Erdoğan'ın tek bir şansı olsa..

24 Kasım'da bir Rus uçağının Türkiye tarafından düşürülmesinden bu yana iki ülke arasındaki gerginlik kontrollü bir şekilde devam ediyor.

Gündem 01.06.2016, 11:06 01.06.2016, 14:31 Emre
Erdoğan'ın tek bir şansı olsa..

Özellikle son dönemde Türkiye'den Rusya, Rusya'dan Türkiye’yle ilgili ardı ardına açıklamalar geliyor.

Türkiye’nin ilişkileri düzeltme isteğine dair imalar genellikle Dışişleri Bakanı ya da hükümet sözcüsünün ağzından yapılıyordu. Ancak dün en üst düzeyden bu temenni dile getirildi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in "bir pilotun yapmış olduğu hata nedeniyle koskoca Türkiye’yi feda etmesinin düşündürücü olduğunu" söyledi, ilişkileri yeniden geliştirmek için çaba sarf edilmesi gerektiğini belirtti.

Ancak Erdoğan, Moskova’nın Türkiye’den bu doğrultuda ne gibi bir adım beklediğini ise anlamakta zorlandığının altını çizdi.
Vladimir Putin, birkaç gün önce Atina’da yaptığı açıklamalarda ise ilk adımla ne kastettiklerini açıkça belirtmişti:
Düşürülen uçak için özür ve tazminat.

Rusya'ya ait bir savaş uçağı 24 Kasım'da Türk jetleri tarafından Türkmen Dağı'nda düşürülmüştü. Kadir Has Üniversitesi’nden Ahmet Kasım Han, Erdoğan’ın Rusya’dan özür dilemesinin şu an için mümkün görünmediğini söylüyor.

Han, "Bu durum sürdürülebilir değil. Ancak ne olur? Uygun bir suçlu bulunur, işlerin bu kadar ters gitmesinin suçu onun üzerine yıkılır" diyor.
Türkiye'nin Rusya’yla ilişkileri samimiyetle düzeltmek istediğini düşünen Han, buna karşın Ankara'nın Rusya'nın beklediği adımları atabilmesi için gereken siyasi iklimin olmadığı görüşünde.

TÜRKİYE YENİ BİR ADIM ATMAK İSTİYOR

Gazeteci Semih İdiz de bu kanaati paylaşıyor. İdiz’e göre, "Türkiye yeni bir adım atmak istiyor ama bunun bir geri adım olarak görülmesini istemiyor."
Rusya'nın Türkiye’den özür ya da tazminat beklemesinin gerçekçi olmadığını belirten İdiz sözlerini şöyle sürdürüyor:

"Örneğin İsrail (Mavi Marmara nedeniyle) Türkiye'den özür diledi ama Başbakan Netanyahu’nun üzerinde ABD'nin ciddi baskısı vardı. Türkiye üzerinde şu anda dışarıdan gelen böylesi bir baskı yok. O nedenle Türkiye’nin böyle bir özürde bulunacağını sanmıyorum.”

ERDOĞAN'IN TEK BİR ŞANS OLSA...

Washington Enstitüsü'nden Soner Çağaptay ise Erdoğan’ın dış politikada belki de en büyük pişmanlık duyduğu konunun Rus uçağının düşürülmesi ve akabinde gelinen nokta olduğunu savunuyor.

Çağaptay, "Erdoğan, iktidarında dış politikada tek bir hamleyi değiştirme imkanı olsa, Rus uçağının düşürülmesi olayını değiştirirdi. Çünkü bu birçok şeyi geri dönülemez biçimde değiştirdi" diyor ve sözlerini şöyle sürdürüyor:

"Öncelikle Türkiye’nin Suriye politikasını kökünden baltaladı. Rus jeti düşürülmeden önce Türkiye Suriye’deki isyancılara havadan destek sağlayabiliyordu.
Ayrıca bugün IŞİD’i geri çekilmeye zorlayacak kara müdahaleleri yapacak durumda olabilirdi. Ama Rusya bölgede pratikte Türkiye uçaklarına uçuşa yasak bölge tesis etmiş oldu.

Erdoğan sadece Rus uçağını düşürmekle kalmadı. Uçağı düşürerek Putin'in Orta Doğu’da küresel bir oyuncu olma hedeflerini de baltaladı. Putin’in Erdoğan’ın yakasını kolay kolay bırakacağını sanmıyorum.

Erdoğan’ın kamuoyu önünde bizzat özür dilemesinden aşağısı Putin’i tatmin etmeyecektir. Bunun olması ihtimali de Erdoğan'ın kişiliğini göz önünde bulundurursanız çok düşük. Çünkü bu Erdoğan'ın ilk kez bir dış politika hatasını kabul etmesi anlamına gelecek.”

