Piramit Haber

Erdoğan: Oğlumu hedef alıyorlar

Manşet

Erdoğan, Pakistan dönüşü uçakta flaş açıklamalar yaptı.

 17 Aralık operasyonunda hedefin kendisi olduğunu kaydeden Erdoğan, "Buralardan Erdoğan’a vurmaya kalkarlarsa avuçlarını yalarlar. Bunu bildikleri için etraftaki arkadaşlarla saldırıyorlar. Oğlumu hedef alarak, TÜRGEV vakfıyla ilgili ismini zikrediyorlar.Orası bir öğrenci yurdu, Bilal Erdoğan’ın oteli değil. Oradan dolaşıp bana gelmek istiyorlar" dedi.
Erdoğan, 'böcek' soruşturmasıyla ilgili de flaş açıklamalar yaptı.
Erdoğan, Pakistan dönüşü uçakta gazetecilerin gündemle ilgili sorularına yanıt verdi. Star Gazetesi'nin haberine göre Erdoğan'ın sorulara verdiği yanıtlar şöyle:
Özür dileyecek misiniz?
 
OPERASYON: Burada bir yargı süreci var. Hüküm verilmiş değil. Tutuklananlar, serbest kalanlar var. Hüküm verildikten sonra bunu kabul ederiz veya etmeyiz, sadece saygı duyarız. Ana muhalefet ağızlarına gelen her şeyi söylüyor. Aklandıklarında özür dileyecekler mi? Yolsuzluk dosyalarını en iyi bilen CHP’dir, onun Genel Müdürü’dür, Baykal’dır. Baykal en ağır şekilde bir kasete muhatap oldu. Şimdi ‘dosyası var’ diye gönderilen zat getirilip belediye başkan adayı yapılıyor. Bakarsın bu klasörler bu seçim sürecinde çıkabilir. Yeniler de olabilir. Sorarlar adama. Sen Şişli’de ne yaptın?
 
HEDEF MİLLİ İRADE: Bu hükümete yönelik, millete, milli iradeye yönelik bir operasyondur. Eğer bir yolsuzluktan bahsediyorsanız, milletin malına devletin malına yönelik bir şey var mı? Böyle bir şey varsa bana getirin gereğini ben yapayım. Şu ihalede bu yolsuzluk oldu denilmiyor. Kim kime ne vermiş, bununla ilgili somut bir şey var mı? Resmiyete dökülmemiş şeyler ortaya konuluyor. Halk Bankası müdürünün (Süleyman Arslan) evinde çıkan bir şeyin bankayla bir ilgisi var mı?
 
Bunun adı vatana ihanet
 
Böyle bahsedilmesi bu vatana bir ihanettir. Medyadan okuduğum kadarıyla Çorum İmam Hatip Lisesi ile ilgili verilmiş bir söz var. Süleyman bey bunu dekontunu vermiş mi vermemiş mi? Ya da kaydını almak üzere ortada makbuz varsa o zaman kimsenin söyleyecek bir şeyi kalmaz. Hayır sahibi de, okul da bunu söylüyor. Emniyet yetkililerinin burada yapacağı şey, bankada en ufak bir şey var mı yok mu? Ama sen işi hemen buraya getirirsen bu ihanettir. Müdürün dürüstlüğünden en ufak bir şüphem yok. Olsa olsa saflığının kurbanı olmuştur.
 
HALKBANK’A ZARAR VEREN ÖDEYECEK: Bakın şu anda Halkbank’ın borsa değeri nereye geldi. BDDK bakacak. Suçluların bunun bedelini ödemeleri lazım. Bunlar hala bul ülkeyi sahipsiz zannediyorlar.
 
ÇANTAYLA BİR YERE GİRMEYİN: Moda oldu; çantayla girdi, çıktı. Siz siz olun sakın çantayla yere girip çıkmayın. (Gülerek) Malum artık suç aleti sayılır oldu. Ama bir şey teslim ederken gördükleri bir şey yok. AB ofisine çantayla girdi, çantasız çıktı. Eee... İspatın varsa görüntülü olarak suçüstü yap tamam, buna eyvallah. Ama sadece çantayla girdi çantasız çıktı anlayışını anlamak mümkün değil. Rıza Zerrab, altın ihracatı yapan biridir. Ülke ekonomisine katkısı olduğunu biliyorum. Bu tür hayır işlerine girdiğin de biliyorum.
 
