Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, bazı açılış törenlerine katılmak üzere geldiği Manisa'da, gazetecilere yaptığı açıklamada, Suriye'de tutuklu bulunan gazeteci Ünal'ın serbest bırakılması haberinden büyük mutluluk duyduğunu belirterek, ''İki gazeteci arkadaşımız, Suriye'de epey bir zamandır, 3-4 aydır bulunuyorlardı. Biz de onların durumlarını yakinen takip ediyorduk. Zaman zaman sorduğunuzda da 'hayatta olduklarını biliyoruz, ama rejimin elinde olduğunu' ifade ediyorduk. Bugün arkadaşlarımızdan birisinin, Cüneyt Bey'in salimen teslim edildiğini öğrendik. Bundan dolayı büyük bir mutluluk ve sevinç yaşıyorum. Kendisine geçmiş olsun diyorum, eşine geçmiş olsun diyorum. Bütün basın camiasının milletimizin gözü aydın diyorum'' şeklinde konuştu.
Sadece görevini yapmak durumunda olan bir gazetecinin cebren, zorla hürriyetinden mahrum edilmesinin herkesi üzdüğünü dile getiren Arınç, ''Hayatından endişe ediliyordu. Cüneyt'in serbest kalması hepimizi sevindirdi. Hepimizin gözü aydın, büyük geçmiş olsun'' ifadesini kullandı.
Milletvekillerine teşekkür
Bülent Arınç, Cüneyt Ünal'ın serbest bırakılmasına aracılık eden milletvekillerini tebrik etmek için telefonla aradığını ancak ilk aşamada bağlantı kuramadığını anlatarak, şunları şöyle konuştu:
''Hatay milletvekili iki arkadaşımızın yanlarındaki bir heyetle birlikte Esed ile temas kurduklarını ve gazetecilerin serbest bırakılması için girişimde bulunduklarını biliyorum. Bu girişimleri sebebiyle o milletvekili arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Onların bırakılması konusunda böylesine fedakar çalışma yaptıkları için.''
Kılıçdaroğlu: Bundan herkesin mutlu olmasını isterim
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bir gazetecinin ''AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, Cüneyt Ünal'ın CHP heyetine teslim edilmesini manidar bulduğunu söyledi. Sizce ne demek istedi?'' sorusu üzerine, şunları söyledi:
''Bütün Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarının hayatı çok önemlidir. Bu gazeteci arkadaşımız, uzun süredir zulüm ve baskı altındaydı, hapishanedeydi. Bu arkadaşımızı kurtarmak bizim için bir görevdi. Arkadaşlarımız gittiler, bu arkadaşımızı aldılar, Türkiye'ye getirecekler. Bundan herkesin mutlu olmasını isterim. Yurttaşlarımız dünyanın hangi coğrafyasında olursa olsun, zulüm ve baskı görmemeli. Hele haber yapmak için giden bir gazetecinin baskı altında tutulmasını, hapishanelerde tutulmasını kabul etmeyiz.''