VEKALET SAVAŞLARI

Bu noktada genel kanı, iki ülke arasındaki gerginliğin vekalet savaşları üzerinden süreceği yönünde.
"Devletlerin fiilen birbirlerine saldırmayıp üçüncü bir tarafın vasıtasıyla savaş halinde olması" anlamına gelen vekalet savaşları denilince de son günlerde çok tartışılan Rusya'nın PKK'ya silah desteği verip vermediği konusu akla geliyor.

Hafta başında Cumhurbaşkanı Erdoğan, 13 Mayıs'ta Hakkari Çukurca’da düşürülen askeri helikopterle ilgili bir soruya "Evet, Rusya'nın terör örgütüne silah verdiğini biliyoruz" sözleriyle yanıt vermişti. Moskova, Türkiye'ye bu iddiasını kanıtlaması çağrısında bulunmuştu.
Helikopter saldırısının ardından PKK’ya yakın sitelerde yayımlanan video görüntülerinde saldırının Rus yapımı bir MANPAD füzesiyle gerçekleştirildiği görülüyordu.

Ancak füzenin Rus yapımı olması illa ki Rusya tarafından PKK'ya verildiği anlamına gelmiyor. Zira PKK'nın gerek Suriye gerekse Irak’taki karaborsa silah pazarlarında bu füzeleri satın almış olması da mümkün.

Buna karşın PKK’nın kuruluşundan bu yana Moskova'yla ve Suriye’deki Baas rejimiyle yakın ilişkiler içinde olduğu da sır değil. Hatta Rus birliklerinin son dönemde Suriye’nin kuzeyinde PYD egemenliğindeki bölgede MANPAD’lerle ilgili eğitimler verdiği de ifade ediliyor.

RUSYA SAVAŞI TIRMANDIRMA HESABINDA

Soner Çağaptay, PKK nedeniyle Rusya-Türkiye ilişkilerinin daha da gerginleşmesinin beklenebileceği görüşünde:
"Bu bir sıcak çatışmaya dönüşmeyecektir, bunu iki taraf da istemiyor. Türkiye, Rusya’yla gireceği bir savaşı kaybeder. O yüzden istemez. Rusya da Türkiye’nin savunmasına NATO gelir diye istemez.

Rusya, doğrudan Türkiye’yi hedef almaktansa çeşitli grup ya da ülkelere silah yardımı yapabilir, destek verebilir. PKK’ya silah verebilir, PYD’ye zaten veriyor, Rojava’yı tanıyacakları vaadinde bulundu. Rusya’nın uzun vadeli hesabı bence bu:
Vekalet savaşını tırmandırmak.”

MANPAD RİSKİ

Bu, Türkiye için çeşitli riskler barındırıyor. Örneğin, Rus milletvekili ve Orta Doğu uzmanı Semyon Bagdasarov geçtiğimiz ay Washington ve müttefiklerinin Suriye’deki isyancılara MANPAD ya da benzeri silahlar vermesi halinde "Kürtlerin de bu silahlara sahip olacağını" ifade etmişti. Hakkari-Çukurca’daki saldırı bundan yaklaşık iki hafta sonra düzenlendi.

Saldırıda kullanılan üçüncü nesil MANPAD, omuza yüklenilerek fırlatılabilen, karadan havaya, menzili 5 ila 7 kilometre olan bir füze.

Suriye’de faaliyet gösteren çeşitli isyancı gruplar tarafından da kullanıldığı düşünülüyor. Ancak PKK tarafından Türkiye topraklarında kullanılması, sınırlar ötesi bir nitelik taşıması açısından bir ilk teşkil ediyor.

Ahmet Kasım Han, PKK’nın elinde bu füzelerden olduğunun anlaşılmasının Suriye’de yaşananlar ile PKK arasında doğrudan bir ilişki olduğunu gösterdiğini söylüyor.

Han, "Suriye’de olup bitenler kuşkusuz PKK’ya stratejik derinlik sağlıyor. Ayrıca Suriye’deki mevcut Kürt unsurların, PYD, YPG ve uzantılarının PKK’yla ilişkilerinin olduğuna dair çok somut bir veri bu" diye konuşuyor.

TÜRKİYE İÇİN ÇOK BÜYÜK TEHDİT

Savunma uzmanı Can Kasapoğlu da PKK’nın elinde bu füzelerden bulunmasının Türkiye için çok büyük bir tehdit oluşturduğunu ifade ediyor ve şöyle diyor:
"Bu üçüncü nesil MANPAD’ler, hedefe yalnızca ısı güdümüyle gitmiyor. Hedefin şeklini çıkartıyor. Aynı zamanda mor ötesi imaj da kullanıyor. Yani karşı önlemlerle kolay atlatılabilecek bir füze değil.

