Berkin Elvan’ın hastanesinin değiştirilmesi için gösterilen çabayı hatırlatan İşler, yazısında şu ifadeleri kullandı
“Taksim İlkyardım’ı “gecelerden” bilirim, Okmeydanı Devlet’i “babamdan”. Taksim İlkyardım’da yaşadıklarımı genelde gülerek anlatırım, Okmeydanı’ndakileri kızgınlık ve yenilmişlikle... Bu yüzden Berkin’in doktorlarına ilk sorduğum soru “Başka bi hastaneye götürebilir miyiz?” oldu. Cevap negatif. Berkin’in uykusu o kadar hafifmiş ki, ufacık bi şeyde uyanır, kızarmış bize. Aileyi sorduk, elleriyle işaret ettiler...
Komadan çıktıktan 20-25 gün sonra bi gazete geçiyo elime, Berkin’le ilgili haberler var, çekinerek arıyorum Sami Abi’yi. “Abi hayrola” demeden, “Nejat’çım gelemedik yanına, kusura bakma” diyor güzel adam. Zorla biten telefon görüşmesinden arta kalanlar; Sami Abi’nin soğuk sesi, benim mevzuyu anlayıp küçük cümlelerle konuşmayı geçiştirişim, sonra çaresizlik, sonra öfke, sonra tekrar çaresizlik, sonra sessizlik.
Kazova işçileri gelmiş hastaneye ben komadayken. Hem kendi ördükleri kazaklardan bırakmışlar, hem de şahane bi hediye getirmiş yoldaşlar, sağolsunlar. Küba genç milli futbol takımının forması, göğsünde “Diren Kazova” yazıyor. Paketi açtığım anda “bu Berkin’e” demiştim. “Yedi bela” Tuna’nın kısmetiymiş. Bizim köyden, sıkı biryoldaşı Berkin’in...”