Piramit Haber

2023’te hep birlikte Yeni Türkiye olacağız..

Politika

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, televizyonlarda yayınlanan "Millete Hizmet Yolunda" konuşmasında, gündemdeki konularla ilgili değerlendirmelerde bulundu.

Kasım ayında Diyarbakır’da, "tarihi bir buluşmaya, tarihi bir kavuşmaya, çok önemli bir normalleşme manzarasına şahit olduklarını" anlatan Başbakan Erdoğan, 60 binin üzerinde vatandaşın katıldığı o toplu açılış töreninde, yaşanan buluşma ve kavuşma nedeniyle, ninelerin, dedelerin, kadın ve erkeklerin, genç ve çocukların sevinç gözyaşları döktüklerine şahit olduklarını söyledi.

Diyarbakır'da meydana gelemeyen Muş, Bitlis, Van, Hakkari, Şanlıurfa, Şırnak, Batman ve diğer illerdeki vatandaşların da televizyonları başında sevinç gözyaşları döktüğüne şahit olduklarını ifade eden Başbakan Erdoğan, sadece Doğu’da, Güneydoğu’da değil; Türkiye’nin 7 coğrafi bölgesinde, 81 vilayetinde, her inançtan, her etnik kökenden vatandaşın, o manzara karşısında duygulandığına dair haberleri aldıklarını kaydetti. 

Başbakan Erdoğan, şiddetin toplumun sadece fertlerini değil, aklını ve vicdanını da yok etmeye çalıştığını belirterek, "Şiddetin tuzağına düşüp, akıl tutulması yaşayamayız, aklımızı, vicdanımızı, tam da onların hedeflediği gibi kurutamayız, köreltemeyiz. Acıların değil, umutların üzerine bir gelecek inşa etmek zorundayız. Farklılıkları değil, ortak noktaları öne çıkarmak durumundayız. Acıları yarıştırarak değil, yüreklerde de adaleti tesis ederek istikbalimizi şekillendirmeliyiz" diye konuştu. 

"Biz o kadar büyük bir milletiz ki, kelimelerden ve kavramlardan korkmak, bize asla yakışmaz" diyen Başbakan Erdoğan, bu millete türkülerden, şarkılardan, kıyafetlerden, dillerden, farklı düşü korkmanın yakışmayacağını dile getirdi. 

Üniversitelerdeki kızların özgürce başörtüsüyle okuyabildiğini, bundan Türkiye'nin kaybetmediğini, tam aksine kazandığını ifade eden Başbakan Erdoğan, kadınların kamuda başı açık, başı örtülü bir arada çalışmasının da Türkiye'yi güçlendirdiğini kaydetti.

Başbakan Erdoğan, "Türkiye Büyük Millet Meclisinde milletin seçtikleri, tıpkı milletin kendisi gibi, kadın vekiller de başı açık ya da başörtülü, yasa yapabiliyor. Türkiye bölünmedi, kucaklaştı. Oysa bizi on yıllarca korkutmuşlardı. Bunları yaparsanız Türkiye bölünür, parçalanır, zayıflar, çözülür demişlerdi. Bunun gerçek dışı olduğunu, bunun korkutma ve tehdit olduğunu biz de, milletimiz de görüyordu; ama şimdi herkes gördü" diye konuştu.

Kelimelerin, kavramların, dillerin, türkülerin, şarkıların da Türkiye'yi bölmeyeceğini, parçalamayacağını tam tersine ülkeye renk, zenginlik katacağını, kardeşlik ve huzur aşılayacağını anlatan Başbakan Erdoğan, "İşte 1 yıldır, Allah’a hamdolsun, terör nedeniyle bir tek gencimizi bile şehit vermedik, yitirmedik. Bundan daha güzel ne olabilir? Bundan daha umut verici ne olabilir? Konyalı'nın da canı acımıyor, Vanlı'nın da; Trabzonlu'nun da ocağına ateş düşmüyor, Şırnaklı'nın da… İşte bu iklimi, bu bahar havasını, bu kardeşliği muhafaza edecek, daha da güçlendireceğiz. Siz, destek verdiğiniz, hayır dualar ettiğiniz müddetçe, biz Türkiye’yi ve kardeşliği çok daha yükseklere taşıyacağız" ifadelerini kullandı.

