Ey Türk Gençliği!
Günlerdir süren olaylar sebebiyle üzüntü içerisindeyim. Olayların yatışmasını ümit ederken olaylar daha da büyüme eğilimine giriyor. Bu sebeple de gündem ile ilgili görüşümü sizlerle paylaşma ihtiyacı duydum. Bu yazıyı kaleme alırken bir taraftar olarak değil, memleketini seven genç bir yurttaş olarak yorum yapıyorum.
Ey Türk Gençliği!
Bizler gençler olarak yakın tarihimizde meydana gelen birçok olayları yaşımız itibariyle bilmiyoruz. Okuma alışkanlığımız olmadığı için, okuyarak öğrenme durumumuz da yok. Türkiye’mizin yakın tarihi maalesef komplolarla dolu. Derin iç ve dış güçler Türkiye’mizin güçlenmemesi ve sorunlardan başını kaldırmaması için ellerinden geleni yaptılar ve hala da yapıyorlar. Çünkü onlar biliyorlar ki, Türkler top ile tüfek ile yenilebilecek bir millet değildir.
TÜRKLERİ YENMENİN BİR TEK YOLU
Türkleri yenmenin bir tek yolu vardır o da milletin birlik ve beraberliğini bozmaktır. 1980’de bunu yaptılar. Gençleri birbirlerine kırdırdılar. Kaybeden gençler oldu, kaybeden acılı anne-babalar oldu, kaybeden Türkiyem oldu. 1980 öncesi ve sonrası yapılan darbeler hep Türkiyem’in kan kaybetmesine sebep oldu. Aynı oyunu iç ve dış mihraklar tekrar sahneye koymaya çalışıyorlar. Zamanlama çok dikkat çekici. Türkiyem’in her yönden güçlendiği, dünya ülkeleri arasında itibarının arttığı ve büyük devlet olma yolunda önemli ve ciddi adımlar attığı bir zamanda gündemdeki olayların patlak vermesi düşündürücüdür.
Ey Türk Gençliği!
Bu olayların büyümesi ve sürdürülmesi memleketimizin menfaatine bir durum değildir. Bu memleket hepimizin ve hepimiz bu memlekette yaşıyoruz. Birbirimize saygı duymayı bilmeliyiz.
GEMİ SU ALIRSA HEPİMİZ BATARIZ
Bu gemi eğer su alırsa hepimiz batarız. Önümüzde bir Suriye örneği var. Suriye’deki durumdan hangi Suriyeli memnun söyler misiniz? Kan ve gözyaşından başka ne var bu savaşta söyler misiniz? Hiçbir Suriyeli memnun olmamakla birlikte artık geri dönüşü olmayan bir yoldalar. Bizim de aynı acıları yaşamamız kimin menfaatinedir söyler misiniz? Bundan kim memnun olur. Atatürk’ün çocukları mı? AKP taraftarları mı? Kürt vatandaşlarımız mı? Söyler misiniz kim? Vatan parçalandıktan sonra kim mutlu olabilir, Suriye gibi olursak bundan kim mutlu olabilir. Elimizdeki nimetin kıymetini bilmek gerekir. Barışın, huzurun, kardeşliğin kıymetini bilmek gerekir.
Yapılması gereken bir mücadele varsa bunu demokratik kurallar çerçevesinde yapmak gerekir. Aksi TÜRKİYEM için tehlikedir. Her iki taraf da oturup düşünmeli ve Türkiye’yi derin bir uçurumun kenarına götüren bu durumu nasıl çözeriz, nasıl toplumsal barışı tekrar oluşturabiliriz diye düşünmeli ve bir an önce bu duruma iki tarafın gayretleriyle son verilmelidir.
Ey Türk Gençliği!
Eylemdeki insanlar için kötü bir şey söylemek istemiyorum. Fakat şunu da bilmek gerekir ki, eylemler masumluğunu kaybetmiştir.
MASUM BİR EYLEM Mİ?
Masum başlayan eylem maalesef bazı grupların işin içerisine girmesiyle masumiyetini kaybetmiştir. Polisin sert müdahalesi ne kadar eleştirilmesi gereken bir durum ise eylemcilerin ortamı terörize etmesi de o kadar eleştirilecek bir durumdur.
GELECEK TÜRKİYEM’İN OLACAKTIR
Gelecek TÜRKİYEM’in olacaktır. Bunu benim gördüğüm gibi dış güçler de görüyorlar. Buna engel olmak için de ellerinden geleni yapıyorlar. Sevgili Türkiyem’in insanları buna izin vermeyelim. Aklı-selim ile hareket edelim.
Hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum sevgili TÜRKİYEM’in sevgili GENÇLERİ…
"BEDENSİZ AŞK" Yazarı;
Ferahnaz AYNURAL