Türk Silahlı Kuvvetleri’nin PKK'ya karşı 90’lardaki askeri başarısı büyük oranda kara havacılık faaliyetlerine dayandı. Şimdi birden sahaya terör örgütü tarafından üçüncü nesil bir MANPAD sürerseniz, bu Türkiye’nin kara havacılık performansını çok ciddi şekilde tehdit eder.
İkincisi PKK son dönemde meskun mahalde çatışmalara kayan bir terör konsepti izliyor. Bu konseptte MANPAD sistemlerinin atış menzillerinin gizlenmesi çok kolay.

Üçüncüsü, PKK’nın elinde bu füzelerden kaç adet var bilmiyoruz. Kesin sayılar Türk istihbaratına ait gizli bilgiler olacaktır. Devletin bu konuda ne bildiğini de bilmiyoruz. Bu sorunun yanıtının bizim tarafımızdan bilinmemesi, tehdidin boyutunun belirsizliğini daha da arttırıyor.”

Bu füzelerin Türkiye’de sivil havacılık açısından da büyük riskler yaratabileceğini söyleyen Kasapoğlu, konunun ivedilikle MGK toplantılarında ele alınması, istihbarat faaliyetlerinin arttırılması, MANPAD sistemleri konusunda bilgilenilmesi ve havaalanlarının güvenliğinin gözden geçirilmesi gerektiğini belirtiyor.
Kasapoğlu, "Bu elbette maliyetli olacaktır. Ancak ne olursa olsun pilotlarımızın hayatından daha maliyetli değildir." diye konuşuyor.



Yorumlar (0)
15
açık
Günün Anketi Tümü
En Çok Sevdiğiniz Renk Hangisi?
Namaz Vakti 19 Nisan 2024
İmsak 04:38
Güneş 06:12
Öğle 13:08
İkindi 16:53
Akşam 19:55
Yatsı 21:22
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 32 87
2. Fenerbahçe 32 85
3. Trabzonspor 32 52
4. Beşiktaş 33 49
5. Rizespor 32 48
6. Başakşehir 32 46
7. Kasımpasa 32 46
8. Sivasspor 32 44
9. Antalyaspor 32 42
10. Alanyaspor 32 42
11. A.Demirspor 32 40
12. Ankaragücü 33 38
13. Samsunspor 32 38
14. Kayserispor 32 37
15. Konyaspor 32 36
16. Hatayspor 32 33
17. Gaziantep FK 32 31
18. Karagümrük 32 30
19. Pendikspor 32 30
20. İstanbulspor 32 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 30 68
2. Göztepe 30 60
3. Kocaelispor 30 52
4. Ahlatçı Çorum FK 30 52
5. Sakaryaspor 30 51
6. Bodrumspor 30 49
7. Boluspor 30 46
8. Bandırmaspor 30 46
9. Gençlerbirliği 30 44
10. Erzurumspor 30 41
11. Keçiörengücü 30 36
12. Manisa FK 31 34
13. Şanlıurfaspor 30 34
14. Ümraniye 30 34
15. Tuzlaspor 30 32
16. Adanaspor 30 32
17. Altay 31 16
18. Giresunspor 30 7
Takımlar O P
1. M.City 32 73
2. Arsenal 32 71
3. Liverpool 32 71
4. Aston Villa 33 63
5. Tottenham 32 60
6. Newcastle 32 50
7. M. United 32 50
8. West Ham United 33 48
9. Chelsea 31 47
10. Brighton 32 44
11. Wolves 32 43
12. Fulham 33 42
13. Bournemouth 32 42
14. Crystal Palace 32 33
15. Brentford 33 32
16. Everton 32 27
17. Nottingham Forest 33 26
18. Luton Town 33 25
19. Burnley 33 20
20. Sheffield United 32 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 31 78
2. Barcelona 31 70
3. Girona 31 65
4. Atletico Madrid 31 61
5. Athletic Bilbao 31 57
6. Real Sociedad 31 50
7. Valencia 31 47
8. Real Betis 31 45
9. Villarreal 31 39
10. Getafe 31 39
11. Osasuna 31 39
12. Las Palmas 31 37
13. Sevilla 31 34
14. Deportivo Alaves 31 32
15. Mallorca 31 31
16. Rayo Vallecano 31 31
17. Celta Vigo 31 28
18. Cadiz 31 25
19. Granada 31 17
20. Almeria 31 14