardan kalan bu emanetle o ulus övünürmüş. "Hiçbirşeyimiz yoksa da, atalarımızdan bize böyle bir emanet kaldı" diye avunurlar, yoksunluklarını, yoksulluklarını unuturlarmış.
    Atalardan kalan emanet, bir kişinin, iki kişinin değil, bütün ulusun olduğundan,. herkes bu değerli emanetten kendine övünme payı çıkarırmış. Onun korunmasına canla, başla çalışırlarmış.

    Bütün ulusun malı olan emaneti korumak için en uygun yer padişahın hazinesi olduğundan, bu emanet de hazinede saklı dururmuş. Hazineyi, gözlerini kırpmadan silahlı nöbetçiler beklermiş. Hazinenin olduğu yerde kuş bile uçurtmazlarmış.
    Padişah, sadrazam, vezirler, sarayın bütün ileri gelenleri, her yılın bir günü, atalardan kalan kutsal emaneti koruyacaklarına namusları üzerine yemin ederlermiş.

    Gel zaman git zaman, günlerden bigün padişahın içine, ulusun canları, kanları yoluna korudukları bu emanetin ne olduğunu anlamak isteği düşmüş. Padişah, bu emanet kutusunun içindekini görmek için yanıp tutuşurmuş. Sonunda bu isteğini yenememiş, bigün hazine dairesine girmiş. Nöbetçiler padişaha da yasak diyecek değiller ya... Sarayın hazinesine padişah, sadrazam, vezirler her zaman ellerini kollarını sallayarak özgürce girerler, emanetin yerinde durup durmadığına bakarlarmış. Padişah da böyle yapmış. . Bu emanet, oda oda içinde, oda oda içinde kırk odadan geçtikten sonra kırkbirinci odanın içinde dururmuş. 0 odanın içinde de kutu kutu içinde, kutu kutu içinde, kırkbirinci kutunun içindeymiş.

    Padişah kırk odanın kapısını açmış. Kırkbirinci odaya girmiş. Sonra kırk kutu açmış. Kırkbirinci kutuyu açarken heyecandan yüreği küt küt çarpıyormuş. "Bunca yıldır koruduğumuz emanet ne ola?" diye büyük bir merak içindeymiş.

    Bir de kırkbirinci kutuyu açıp baksın ki, ne görsün: Yeryüzünde o zamana kadar görülmemiş bir mücevher. Bir alev gibi yanıp duruyor. Altın desen altın değil, platin desen platin değil, gümüş hiç değil... Padişah kendini tutamamış, içinden, "Atalardan kalan bu kutsal emaneti ben kendime alırım. Benim olur. Kim nereden bilecek?" diye geçirmiş.

    Güneşten koparılmış bir parça gibi ışıl ışıl yanan kutsal emaneti kutusundan çıkarıp, cebine atmış. Atmış ama, "Ya benim çaldığım anlaşılırsa..." diye de içine bir korku düşmüş. O zaman, "Ben bu pınl pırıl yanan şeyi alır, onun yerine üstü yakut, sedef, zümrüt, inci, elmasla süslü bir platin koyarım, hiç kimse bu emaneti görmediğine göre, günün birinde kutuyu açarlarsa, kutsal emanetin çalındığını anlayamazlar..." diye düşünmüş. Dediği gibi de yapmış.

Sonra kırkbir kutuyu içiçe, onun üstüne de, kırkbir odanın kapısını da üst üste kilitleyip hazineden çıkmış arna, yaptığı düzen anlaşılacak diye de ödü kopuyormuş. Hiç kimsenin, kutsal emaneti çaldığını anlamaması için, o zamana kadar yılda bir kutsal emanet üzerine ant içilirken, padişah bu andı yılda ikiye çıkarmış. Her yıl iki kez, alanlarda toplanırlar, padişah da, başkaları da, bütün ulus, atalardan kalan kutsal emaneti kanları ile, canlan ile koruyacaklarına ant içerlermiş.

    Sadrazam kurnaz bir kişiymiş. "Eskiden yılda bir kez emaneti korumak için ant içilirken, şimdi neden padişah bunu ikiye çıkardı?.." diye sadrazamın içine bir kuşku düşmüş. "Yıllardan beri koruduğumuz bu emanet ne ola?" diye o da bigün hazineye girmiş. Kırkbir odadan geçip, Kırkbir kutuyu açıp emaneti görmüş.

Ne de olsa padişah, dalaveresi çakılmasın diye, çaldığı emanetin yerine en değerli taşlarla süslü koca bir altın koyduğundan, bu güzel şey karşısında sadrazam şaşkına dönmüş. "Ben bu emaneti alır, yerine üstü renkli, parlak taşlarla süslü bir altın koyarım. Nasıl olsa, hiç kimse, emanetin ne olduğunu bilmediğinden, günün birinde kutuyu açarlarsa, kutsal emanetin bu olduğunu sanırlar..." diye düşünmüş. Dediği gibi de yapmış. Ama içinde, yaptığı iş anlaşılacak diye bir korku olduğundan, padişahın yılda ikiye çıkardığı ant içme törenini, yaz, kış ve baharlarda olmak üzere yılda dörde çıkarmış.

