Anoreksiya - anorexia - nervosa

İlginç Hastalıklar, Sorunlar, Sendromlar ve Farklılıklar

Sağlık 15.05.2013, 18:45 31.12.2016, 13:00
Anoreksiya - anorexia - nervosa

 Görselde gördüğünüz iki kişi aynı insan. Son zamanlarda internet haberlerinde sıklıkla gezinen Yunan gazeteci Nana Karagiannis Annita. Onu bu hale getiren nedir diye merak ediyorsanız, cevap ölümcüldür: anoreksiya.


Bilimsel adı anorexia nervosa olan bu hastalık, gazeteci Annita ile birlikte Dünya'nın gelişmiş ülkelerindeki kadınların %0.3'ü ila %1'i arasını, erkeklerin ise %1'i civarını tehdit ediyor. Vakaların %40'ı 15-19 yaş arasındaki dişiler. Tüm vakaların ise %70 civarı dişilerden oluşuyor. İnsanlığı epidemik olarak tehdit eden obezitenin suratına sırıtan bir tezatlık gibi gözüken bu zihinsel hastalık, yaygın olarak gelişmiş ülkelerde görülüyor. Çünkü anoreksiya bir "yiyememe hastalığı"ndan çok bir "yememe hastalığı" olarak karşımıza çıkıyor. Yani yiyecek bulamamak değil bu hastalığın nedeni, yiyecek bulunmasına rağmen yemeyi reddetmekten kaynaklanıyor.

Hastalık için "ölümcül" kelimesini kullandık, çünkü ölüm oranları son derece yüksek: 9282 katılımcı üzerinde yapılan araştırmada, hastalığın bu deneklerin ortalaması olarak 1.7 sene içerisinde sonuca vardığı gözlenmiştir (elbette bu bir ortalamadır, 1.7 senenin altında sonuç görülebileceği gibi, 1.7 senenin üzerinde de sonuç gözlenebilir). Hastalık, sanılanın aksine her zaman kronik ve ölümcül olmak zorunda değil; birçok hastanın tedavi sonucu iyileştiği gözlenmiştir. Buna rağmen, bu deneklerde yapılan araştırmaya göre ortalama 1.7 sene sonunda anoreksiyaya yakalanan her 100 hastadan 5 ila 20 tanesi ölüyor. Üstelik bu ölümün nedeni yemek yememenin neden olduğu bedensel ve ek zihinsel sorunlar! Bu sorunlar arasında kalp krizleri, kalp yetmezliği ve intihar da bulunuyor.

Anoreksiya, yakalanmadan durdurulması gereken bir hastalık, çünkü tedavisi çok zorlu ve çok uzun: tedavi görenlerin %30'u hastalığa yeniden yakalanıyor, tedavi süresi 57-79 ay arasında değişiyor ve tamamen kurtulabilenlerin oranı %76 civarında. Hatta 10-15 yıl boyunca uygulanan tedavilerde bile hastalığın geri dönebildiği gözlenmiştir. Ne kadar tedavi uygulanırsa uygulansın hastaların asla eski hayatlarına dönemediği de biliniyor. Kısaca anoreksiya, uzak durulması gereken, son derece tehlikeli bir hastalık!

Peki nedir bu anoreksiya? Nasıl oluşur?

Anoreksiya, tanım olarak, kilo almaktan aşırı korkma sonucu oluşan yeme bozukluğudur. Buna düzensiz yemek sınırlandırmaları ve beynin vücudu çarpık bir biçimde algılaması da dahildir. Yukarıda değindiğimiz gibi çoğunlukla dişilerde görülen bu hastalık, aşırı kilo kaybına ve bunun sonucunda vücudun işlevini yitirmesine neden olur.

Hastalık öncelikle istekle başlamaktadır. Bireyler, kilo almamak için aşırı az beslenmeyi tercih ederler. Bu süreçte, beyin besin azlığından etkilenerek sorunlar yaşamaya başlar. Birey, ne kadar zayıf olursa olsun kendisini kilolu olarak algılamaya başlar. Yani beynin algısı bozulmaktadır (algısal önyargılar devreye girmektedir). Bunun sonucunda aşırı sık tartılma, ölçülme ve aynada kontrol etme davranışları gelişir. Tam bir "modern çağ" hastalığı olan anoreksiyanın genelde 13-17 yaşlar arasında başlaması da tesadüf değildir. Hatta teknolojinin ilerlemesi ve insanlardaki "mükemmel vücut" merakının artması, anoreksiyanın başlama yaşını son on yılda 9-12 arasına kadar çekmiştir.

