"ENFEKSİYON KAPMAMAK İÇİN CAMİLERDEN UZAK DURUYORUM"
Doktorların talimatlarına uyarak hareket ettiğini söyleyen Yaşar Nuri Öztürk: "Kılmaz olur muyum? Kılıyorum. Benim birkaç ay, doktorların tamam diyeceği güne kadar topluluklara katılmam yasak. Enfeksiyon riski var. Kolay bir ameliyat, tedavi geçirmedim. Enfeksiyon riskinin en çok olduğu yer, dikkat edilmesi gereken yer de camiler ve havaalanlarıdır. Biliyor musunuz, ben 1 buçuk yıldan beri bir 40 dakikalık uçak yolculuğu yaptım. Enfeksiyon kapmamak için uçağa binmiyorum. Camilerden, cemaatlerden uzak duruyorum. " dedi.
"TÜRKİYE'DE CUMA NAMAZI FARZ DEĞİLDİR"
"Türkiye'de Cuma namazı farz değil midir?" sorusuna ise çok ilginç bir yanıt veren Öztürk, "Evet değildir. Bir çok İslam ülkesinde değildir. Orada derin anlamlar vardır. Cuma namazı cemaatle kılınan bir namazdır. O cemaatin vücut bulması, o cemaatin o namazı kılmak için toplandığı mekanın hassasiyetleri önemlidir. Fıkıhtan dikkate alındığı zaman bu dediğim doğrulanır" diyerek sözlerini daha fazla detaylandırmadı.
"HOPARLÖRDE OKUNAN EZANI İSLAMİYET YASAKLAMIŞTIR"
Türkiye'de okunan ezanlarla ilgili de enteresan açıklamalar yapan Yaşar Nuri Öztürk, "Hoparlörle okunan ezanı İslamiyet yasaklamıştır" diyerek, "Cihazla namaz ilan edemezsiniz, İslam bunu yasaklamıştır. Ezan insan sesiyle okunacak. Ruhaniyeti, güzelliği, etkisi, estetiği oradadır. Ve onun içindir ki talimat vermiştir "Güzel sesli insanlara bunu okutacaksınız." Bu ne biçim ezan dedirten adamlara ezan okutulmamalı." dedi.
Hoparlörden gelen ezan sesinin çok yüksek olduğunu da söyleyen Öztürk, "Ezan insan sesiyle okunacak, bunu tartışamazsınız. Bir de hoparlörlerin sesini sonuna kadar açanlar var. "Ben namaz kılacağım, siz de ayağa kalkın! Diyor.. Böyle bir yetkin yok ki senin. Bunun çocuğu var, hastası var, vardiya işçisi var. Kalkın diye sanki insanlara ceza veriyorlar. Kalkıp kılacaksa zaten kalkar, kılar." Ben mutlaka ezanlardan önce kalkarım, o benim şuur altıma yerleşmiş. Sen kime neyi duyuruyorsun? Ezan oku sen ezan! Senin okuduğun ezan beni sarmıyor. Çünkü bu cihaz sesine boğulmuş inat gösterisi.. Buna bütün Müslümanların karşı çıkması lazım. İbadette o teknolojiyi kullanmak dine aykırıdır."diye konuştu.
"BAŞBAKAN ŞANS OYUNLARINI YASAKLASIN!"
Ayrıca milli piyango çekilişleri gibi şans oyunlarına da değinen Yaşar Nuri Öztürk, "Milli Piyangonun yılbaşı çekilişi berbat bir kumarbazlıktır. 45 Trilyon ne demektir, kimin parasını kime, nasıl veriyorsunuz? Bu tür şans oyunlarından kazanılan paranın tümü haramdır. Sayısal loto, iddia hepsi bana göre kumardır. Kapitalizmin melanetlerinin serpintileridir bunlar. Niye bunu saklıyorlar? Başbakan şans oyunlarını yasaklasın! Bu ülkenin bir vatandaşı olarak Sayın Başbakan'a bu konuda güveniyorum. O yapar." dedi.
"DÖVME YAPTIRMAK DİN MESELESİ DEĞİL, TIP MESELESİDİR."
Yaşar Nuri Öztürk,toplum tarafından sıkça tartışılan bir konu olan dövme konusuna da değindi. Öztürk, "Bu din meselesi değil, tıp meselesidir. " diyerek; "Hz. Peygamber bunu yasaklıyordu, çünkü vahim sonuçlar veren sağlık riskleri var. Rivayetlere göre peygamberimizin bunu yasakladığı kişiler var. Hijyenik bir hassasiyet var burada. Eğer o dövme yüzünden sağlığına bir zarar gelirse, o zaman din bunu hesaba çeker. Dini manada bir yasak yok. Ama şunu diyor " Sağlığınızı tehlikeye atmayın!" Bu tehlikeye o dövme sokuyorsa eğer sizi bunu nasıl izah edeceksiniz? Bırakın dövme yaptırmayı, sana doktor 'şu ibadeti yapmayacaksın yaparsan sağlığın tehlikeye girer diyorsa, yapmayacaksın.' Mesela oruç!
Doktor yasakladığı halde siz oruç tutup, sağlığınızı tehlikeye atıyorsanız bu günahtır. İslam sizi o zaman hesaba çeker. İslamiyetin güzelliği bu." dedi.