Ekonomi Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Cemalettin Damlacı, Türkiye ekonomisinin son yıllarda dikkat çekici bir şekilde büyüdüğünü vurgulayarak, Türkiye'nin eskiden 30 yılda topladığı yabancı yatırımı artık bir yılda toplar hale geldiğini kaydetti. Siyasi ve ekonomik güven ve istikrar ortamının bunda önemli olduğunu hatırlatan Damlacı, "Önceki dönemlerde randevu almakta zorluk çektiğimiz ülke ve firmalar bugün Türkiye’deki iş ve yatırım fırsatlarını görüşmek üzere ülkemizi sık sık ziyaret etmekteler." dedi.
Ekonomi Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Cemalettin Damlacı, Uluslararası Yöneticiler Derneği (YÖNETDER)’nin düzenlediği ‘Başarı Hikayeleri’ seminerlerinde ‘Türkiye'nin Dış Ekonomik İlişkileri’ ile ilgili bilgi verdi. Türkiye ekonomisinin geçen yıl IMF’nin yüzde 7,5’lik tahmininin üzerinde gerçekleşerek yüzde 8,5 oranında büyüdüğünü aktaran Damlacı, Türkiye ekonomisinin bu yıl da büyümesini sürdüreceğine dikkat çekti. İşsizlik oranının yüzde 8’lere kadar düştüğünün altını çizen Damlacı, Türkiye’nin işsizlik oranında birçok Avrupa Birliği ülkesinden iyi durumda olduğunu kaydetti.
Türkiye'nin son yıllarda uluslararası doğrudan yatırımlar konusunda çok önemli mesafeler kat ettiğine vurgu yapan Damlacı, şöyle devam etti:
“Türkiye’ye gelen uluslararası doğrudan yatırım tutarı 1973-2002 yılları arasındaki 30 yıllık dönemde 16 milyar dolar iken, bu rakam 2003 yılından 2012 yılı Temmuz ayına kadar olan yaklaşık 10 yıllık dönemde 118,5 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Sadece 2011 yılında ülkemize gelen yabancı yatırım tutarı 15,9 milyar dolar olmuştur. Yani Türkiye eskiden 30 yılda topladığı yabancı yatırımı sadece bir yılda toplar hale gelmiştir. Birleşmiş Milletler raporlarına göre; 2010 yılında dünyada en fazla yatırım çeken 29’ncu ülkeydik, 2011 yılı itibariyle dünyanın en fazla yatırım çeken 23’ncü ülkeyiz. Bütün bunlar siyasi ve ekonomik güven ve istikrar ortamı sağlanarak başarılmıştır. Önceki dönemlerde randevu almakta zorluk çektiğimiz ülke ve firmalar bugün Türkiye’deki iş ve yatırım fırsatlarını (enerji, lojistik, imalat sanayii, yeni yatırım teşvik programı) görüşmek üzere ülkemizi sık sık ziyaret etmekteler."
"AVRUPA’DAKİ KRİZ YABANCI SERMAYE GİRİŞİNİ OLUMSUZ ETKİLİYOR"
Ekonomi Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Cemalettin Damlacı, geçen yıl mal ihracatı yüzde 18,5 artarak 135 milyar dolara, mal ithalatı ise yüzde 29,8 artarak 241 milyar dolara ulaştığını dile getirerek şu bilgileri verdi:
"2012 Ocak-Temmuz döneminde ise, mal ihracatı yüzde 12,7 artarak 87 milyar dolar, ithalatı ise yüzde 2,1 azalarak 138 milyar dolar olarak gerçekleşti. Avrupa’daki krizin Türkiye’nin mal ve hizmet ihracatı ile Türkiye’ye yabancı sermaye girişleri üzerinde olumsuz etkileri bulunmaktadır. Euro’nun dolar karşısında değer kaybetmesi, Türkiye’nin dolar cinsinden dış ticaretini düşürmektedir. 2012’nin Ocak-Temmuz döneminde Türkiye’nin AB’ye ihracatı yüzde 9,1 oranında gerilemiş, Almanya hariç Avrupa ülkelerinden gelen turist sayısı yüzde 1,2 oranında azalmış, AB ülkelerinden gelen doğrudan yabancı sermaye yüzde 39,1 oranında gerileyerek 5,6 milyar dolar olmuştur."
"CARİ AÇIK 2012 HEDEFİNİN ALTINDA GERÇEKLEŞECEK"
Türkiye’nin cari açığının büyümesinde en önemli kalemin enerji ithalatı olduğuna vurgu yapan Damlacı, bunun başta güneş enerjisi olmak üzere yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı ile azaltılabileceğine dikkat çekti. Ekonomi Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı, geçen yıl 183 ülkeden 128’inin cari açık verdiğinin altını çizerek, 46 ülkede cari açık/GSYH oranının yüzde 10’un üzerinde gerçekleştiğini kaydetti.
Cari fazla veren 10 ülkenin ise Almanya, Çin Halk Cumhuriyeti, Suudi Arabistan, Japonya, Rusya Federasyonu, İsviçre, Kuveyt, Norveç, Hollanda ve Singapur olduğunu vurgulayan Damlacı, enerji ve diğer emtiaların net ihracatçısı olan ülkelerin cari fazla veren ülkeler arasında önemli yer tuttuğuna dikkat çekti. Cari açığı azaltmak amacıyla Merkez Bankası’nın kredi talebini azaltmaya dönük önlemler alarak proaktif politikalar izlediğini kaydeden Damlacı, “İzlenen politikalar sonucu ihracattaki artış ve ithalattaki düşüşün ortak etkisiyle de cari açığımız 2012 Ocak-Temmuz döneminde yüzde 31,3 azalarak 34,5 milyar dolar düzeyine inmiştir. Cari açığın, 2012 hedefi olan 65,4 milyar doların altında gerçekleşebileceğini tahmin ediyoruz.” dedi.
CARİ AÇIĞA YENİLENEBİLİR ENERJİ FORMÜLÜ
Türkiye’de cari denge ile ekonomik performans arasında bir paralellik gözlendiğini aktaran Damlacı, şöyle konuştu:
"2010 ve 2011 döneminde de yüksek ekonomik büyüme, cari açığın büyümesi ile sonuçlanmıştır. Bu dönemde, gerek tüketim malı ithalatı, gerekse üretime dönük ara malı ithalatı artmıştır. Ayrıca, enerji fiyatlarındaki artışa bağlı olarak, Türkiye’nin enerji faturası da yükselmiştir. Ülkemiz enerji kaynakları tüketiminde yüzde 73 oranında ithal bağımlısıdır. Kullandığımız petrolün yüzde 91’ini, doğal gazın ise yüzde 98’ini ithal etmekteyiz. 2011 yılında toplam ithalatın yüzde 22,4’ü enerji ürünleri ithalatından oluşmuştur. Bu oran 54,1 milyar dolara tekabül etmektedir. İhtiyaç duyduğumuz enerjiyi önemli oranda kendimiz üretir duruma gelemedikçe enerji faturamız yüksek olmaya devam edecektir. Enerjide ithalat bağımlılığının ve maliyetlerin azaltılabilmesi için; yerli kaynaklara öncelik verilmesi; enerji kaynakları arama faaliyetlerinin arttırılması; yenilenebilir enerji kaynaklarının enerji arzı içindeki payının arttırılması; serbest piyasa koşullarında tam işlerliğin sağlanması; yatırım ortamının iyileştirilmesi; enerji verimliliğinin arttırılması; 2020 yılına kadar nükleer enerji santrallerinin devreye sokulması (Akkuyu, Sinop ve 3. santral) gerekmektedir."