    Gelgelelim vezirlerden biri kurnaz bir kişiymiş. "Şimdiyedek, yılda iki ant içilirken neden dörde çıkarıldı?.." diye içine bir kuşku girmiş. O da, kimseye danışmadan hazineye girebildiğinden, bigün, hazineye girmiş, kırkbir odadan geçmiş, kırkbir kutuyu açmış. Kırkbirinci kutudan çıkan üstü parlak taşlarla süslü altını görünce, sevinçten gözleri parlamış. "Ben bunu alır yerine bir gümüş koyarım. Kim nerden bilecek?.." diye düşünmüş. Düşündüğü gibi de yapmış. Yapmış ama içinde öyle bir korku varmış ki, hırsızlığı belli olmasın diye, ulusa kutsal emaneti ne kadar iyi koruduğunu anlatmak için, yılda dört kez yapılan ant içme törenini her ay yaptırmaya başlamış. Ulus, her ay alanlarda toplanıp, son kişide son damla kan kalana kadar kutsal emaneti koruyacağına ant içermiş.

    Saray nazırı kurnaz bir kişiymiş. Ant içmenin ayda bire çıkmasından işkillenmiş. "Bunda bir iş olacak, bir gidip şu emaneti göreyim..." demiş. Kırkbir odadan geçip, kırkbir kutuyu açıp emaneti görmüş. Atalardan kalan kutsal emanet o kadar hoşuna gitmiş ki, "Ben bunu alıp yerine bir bakır koysam, kim nereden anlayacak?.." diye düşünmüş. Düşündüğü gibi de yapmış. Yapmış ama, içinde hırsızlığı anlaşılacak diye bir korku olduğundan, emaneti ne kadar titizlikle koruduğunu halka göstermek için ayda bir yapılan ant içme törenini, haftada bire indirmiş.

    Gelgelelim, hazineyi koruyan subaşı, kurnaz bir adammış. içinden, "Ne oluyor böyle?.. Haftada bir ant içiyoruz! Şu kutsal emaneti bir gidip görsem..." demiş. O da öbürleri gibi kırkbir odadan geçip, kırkbir kutuyu açmış. Parlak bakın görünce çok sevinmiş. "Ben bunu alır, yerine demir koyarım, kim nerden bilecek?.." demiş. Dediği gibi de yapmış. Ama yaptığı iş, içine sinmediğinden, emaneti korumakta ne kadar canla başla çalıştığını herkese anlatmak için gösterişe başlamış. Her gün, atalardan kalan kutsal emaneti, ölümü bile göze alarak koruyacağına ant içermiş.
    Gel zaman git zaman, ulusun içinden bir kişi çıkmış.

    - Bütün ulus yıllardan beri atalardan kalan emaneti canımızla, kanımızla koruyacağımıza her gün ant içip duruyoruz. Doğrusu bu emaneti hazinede çok iyi saklıyor, koruyoruz. Peki ama bu emanet nedir? Biz emanetçi değiliz ya... Şu odaları, kutuları açalım da, atalarımızdan kalan kutsal emanetin ne olduğunu, neyi koruduğumuzu bir öğrenelim!.. demiş.

    Bu sözler bomba etkisi yaratmış. Başta padişah olmak üzere, emanete hıyanet edenlerin hepsi birden, hırsızlıkları anlaşılacak korkusuyla, bu dileği ortaya atan kişinin üstüne çullanmışlar. Gerçek emaneti aşırıp onun yerine sırasıyla . sahtesini koyanlar, bu katakulliyi yalnız kendilerinin yaptığını sandıklarından ve birbirlerinin oyununu bilmediklerinden, hırsızlıkları ortaya çıkacak diye ödleri kopuyormuş. "Koruduğumuz emanetin ne olduğunu görelim!.." diyen kişiyi,

    - Vay hain!.. Atalarımızdan kalan öyle kutsal, öyle değerli bir emaneti, sen kim olasın da göresin... diyerek, o kişiyi, kutsal emaneti küçümsemek, aşağılamakla suçlandırmışlar. Bütün ulusu da kandırdıklarından, kendileriyle birlik edip, bunu söyleyenin üstüne yürümüşler.
Zavallı az kalsın linç edilecekmiş. Sonra padişah,

    - Biz bunu öldüreceksek yasaya uygun öldürelim!.. demiş.

    Bu kişiyi öldürmek için önce bir yasa yazıp, sonra özel bir mahkeme yargısı ile öldürmüşler.
    Gelgelelim, öldürmekle iş bitmemiş. Çünkü, ölen kişinin sözleri ağızdan ağıza yayılmış. O düşünce bir çığ gibi gittikçe büyümüş. Günün birinde halkın içinden biri, "Ölümü göze alarak koruduğumuz emanetin ne olduğunu, neden ölümü göze alarak gidip görmeyelim?.." diye düşünmüş. Ama kendisinden öncekinin başına gelenleri bildiğinden bu düşüncesini hiç kimseye açmamış. Gizlice hazineye girip, kutsal emanete bakmayı kafasına koymuş.