Anoreksiya hastaları açlık hissederler; ancak kilo almamak için yemek yememeleri gerektiğini düşünürler. Bu yüzden ya çok az yemek yerler ya da hiç yemezler. Ortalama bir anoreksiya hastasının başlangıçtaki günlük kalori alımı 600-800 kaloridir. Normalde bunun ortalama 1400-1800 olması gerekir (kişiden kişiye değişmekle birlikte). Açlığın devamlı olması, ghrelin isimli açlık hormonunun vücutta aşırı fazla bulunmasına neden olur. Ancak bu hormona ve beyinde yarattığı baskıya rağmen birey inatla yiyecekte uzak durur, açlığını görmezden gelir ve yemek yemez. Bunun sonucunda beyinde hasar oluşmaya başlar ve psikolojik sorunlar görülür.

Belirtileri

Anoreksiya hastalarında kabaca aşağıdaki belirtiler gözlenir:

*Kendi yaşının ve cinsiyetinin uygun vücut kitle endeksinde kalmayı reddetme,

*Amenore: 3 defa arka arkaya adet görmeme,
*En ufak kilo alımından bile korkma ve buna karşı aşırı önlem alma,
*Belirgin ve aşırı kilo kaybı,
*Lanugo: yüz ve vücutta yumuşak, ince kılların oluşumu,
*Zayıf olmaya rağmen zayıflama diyeti yapma merakı,
*Kendini zayıf olmaya rağmen kilolu, aşırı kilolu ve hatta obez görme,
*Depresyon,
*Yalnızlık,
*Tükürük bezlerinde şişme,
*Kıl kaybı,
*Yorgunluk.

Liste böyle uzayıp gidiyor. Bundan çok daha fazlası da var; ancak bunlar temel olanları... Bunlara bağlı olarak gelişim bozuklukları, ergenlik sorunları, kemik kaybı, kalp hastalıkları, aritmi, diğer sinirsel bozukluklar ve sonunda ölüm gelmektedir.

Anoreksiya Nedenleri

Henüz nedenleri tam olarak bilinmeyen bu hastalık hakkında birçok farklı görüş bulunmaktadır. Kimi zaman bireyin kendiyle ilgili görüşleri anoreksiyayı tetiklemekteyken, kimi çalışmada kilolu bir bireyin sıradan bir kilo kaybının "beğenilmesi" sonucu bir abartıya dönüşmesiyle de anoreksiyanın geliştiği görülmüştür. Benzer şekilde parazitik bir hastalık sonucu kilo kaybının da zamanla anoreksiyaya dönüştüğü bilinmektedir. Kısaca ana etmen olarak "ilk kilo kaybı" ve bundan sonra gelen abartılı kilo kaybı isteği anoreksiyanın başlatıcı sebebi olarak görülmektedir.

Bunun haricinde yapılan araştırmalarda birçok genetik ve hormonal etken de tespit edilmiştir. Örneğin yapılan bazı çalışmalar, anoreksiyanın %56-84 oranında kalıtsal olabileceğini göstermektedir. Başka çalışmalar tam 43 gende görülen 128 farklı çok biçimliliğin anoreksiyayla ilişkisini tespit etmiştir. Bu genlere bağlı olarak hücresel reseptörler ve hormonal salgılar etkilenmekte ve anoreksiya görülme riski artmaktadır. 

Biyolojik nedenlerden başka bir diğer önemli etken, sosyokültürel yapıdır. Arkadaşlar arasındaki baskılar, modaya uyma merakı, aidiyet duygusunun pekiştirilmesi isteği gibi dürtüler anoreksiyayı tetikleyen önemli unsurlar olarak görülmektedir. Yapılan çalışmalarda dişilerin bu hastalığa yakalanma ihtimallerinin erkeklerden 10 kat fazla olduğu görülmektedir. Ayrıca medyadaki görüntülerin ve "mükemmel vücut" reklamlarının da anoreksiya hastalığında artışa neden olduğu bilinmektedir. Örneğin yukarıdaki Yunan gazetecinin durumu buna benzerdir: gazetecilikte güzelliği ile ses getirdikten sonra mankenliğe başlayan Annita, kısa sürede "daha zayıf olarak daha güzel olabileceğini" düşünerek anoreksiya bataklığına sürüklenmiştir. Hastalık onu görseldeki hale getirmiştir.