Avuçlarını yalarlar
 
BENİ VURMAYA ÇALIŞIYORLAR: Abdestinden şüphesi olmayanın namazından şüphesi olmaz. Buralardan Erdoğan’a vurmaya kalkarlarsa avuçlarını yalarlar. Bunu bildikleri için etraftaki arkadaşlarla saldırıyorlar. Oğlumu hedef alarak, TÜRGEV vakfıyla ilgili ismini zikrediyorlar. Neymiş? Vakıfla ilgili bir imar değişikliği için talepte bulunmuş. Vakıfla ilgili olarak imar değişikliği için belediyeye gitmek suç mu? Belediye başkanını ‘bina yaptı, 25 yıllığına vakfa kiraladı’ diye suçluyorlar. Sosyal iş yapmayan belediye var mı? Benzer şeyler İSTEK Vakfı, ÇYDD, TEV gibi vakıflar için de yapıldı. Orası bir öğrenci yurdu, Bilal Erdoğan’ın oteli değil. Oradan dolaşıp bana gelmek istiyorlar.
 
14 maddeyi değiştirme talepleri var. Aslında milletvekili demek işime gelmiyor. Açık sözlü olmam lazım. Bunlar içerdekileri dışarı çıkarma operasyonu olarak aday gösterildiler. Bir BDP’li çıkınca, bunu yol yaptılar. 
 
Yeni Şafak Gazetesi yazarı Abdülkadir Selvi de Başbakan'ın sözlerini bugün köşesine şöyle taşıdı:
Pakistan dönüşünde Başbakan'la İstanbul operasyonunu konuştuk.
Başbakan'la yaptığımız en uzun soru cevaplardan biriydi.
Başbakan, İstanbul operasyonu konusunda net konuştu.
1- 'Operasyonun hedefi benim' dedi.

2- 'Oğlum Bilal'i hedef alıyorlar' diye konuştu.

Sonra ekledi: 'TÜRGEV'den dolaşıp bana gelmek istiyorlar'
Yetinmedi. Sözlerini açma gereği duydu:

'TÜRGEV'den dolaşıp bana gelmek istiyorlar. Oğlum oranın yönetiminde, Mustafa Demir ve Ümraniye Belediye başkanı onun yönetiminde. Büyük kızım Esra'da oranın yönetiminde.'

Zaten polisteki sorguda Bilal Erdoğan üzerinde durulmuş. Öyle ki Fatih Belediyesi'ndeki imar uygulamalarını dahi Başbakan'ın çocuklarının başında bulunduğu TÜRGEV cephesinden mercek altına almışlar.

Peki TÜRGEV ne yapıyor? Öğrencilere yurt yapıyor, burs veriyor. Yani hayır işi. Devletle ilgileri yok. Ne ihaleye giriyorlar, ne bankalardan kredi kullanıyorlar.
Başbakanın çocukları işlerini güçlerini bırakmış, Artvin'e, Konya'ya, Bursa'ya, İstanbul'a yurt yapmışlar. Ağırlıklı olarak da kız öğrenci yurdu yapmışlar.
Ama buradaki maksat farklı.

Maksat ne?

Oğlu Bilal Erdoğan üzerinden Başbakan'a ulaşmak.

Peki bunun adı nedir? Yargı darbesidir.

7 Şubat'ta işaret fişeği verildi ama Türkiye 17 Aralık tarihinden bu yana örtülü bir kalkışma yaşanıyor. Dün İstanbul'da yeni bir hamle daha yaptılar.
Başbakan'ın, 'Oğlum Bilal üzerinden bana gelmek istiyorlar' dediği adım atıldı.

'Bakanların oğlunu gece yatağından alan güç, Başbakan'ın çocuğunu da alır. Çocuklarının ifadesini almadan bakanlar hakkında fezleke hazırlayan savcılık, Başbakan hakkında da hazırlayabilir' mesajı daha ilk gün verilmişti. Şimdi bu yol haritası üzerinden devam ediliyor.
Yapılanın tek bir adı var.

Polis ve yargı cuntasının hükümete karşı, darbe girişimi.
 

Sıradaki Haber
Mobil Sayfaya Dön
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.