Ama padişah, sadrazam, vezirler, bütün emanet hırsızları, çaldıkları belli olmasın, kimse anlamasın diye, atalardan kalan kutsal emaneti, daha doğrusu onun yerine koydukları şeyi, eskisinden daha sıkı koruyorlarmış. İşte bu yüzden de hazineye gizlice girmeyi başaran kişi, kutsal emaneti alıp, bütün ulusa göstermek için dışarı çıkarken, hazineyi koruyanların eline düşmüş. . Adamın elinde, emaneti en son çalanın, onun yerine koyduğu bir paslı teneke varmış. Subaşı, adamın elinde tenekeyi görünce,

    -Kutsal emanet bu değil!.. diye bağırmış.
    Saray Nazırı,
    - Bu değil!.. demiş.
    Vezir de,
    -Bu değil!.. demiş.
    Sonra sırasıyla padişaha kadar hepsi,
    -Bu değil, bu değil!.. demişler.
    O zaman, elinde paslı tenekeyi tutan adam,
    -Kutsal emanetin bu olmadığım siz nerden biliyorsunuz? Bu değilse, ya hangisi?..
diye sormuş.

    Bu soruyu oradakilerin hiçbiri yanıtlayamamış. Çünkü hepsi de emanetin yerine koydukları şeyin sonradan çalındığını anlamışlar. Yakalanan kişiyi hemen orada boğdurup işini bitirdikten sonra paslı tenekeyi . kutuya koymuşlar. Kutu kutu içine kırkbir kutuya, onu da kırkbir oda içine gizlemişler. Ama içleri bitürlü rahat olmadığından, kutsal emaneti korumak için bir yasa çıkarmışlar.

Bu yasaya göre, sabah, öğle, akşam, günde üç öğün, bütün ulus, atalardan kalan emaneti koruyacaklarına ant içmek zorundaymış. Bu andı içenlerin hiçbiri, korudukları kutsal emanetin . çalına çalına, en sonunda bir paslı teneke olduğunu hiçbir zaman bilememiş. 



Yorumlar (0)
15
açık
Günün Anketi Tümü
En Çok Sevdiğiniz Renk Hangisi?
Namaz Vakti 01 Mayıs 2024
İmsak 04:16
Güneş 05:55
Öğle 13:06
İkindi 16:57
Akşam 20:08
Yatsı 21:40
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 34 93
2. Fenerbahçe 34 89
3. Trabzonspor 34 58
4. Başakşehir 34 52
5. Beşiktaş 34 51
6. Kasımpasa 34 49
7. Rizespor 34 49
8. Alanyaspor 34 48
9. Sivasspor 34 48
10. Antalyaspor 34 45
11. A.Demirspor 34 41
12. Kayserispor 34 40
13. Samsunspor 34 39
14. Ankaragücü 34 38
15. Karagümrük 34 36
16. Konyaspor 34 36
17. Gaziantep FK 34 34
18. Hatayspor 34 33
19. Pendikspor 34 30
20. İstanbulspor 34 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 32 72
2. Göztepe 32 66
3. Sakaryaspor 32 57
4. Kocaelispor 32 55
5. Ahlatçı Çorum FK 32 55
6. Bodrumspor 32 53
7. Boluspor 32 50
8. Bandırmaspor 32 47
9. Gençlerbirliği 32 47
10. Erzurumspor 32 44
11. Keçiörengücü 32 39
12. Manisa FK 32 37
13. Ümraniye 32 37
14. Şanlıurfaspor 32 34
15. Tuzlaspor 32 34
16. Adanaspor 32 33
17. Altay 32 15
18. Giresunspor 32 7
Takımlar O P
1. Arsenal 35 80
2. M.City 34 79
3. Liverpool 35 75
4. Aston Villa 35 67
5. Tottenham 33 60
6. M. United 34 54
7. Newcastle 34 53
8. West Ham United 35 49
9. Chelsea 33 48
10. Bournemouth 35 48
11. Wolves 35 46
12. Brighton 34 44
13. Fulham 35 43
14. Crystal Palace 35 40
15. Everton 35 36
16. Brentford 35 35
17. Nottingham Forest 35 26
18. Luton Town 35 25
19. Burnley 35 24
20. Sheffield United 35 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 33 84
2. Barcelona 33 73
3. Girona 33 71
4. Atletico Madrid 33 64
5. Athletic Bilbao 33 58
6. Real Sociedad 33 51
7. Real Betis 33 49
8. Valencia 33 47
9. Villarreal 33 45
10. Getafe 33 43
11. Osasuna 33 39
12. Deportivo Alaves 33 38
13. Sevilla 33 38
14. Las Palmas 33 37
15. Rayo Vallecano 33 34
16. Mallorca 33 32
17. Celta Vigo 33 31
18. Cadiz 33 26
19. Granada 33 21
20. Almeria 33 14