"Doğru. Biz 10 yıl önce aldığımız kararlarla havacılığı rekabete açtık. Özel havayollarına yol verdik. 99 depreminden kalan bazı vergileri de ortadan kaldırdık. Onun müspet sonuçlarını da yaşadı ülkemiz. İç hatlarda havayolu taşımacılığı 8,5 milyondan 65 milyona çıktı...Ama bir şeyde size katılıyorum. Bayram veya resmi tatiller... Buralarda sadece Türkiye'de değil, dünyada da taşımacılar en fazla bu dönemlerde iş yapıyorlar. Burada da tabii biraz fırsatçılık oluyor. Bunun farkındayız. Bunun önüne geçmenin yolu, arz talep dengesini sağlamak. İkincisi de vatandaşlarımızın seyahat programlarını çok önceden yapmaları. Bu tek taraflı olacak bir şey değil. Eğer arife günü seyahat etmeye karar verdiyseniz bunun bir bedeli olacak. Buna razı olmanız gerekir. Orada 60-80 liralık bilet bulmayı umut ediyorsanız bu mümkün değil. Ama iki ay önceden internetten rezarvasyon ile alırsanız normal şartlarda biletinizi alabilirsiniz. Bizim Türk milleti olarak böyle bir alışkanlığımız yok. Bugün iki saat sonra karar veriyoruz seyahat etmeye. Avrupalılar da şaşıyorlar. Onlar 6-7 ay öncesinden planlıyorlar. Onun hayalini kuruyorlar. Biz bir dakikada karar verip hemen yola çıkıyoruz. Onun da bir sürü bilinmeyeni var. Bir sürü yükü var. Bunu da görmemiz lazım."
Piyasalara müdehale etmeknin en son tercih edilecek bir iş olduğunu piyasanın kendi makul anlayışı içerisinde dengesini bulması gerektiğini vurgulayan Yıldırım, karayollarında otobüs taşımacılığında üst ve alt sınır koyduklarını, havayolu şirketlerinde önümüzdeki dönem içerisinde bu konuya biraz daha fazla eğileceklerini söyledi.
Binali Yıldırım, "Bunun bilinmesini isteriz. Keyfilik olmaz, fırsatçılık olmaz. Rekebate evet ama vatandaşı soymaya hayır diyoruz. Onun tebdirini de alacağız. Onu da bu vesileyle ifade etmek istiyorum" dedi.