Piramit Haber

Basenlerin düşmanı!

Kadın

Asitli bir bünye depolanmış yağlarını yakmaz istemez. Çünkü onları enerjiye çevirirken daha fazla asit artıklar ortaya çıkar. Basenlerimizdeki yağlar da doymuş yağlardan oluşur. Bunları enerjiye çevirmek vücudun işine gelmez. O halde basenleri eritmek için önce vücudumuzdaki asitlerden kurtulmamız gerekir.

Biyokimya ve antiaging konularında uzman Doktor Ayşegül Çoruhlu “Kilonun tek sebebi fazla yemek mi?” diye soruyor. Basen ve bel bölgemizdeki yağların sırrı da bu soruya yine Ayşegül Çoruhlu’nun verdiği yanıtta:

“Şöyle bir soru sorayım, neden ‘diyet’ içecekler şekersiz ve kalorisiz olduğu halde kilo yapar? Demek ki kilonun kaloriden bağımsız sebepleri de olmalı. Zaten kalori hesaplarına dalıp kilo meselesinin özünden uzaklaştık. Elbette fazla miktarda yenince bunlar kalori olarak depolanmalı. En çok kaloriyi yağın içine hapsedebildiğimiz için de yağ olarak depolanmalı. Karbonhidrat olarak depolasaydık kilolar vücutta iki katı yer kaplardı.
Ama yağ olarak depolarının içi sadece yağ değil. Yağın depolanırken geçirdiği biyokimyasal işlemde içine asitler de konuluyor. Yani yağ depoları aynı zamanda vücudun istemediği asitlerin de depoları.

ASİTLİ BÜNYE DEPO YAĞLARINI YAKMAZ
Asitli bir bünye depolanmış yağlarını yakmaz istemez. Çünkü onları enerjiye çevirirken daha fazla asit artıklar ortaya çıkar. Ondan enerji elde ederken bu tür yağ vücuda zarar verir. Basenlerimizdeki yağlar da doymuş yağlardan oluşur. Neden bunları enerjiye çevirmek vücudun işine gelsin ki?

Ama yeterince alkali beslenerek alkali tamponlama kapasitesini arttırırsak, o yağlardan gelecek asitlenmeyi vücut kolayca nötralize edilebilir, artık bu yağları enerji için kullanmak da işine gelir. Yani yağlar alkali zeminde çözünür. Eliniz yağlıyken sabunsuz temizlenmez, sabun alkalidir. Vücuttaki yağlar da yeterince alkali olmazsak kalıcı olarak erimez.

KİLO VERİRKEN BELİMİZ İNCELMİYORSA ASİTLENİYORUZ DEMEKTİR
Kilo verilirken asitlenmemeye dikkat etmeliyiz. Diyet yaparken eğer asitli beslenmişsek (bol hayvansal gıda içeren protein diyetlerinde olduğu gibi) hem sağlığımıza uzun dönemde zarar veririz hem verdiğimiz kiloyu kolay geri alırız. Çünkü asitli beslenme, artan asidi depolamak için kolay yağlanmaya zemin hazırlar. Asitlenerek kilo verdiğimizi en kolay bel çevresini ölçerek anlarız. Kilo verirken, bel bölgesi incelmiyorsa, ağız kokusu, idrar, ter, dışkı kokusu artıyorsa asitleniyoruz demektir. Bu şekilde verilen kiloyu geri almak çok kolaydır.
Asitlenmenin insülin duyarsızlığına sebep olması kilo almayı kolaştırır. Aynı miktar besine rağmen insülin miktarı artar ve fazla bu insülin daha çok yağ depolanması emrini verir. Tartıda kilonuz değişmemiş görünse bile beliniz kalınlaşır. Yanlardaki o tutamaçlar ortaya çıkar.
 

Asitlenmenin troid fonksiyonlarını yavaşlatması kilo almayı kolaylaştırır. (Troitteki iyot minerali alkali ortamda daha iyi fonksiyon gösterir. Asitlenmiş bünyede bağışıklık sistemi yavaşladığı için triode karşı otoantikorlar daha sık oluşur.)
Asitli beslenme sindirim ve bağırsak problemlerini de beraberinde getirir. Şişkinlik, kabızlık, spastik kolon şikâyetleri çok yaygındır.
Vücut çok karışık bir biyokimyasal sistematiğe sahiptir. Ve hepsi birbiriyle sıkı ilişkidedir. Biri bozulca diğerleri de etkilenir.Ve sadece asitlenme artışının sebep olduğu bunca kilo problemlerine, beslenmenize alkali besinleri ekleyerek çözüm bulabilirsiniz. Bonusu da şu ki kalori saymak zorunda değilsiniz.”
Sıradaki Haber
Mobil Sayfaya Dön
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.