Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, tarımsal destekler, Milli Tarım Politikası, hayvan ithalatı, genç çiftçilere hibe desteği, çiğ süt satışı ve bakanlığın yeniden yapılandırılması konusunda önemli açıklamalar yaptı. Göreve geldiği günden beri tarım desteklerinin belli bir amaç ve hedef doğrultusunda etkin kullanılması için çalışmalarını sürdüren Çelik, girdi bazlı destekleme modeline geçebileceklerini söyledi. Çelik, bakanlığın kurumsal yapısında önemli değişiklikler olacağını, hayvan ithalatında yeni kriterler getirileceğini, çiğ süt satışının yasaklanması diye bir çalışmaları olmadığını anlattı.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik tarımdaki güncel gelişmelerin yanı sıra bakanlığın geleceğe ilişkin çalışmaları konusunda soruları yanıtladı:
Göreve geldikten sonra tarım desteklerinde değişiklikler yapacağınızı söylediniz. Bu konuda çalışmalar hangi aşamada?
“Milli Tarım Projesi”ni nasıl oluşturdunuz ve bu politika ile ne yapmak istiyorsunuz?
Göreve geldikten sonra kısa bir sürede 7 bölgede 7 toplantı yaptık. Tarım, hayvancılık ve gıdada sektör temsilcileriyle, sivil toplum örgütleriyle, bilim insanlarımızla herkesle bir araya gelerek tarımın genel bir fotoğrafını çektik. Bu fotoğraf bize tarımda bir “milli politika” nın uygulanması gerektiğini ortaya çıkardı. Buna yönelik çalışmalarımızı yaptık ve oluşturduğumuz Milli Tarım Projesi’ni Başbakanımız Sayın Binali Yıldırım ilk kez İzmir Ödemiş’te açıkladı. Milli Tarım Projesi’nin genel olarak iki temel ayağı var. Bunlardan birisi bitkisel üretim. Diğeri hayvancılık. Bitkisel üretimde gördük ki işin temelinde tohum ve toprak var. Tarım toprakları sadece bizde değil, dünyada da devamlı azalıyor. Hem toprağı korumak hem de mevcut tarım toprağında en verimli üretimi yapmak için bilim insanlarımızla yoğun bir çalışma yaptık. Bu çalışmalar sonucunda havza bazlı bir üretim modelinin uygulanması gerektiğine karar verdik.
Sizden önce havza modeli konusunda bir çalışma yapılmış ama uygulanmamıştı. Sizin uygulayacağınız havza modelinin farkı ne olacak?
Daha önce havza modeli konusunda yapılan çalışmada 30 havza belirlenmiş. Biz çalışmayı yaparken de 30 havza mı olsun diye tartışıldı. Ancak, her havzanın kendi içerisinde farklı sorunları olduğu için zaten uygulanamamış. Kaç yıldır konuşulmasına rağmen uygulanmamış bir çalışmayı uygun görmedik. Önemli olan konuşmak değil, havza modelini uygulamak. Biz uygulamak istiyoruz. Bu nedenle tamamen farklı bir çalışma ile havzaları ilçe bazında belirledik. Daha mikro düzeyde ele aldık. Çiftçilerin de istediği ve uygulanabilir olanı bu. Yani 941 ilçe ve 941 havza. Hepsinin özellikleri belli. Bugüne kadar 300 havzanın toprak analizleri tamamlandı. Böylece toprağın vasfı, özellikleri her yönüyle ortaya konuluyor ve bunun sonucunda 941 gübre kullanım kılavuzu ortaya çıkıyor. Çiftçimiz kendi ilçesindeki, yani havzasındaki kılavuza göre gübre kullanacak.