Piramit Haber

O kavukların içinde bakın ne varmış..

Tarih

Osmanlı Sultanlarının ve bazı alimlerin başlarındaki kavukların kefenlerinden oluştuğunu, sık sık ölümü hatırlayıp ona göre karar verirlerdi. Öldükleri zaman hemen başlarındaki kefenle defnedilirlerdi.

İnsan vücudunda baş ne kadar önemliyse, başa giyilen kavuk yada fes de o denli önemliydi Osmanlıda. Kimliğinizi ele verirdi giydiğiniz fesler, kavuklar.

Mesleğinizden mevkînize, sosyal statünüzden hayat tarzınıza kadar… Osmanlılar, kıyâfetlerinin tamamlayıcı unsuru olan ve bir mühür gibi son noktayı koyan feslerinden ve kavuklarından, mezar taşlarında dahi vazgeçmemişlerdi.

Kavukların şekli, her sınıf ve mesleğe göre değişiklik arz ederdi. Bir şahsın sâdece kavuğuna bakarak onun mesleğini ve mevkîini tespit edebilirdiniz. Zîrâ başka mesleğe ya da rütbeye âit kavuğu giymek yasaktı. Her zümrenin kavuğu, kendine âit renkteki sarıkla sarılırdı.

Meselâ yeşil sarık, sâdât-ı kirâma mahsus olduğundan, başkası bu renk sarık kullanamazdı. Peygamber soyundan gelenlere mahsustu yeşil sarık. Bunların dışındaki herkes beyaz sarık kullanırdı. Arada az da olsa sâir renkteki sarıklar da bulunuyordu.

Vüzerâ ve küberânın kavukları Hind kumaşından, halkın kullandığı kavuklar yerli kumaştan mâmûldü. Hind kumaşı değerli olduğu için “Bulunmaz Hind kumaşı” tâbiri günümüze kadar gelmiş.

Tarikat erbâbının sarıkları, renkleriyle de birbirinden ayrılıyordu: Yeşil sarık Kâdirî, siyah sarık Rufâî, kırmızı sarık Bedevî tarikatı dervişlerine mahsustu. Mevlevî derviş ve şeyhlerinin sarıkları da yeşil-beyaz olurdu.

Osmanlılar için "kefeni başında gezer" sözüne yol açmış başlık türüdür. Sebebi ise kavuk denilen başlığın upuzun bir kumaşın çevrilerek üstüste toplanmış olmasıdır. 

Açıldığında içindeki kumaş kişinin kefenini oluşturur ve "her an ölmeye hazırım" anlamını taşırmış. Sıksık ölümü hatırlayıp ona göre karar verirler ve öldükleri zamanda direk başlarındaki kefenle gömülürlermiş.

Sıradaki Haber
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.