AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ABD temasları kapsamında bulunduğu Washington'da AA'nın sorularını yanıtladı.
Geçmişte ABD'de yaşamış bir Türk vatandaşı olarak deneyimlerinden bahseden Bağış, "Ben 1985 yılında buraya geldim. O yılları hatırlıyorum, bir de şimdiye bakıyorum, inanın gözlerim doluyor. O zamanlar Türk olduğunuzu söylemenin bedelleri vardı. Biz buradaki bir avuç insan olarak Türklüğümüzü gururla vurguladık ve bunun bedellerini de ödedik. Ama şimdiye baktığımda iyi ki o bedelleri ödemişiz, iyi ki diklenmemişiz ama dik durmuşuz diyorum" ifadesini kullandı.
Eski başbakanlardan Bülent Ecevit'i takdir ettiğini ve rahmetle andığını dile getiren Bağış, şunları kaydetti:
"Ama maalesef onun Beyaz Saray'da, dönemin ABD Başkanı Bill Clinton ile fotoğrafını da aklımdan çıkaramıyorum. Bu esasen onun şahsıyla ilgili değildi. Bu o zamanki Türkiye algısının bir fotoğrafıydı ama şimdi ilk kez bir Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı böylesine bir protokolle karşılanıyor. Bugün Washington'ın bütün sokaklarında, bütün caddelerinde sadece Türkiye var. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı'nı, aynı zamanda küresel bir lideri burada ağırlamanın heyecanı var."
Kısa bir süre önce de ABD'de olduğunu hatırlatan Bağış, şöyle devam etti:
"O zaman da farklı değildi. Hatta yemek yediğimiz restoranlarda bile bana Çin'den, başka ülkelerden vatandaşlar 'Başbakan ne zaman geliyor' diye sordular. Hatta Çinli bir restoran sahibi gelip 'O büyük adam' ne zaman geliyor diye sordu. Bu heyecan, bu merak, bu ilgi bir şeyi gösteriyor: Türkiye artık bir yola girmiştir ve bu yol küresel güç olma yoludur. Zaman zaman vatandaşlarımızı uyarıyoruz, çok iyi noktadayız ama ne olur abartmayalım, yere sağlam basalım diyoruz. Ama aslında sadece bir bakan olarak değil, bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak yurt dışına her çıkışımızda Türkiye'nin etki gücünün aslında rakamların da ötesine geçtiğini görüyoruz. Hiçbir istatistik bana göre dünyanın merkezinde, şu ABD sokaklarında, Ortadoğu'nun, Asya'nın, Balkanların, Avrupa'nın caddelerindeki Türkiye ilgisini ölçemez ve hiçbir veri benim için bundan daha değerli değildir."
Türkiye için artık "okyanusun ötesi" kavramının olmadığını belirten Bağış, "Türkiye için dünya vardır ve bizim ufkumuz o dünyayı içine almaktadır" diyerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Buraya (İngiltere Başbakanı David) Cameron da geldi. Buraya dünyanın diğer büyük devletlerinin liderleri de geldi, geliyor. Hiçbirinde Sayın Başbakanımıza gösterilen ilginin onlara gösterildiğine siz bir basın mensubu olarak şahit oldunuz mu? Hiçbirinde Türkiye ile Amerika'nın konuşacağı konular kadar geniş bir gündem var mı? Bugün burada Başbakanımızla Obama, Türkiye ile Amerika arasında model ortaklığı daha da güçlendirmeyi konuşacak. Başta çözüm süreci ve Reyhanlı'daki saldırılar olmak üzere ikili ilişkilerimizdeki kritik mevzuları görüşecek. Ama bununla sınırlı mı? Elbette hayır. Görüşme gündeminde AB de olacak, AB ile ABD arasındaki Serbest Ticaret Anlaşması'na ilişkin hassasiyetlerimiz konuşulacak. Suriye, Irak, Ortadoğu, İsrail-Filistin meselesi görüşülecek. Bunun yanında enerji konusu, Kıbrıs, Balkanlar, Kafkaslar, küresel krizle mücadele işbirliği gibi konular da ele alınacak. Size bir basın mensubu olarak soruyorum: Buradaki bu başarılı kariyerinizde Amerikan Başkanlarının kabullerinde bu kadar geniş kapsamda görüşme yaptığı başka bir lider gördünüz veya duydunuz mu?."
50 yıl sonra ilk kez
Bağış, IMF'in merkezinin Washington olduğunu ve Türkiye'nin IMF'e olan borcunu kapattığını da hatırlatarak, "50 yıl sonra buraya ilk kez IMF'e borcu olmayan bir ülke olarak geliyoruz" ifadesini kullandı.
Öte yandan Türkiye'nin Maryland eyaletinde 90 milyon dolarlık yatırımla inşa ettirdiği Türk-Amerikan Kültür ve Medeniyet Merkezi'ni dün ziyaret ettiklerini hatırlatan Bağış, kendisinin 20 gün önce Başbakan Erdoğan'ın ziyareti öncesi hazırlıkları ve inşaatı incelediğini hatırlatarak, "O merkez sadece bir medeniyet merkezi olarak buradaki Müslümanların kalbinin attığı yer olmayacak, Türkiye'nin sadece ABD'deki güçlü varlığının simgesi olmayacak, aynı zamanda Türkiye'nin küresel vizyonunun da mührü olacak" dedi.