"2023’te hep birlikte Yeni Türkiye olacağız" 

Başbakan Erdoğan, Diyarbakır'da Mesut Barzani, Şivan Perver ve İbrahim Tatlıses'in katıldığı toplu açılış töreninin ardından aynı ölçüde bir katılımla Trabzon'da da toplu açılış töreni düzenlediklerini anlatarak, "Bismil’de de heyecanla karşılandık, Vakfıkebir’de de. Ergani’de nasıl kucaklandıysak, Araklı’da da öyle kucaklandık. Hamdolsun, 81 vilayetimizin hissiyatı bu. Bu hissiyat, büyük Türkiye’nin, Yeni Türkiye’nin, 2023 Türkiye’sinin de hissiyatıdır. Bir olacak, beraber olacak, iri olacak, diri olacak, kardeş olacak, inşallah, 2023’te hep birlikte Yeni Türkiye olacağız" dedi.

Erdoğan, "Türkiye, bizim çabalarımız sayesinde, eskiye oranla, bölgesinde ve dünyada sözü çok daha fazla dinlenen, tezleri çok daha fazla dikkate alınan, bölgesinin lideri bir pozisyona gelmiştir. Türkiye, hem dışarıda, hem içeride, hem kimliğine, tarihsel misyonuna uygun biçimde hareket ediyor, özüne dönüyor, ezber bozan bir yaklaşımla, geniş bir vizyonla Büyük Türkiye olmaya doğru hızla ilerliyor. İnanıyorum ki, 21’inci yüzyıl, Türkiye’nin her bakımdan güçlendiği, Türkiye’nin damgasını vurduğu bir yüzyıl olacaktır" diye konuştu.

"Biz, çetelerin, cuntaların, karanlık şer odaklarının ne istediğine bakmadık ve bakmayız"

Başbakan Erdoğan, 11 yıl boyunca milletten ve Allah'tan başka hiç kimsenin kendilerine istikamet çizmediğini, bundan sonra da çizemeyeceğini vurgulayarak, "Biz, çetelerin, cuntaların, karanlık şer odaklarının ne istediğine bakmadık ve bakmayız. Sermaye çevrelerinin, faiz lobilerinin, medyanın bize rota çizmesine müsaade etmedik, etmeyiz. Azınlığın çoğunluğa hükmetmesine, mutlu ve elit bir kesimin, Türkiye’nin geneline dayatmalar yapmasına, baskı yapmasına 11 yıl boyunca rıza göstermedik, emin olun bundan sonra da göstermeyiz" diye konuştu.

Türkiye'ye 30 yıldır hem manen hem maddeten ağır bedeller ödeten terör sorununun başladığında fark edilip, sona erdirilmesi halinde, terörle daha etkin, daha kararlı, çok boyutlu mücadele edilmesi halinde 30 yıldır ödenen ağır bedellerin ödenmeyeceğini dile getiren Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:

"Biz, terörün maddi bedelleri üzerine çok kapsamlı bir araştırma yaptık. İnanın, son derece çarpıcı sonuçlar elde ettik. Şu birkaç rakamı burada dikkatlerinize sunmak isterim: 1986-2012 yılları arasında, Türkiye, bugünün fiyatlarıyla 495 milyar lira kaynağını savunmaya tahsis etti. Terör olmasaydı, savunma harcamalarımız yüzde 50 az olsaydı, Türkiye 248 milyar lira tasarruf yapmış olacaktı. 1986-2012 yılları arasında, 1 trilyon 610 milyar Lira kaynağımız borç faizlerine gitti. Eğer terör olmasaydı, Türkiye’nin risk primi sadece yüzde 10 daha düşük olsaydı, 161 milyar lira tasarruf etmiş olacaktık. Yaptığımız hesaplamaya göre, 26 yıllık süre zarfında, terör nedeniyle, Türkiye’nin turizmde kaybı 121 milyar lira; doğrudan uluslararası yatırımda kaybı ise 53 milyar lira oldu. Terör yüzünden büyük şehirlere göçün maliyeti de yaklaşık 78 milyar lira oldu. 

İstihdamda, enerjide, tarımda, hayvancılıkta, ticarette ciddi kayıplar yaşadık. Sonuç olarak, eğer, terör olmasaydı ve Türkiye ekonomisi yıllık yüzde 0,25 oranında daha fazla büyüyebilseydi, bu bize 1 trilyon lira ek kazanç sağlayacaktı. Bakın, şu anda milli gelirimiz 1 trilyon 417 milyar lira. Bu hesaplamaya, bu senaryoya göre, eğer terör olmasaydı ve Türkiye yıllık yüzde 0,25 fazla büyüseydi, milli gelirimiz 2,5 triyon lira olacaktı. Evet… Gencecik canlarımızı yitirdik… Gencecik fidanlarımızı şehit verdik… Binlerce vatandaşımız hayatını kaybetti. Bunlara ek olarak, Türkiye çok önemli maddi kaynaklarını kaybetti, zenginliğini yitirdi; adeta geleceğinden alıp, teröre verdi."

Sıradaki Haber
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.