Sivas’ta oturan L.T., 2006 yılında Adana’nın Kozan İlçesi’nde lise eğitimini sürdürürken tanıştığı L.M.’ye aşık oldu. L.T., o dönem kendisinden 3 yaş küçük L.M. ile resmi nikahsız birlikte yaşamaya başladı. L.M. evlendikten 1 yıl sonra M.A. adını verdikleri çocuğu dünyaya getirdi. L.M., 2008 yılında aldığı ağrı kesici ilaçtan zehirlenince Numune Hastanesi’ne kaldırıldı.
Buradan Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Acil Servisi’ne sevk edilenL.T.’yi muayene eden doktor, evli olduğunu öğrenince ‘Küçük yaşta evlilik nedeniyle bunalıma girerek intihar girişiminde’ bulunduğu şüphesiyle durumu hastane polisine bildirdi ve soruşturma başlatıldı. L.T. hakkında, ’Çocuğun zincirleme nitelikli cinsel istismarı’ suçundan dava açıldı.
Buradan Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Acil Servisi’ne sevk edilenL.T.’yi muayene eden doktor, evli olduğunu öğrenince ‘Küçük yaşta evlilik nedeniyle bunalıma girerek intihar girişiminde’ bulunduğu şüphesiyle durumu hastane polisine bildirdi ve soruşturma başlatıldı. L.T. hakkında, ’Çocuğun zincirleme nitelikli cinsel istismarı’ suçundan dava açıldı.
Sivas 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen dava 6 Ekim 2009 tarihinde sonuçlandı. Mahkeme L.T’ye, 8 yıl 4 ay hapis cezası verdi. L.T., 6 Ocak 2010 tarihinde L.M. ile resmi nikah kıydırırken Yargıtay 14’üncü Ceza Dairesi’ne başvurarak hakkındaki karara itiraz etti. Davanın Yargıtay sürecinde olduğu dönemde L.T., 2010 yılında girdiği uzman çavuşluk sınavını kazanarak Siirt’te görev yapmaya başladı. Ailesini de yanına alan L.T., burada 3 yıl görev yaptı. Yargıtay 14’üncü Dairesi, yerel mahkemenin kararını 23 Ocak 2014 tarihinde onandı.
Siirt’ten izinli olarak eşi L.T. ile Adana’nın Kozan İlçesi’ndeki kayınpederinin evine giden uzman çavuş L.T.’yi, 27 Ocak günü gözaltına aldı. İşlemlerin ardından adliyeye sevk edilen L.T., tutuklandı ve Kozan Cezaevi’ne konuldu.
7 yaşında M.A. ve 1.5 yaşında B.K. adlı 2 çocuğu bulunan ve üçüncü çocuğuna hamile olan L.T., eşinin cezaevine girmesi karşısında şoke oldu. Eşinin serbest bırakılmasını isteyen L.T., şunları söyledi.
"Biz birbirimizi severek ve ailelerimizin rızasıyla evlendik. Ben 15 yaşındayken Numune Hastanesi’nde doğum yaptım. Evli olup olmadığımı, nikahımın olup olmadığını sormadılar.
Doğumdan bir yıl sonra bir rahatsızlığımdan dolayı Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ne gittim. Resmi nikahımın olmadığı anlaşılınca eşim hakkında kamu davası açıldı. Dava 6 yıl sürdü, eşime 8 yıl 4 ay hapis cezası verildi. Eşim bu cezayı hak etmedi. Tek suçu benimle evlenmek, beni sevmek. Beni terk etse belki böyle olmazdı. Eşimin de psikolojisi çok bozuk. Cezaevinden çıkamazsa mesleğini de kaybedecek."
Doğumdan bir yıl sonra bir rahatsızlığımdan dolayı Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ne gittim. Resmi nikahımın olmadığı anlaşılınca eşim hakkında kamu davası açıldı. Dava 6 yıl sürdü, eşime 8 yıl 4 ay hapis cezası verildi. Eşim bu cezayı hak etmedi. Tek suçu benimle evlenmek, beni sevmek. Beni terk etse belki böyle olmazdı. Eşimin de psikolojisi çok bozuk. Cezaevinden çıkamazsa mesleğini de kaybedecek."
emre 10 Yıl Önce
arkadaşımda aynı durumda 10 yıl aldı. yakın zamanda ceza evine girecek.4 taşında kızı var devletin bu insanları mağdur etmemesi gerekiyor.
tavus-isviçre 10 Yıl Önce
haklısın. kabahat kimde törelere göre davrananlarda mı, yoksa ithal hukuk anlayışını topluma hazım ettiremeyen devlettemi? çok geç kalındı da geriye dönüş te artık mümkün değil.