AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Atalay, ABD’deki temaslarında Gezi Parkı odaklı gelişmelerle ilgili olarak gözlemlerini de aktardı. Atalay, şunları kaydetti:
“Türkiye’deki son olaylarla ilgili uluslararası medyanın epey ileri yayını oldu. Uluslararası medyanın bu yayınını tabii hayretle bile karşıladık. Yani Türkiye’de yaşayan, olayları bilenler olarak uluslararası medyanın Türkiye’yle ilgili hemen böyle çok çabuk satın alması ve adeta Arap Baharı zincirinin bir halkası gibi göstermesi çok rahatsız edici bir şey. Türkiye böyle bir ülke değil. Türkiye demokratik bir ülke. Yani toplumsal tabii ki tepkiler olabilir ama Arap Baharı’nın bir parçası olarak gösterilmesine tabii ki tepki gösteririz.
Ama şunu da gördüm: gerek Beyaz Saray’da gerek bakanlıkta bu olup bitenlerle ilgili bu manada abartılı bir algılama yok. Hani bazı açıklamalar olmuştu, bizleri de rahatsız etmişti, hatta Dışişleri Bakanımız ABD Dışişleri Bakanı Kerry’i aramıştı. Buradaki görüşmelerimizde ise olaylara bakışta Türkiye’nin farkını onların da bildiğini gördük. O manada onlarda, olayla ilgili çok ileri abartılı bir algılama olduğunu görmedim. Yani bizim onlarla görüşmelerimizin hepsi normal seyretti. Yine de biz olaylarla ilgili de onlara tabii gerekli açıklamaları yapmış olduk. Yani bizim devletle görüşmelerimiz doğrusu çok zamanlı ve iyi oldu. Ben önce hani Türkiye’de yaşadığımız şu günlerdeki ortam nedeniyle gelmekte kararsızdım ama doğrusu geldiğime çok memnun oldum”.
"Umarız artık biter bunlar, işin zemini kalmadı"
Atalay, Gezi Parkı odaklı olayların "şu anda sona ermesinin beklendiğini" belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Esasen Gezi Parkı ile ilgili bizzat Sayın Başbakanımız çok görüşme yaptı. O görüşmelerde de makul sonuca varılmıştı aslında. Yani çok anlayışla karşılanan sonuçtu. (Ama Gezi Parkı’ndan yapılan açıklamada) Bizim olayımız sadece Gezi Parkı değil, diğer konularda da hükümete karşı protesto falan deyince tabii işin rengi değişti. Doğrusu orası üzücüdür.
"Uluslararası algı da değişti, ilk günlerdeki gibi değil"
Atalay, “uluslararası alanda gereksiz yere Türkiye’nin büyüyen imajına leke geldiğini ve buna üzüldüklerini” de belirterek, “Türkiye bunu hak eden bir ülke değil" dedi.
"Önceden haberimiz vardı"
ABD’nin Esed rejiminin kimyasal silah kullandığına yönelik açıklaması ve muhaliflere silah yardımı kararıyla ilgili soru üzerine Atalay, şöyle konuştu:
"Amerikalıların bir karar üzerinde çalıştığı ve açıklama olabileceği yönünde tam Beyaz Saray’a, terör danışmanıyla görüşmeye giderken de zaten hafif bir bilgimiz olmuştu, yani Türkiye’den ben o haberi birazcık almıştım. Monaco da oraya gittiğimizde de zaten Obama’nın yanından ayrılıp geldi, bu konuları görüşüyorlarmış ve Suriye konusunda açıklamayı biz oradan çıkarken yaptılar."
Atalay, bu konuda ABD'nin eylemlerinin ne olacağının önemine işaret ederek, "Umarız bu sözde kalmaz, ABD daha etkili müdahil olur ama ABD’nin bu konudaki daha fazla inisiyatif alır tavrı Suriye konusunda doğrusu biraz daha çözüm yönünde bir umut oluşturdu” değerlendirmesinde bulundu.
“ABD’nin kararında Türkiye’nin etkisi var”
ABD’nin kararından duydukları memnuniyeti görüşmelerinde dile getirdiklerini belirten Atalay, bir soru üzerine, ABD’nin bu kararında Türkiye’nin de rolü olduğunu söyledi.
Atalay, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ziyaretinde Esed rejiminin kimyasal silah kullandığıyla ilgili bazı belgeleri de yanında getirdiğine dikkati çekerek, "Başbakanımızın yakın zamandaki Washington ziyaretinde ana konu Suriye’ydi. Özellikle akşam üçer kişilik toplantının ana gündemiydi Suriye. Dolayısıyla Türkiye’nin ABD’nin bu kararında tabii ki etkisi var” dedi.
Erdoğan’ın ziyaretinde Obama’nın Cenevre Konferansı'na “fazla umut bağlandığı”nın görüldüğünü hatırlatan Atalay, haziranda olması beklenen bu konferansın şimdi temmuza kaldığına ve belki de hiç gerçekleşemeyeceğine işaret ederek, “Sanırım buradaki gecikme de ABD’nin açıklamasında etkisi oldu” ifadesini kullandı.