Tedavisi

Malesef anoreksiyanın net bir tedavi yöntemi bulunmamaktadır. Birçok farklı şekilde tedavi çalışmaları sürdürülmektedir. Çünkü tedavi, kişiden kişiye farklı başarılar göstermektedir; zira bu hastalık, diğer hastalıklardan biraz farklı olarak kişinin isteklerinde bitmektedir. Ne var ki fizyolojik ve psikolojik olarak hasar gören beyin, sağlıklı kararlar alınmasına engel olmaktadır. 

Tedavi amacıyla doktorlar hastalara zorla yemek yedirmeye çalışmaktadırlar. Çoğu zaman hastalar bunu reddetmekte, yediklerini kusmakta ve hastaneyi terk etmek istediklerini belirtmektedirler. Bu durumda damar yoluyla besleme yapılabilmektedir; ancak bunun etkisi normal diyete göre oldukça zayıftır. Yemeyi başaran hastalarda kalori alımı günlük 1200'den başlatılarak giderek arttırılır ve kaybedilen kilolar geri alınmaya çalışılır.

Tedavi sırasında olanzapin gibi ilaçlara da başvurulmaktadır. Bu ilaçların iştah arttırıcı etkisi sayesinde beslenmenin düzene bindirilmesi hedeflenmektedir.

Ancak tedavinin en önemli evresi terapidir. Bilişsel davranış terapisi, kabullenme ve adama terapisi, aile terapisi gibi yöntemlerle hasta eski haline döndürülmeye çalışılır. 

Ancak daha önce de belirttiğimiz gibi, hastalığın geri dönme ihtimali bulunmaktadır. Bu yüzden bireyler, kendilerini oldukları gibi kabullenmeli ve bilim insanlarınca konulan sağlıklılık kriterlerini abartmamaya önem göstermelidirler. Çünkü anoreksiya gibi hastalıklar sinsice gelirler ve fark etmeden insanı ölüme kadar götürebilirler. Özellikle algılar da etkilendiği için, çoğu zaman hastalar içinde bulundukları durumu sağlıklı olarak analiz edemezler. Bu yüzden çevrenizde de bu şekilde takıntıları olanlar varsa acilen uyarınız ve hemen doktor yardımı almalarını sağlamaya çalışınız.

Anoreksiya ile İlgili İstatistikler

1. Dünya üzerindeki her 200 kadından 1 tanesinin anoreksiya hastası olduğu düşünülmektedir.

2. Bir diğer araştırmaya göre sadece Amerika'da toplam 7-8 milyon dişide ve 1 milyon erkekte anoreksiya hastalığı görülmektedir.
3. Anoreksiyanın en yaygın sebeplerinden biri olarak depresyon görülmektedir. Depresyon kimi durumda bir sebep, kimi zamansa bir sonuç olmaktadır. Anoreksiyaya yakalananların %75'inde depresyon bir neden olarak belirlenmiştir.
4. Anoreksiyaya yakalanan her 10 kişiden sadece 1 tanesi tedavi görmektedir.
5. ABD'deki 15-24 yaş arası dişilerde anoreksiyadan ölme riski, diğer tüm ölüm sebeplerinin riskleri toplamından 12 kat daha yüksektir.
6. Anoreksiya hastalarının %85'i 20 yaşına ulaşmadan teşhis edilmektedir.
7. Anoreksiyaya yakalananların önemli bir kısmı ömrü boyunca bu hastalıkla mücadele etmek zorunda kalmaktadır; ancak profesyonel destek ile bu çok daha kolay olabilmektedir.
8. Erkekler bu hastalıktan korunmamaktadır. Bir erkeğin anoreksiya olma ihtimali %3 olarak verilmektedir.
9. Yapılan bir araştırmaya göre anoreksiya hastalarının %5-10 arası, hastalığa yakalandıktan sonra 10 sene içerisinde ölmektedir. %18-20'si hastalık oluşumundan sonra 20 sene içerisinde ölmektedir. Hastaların sadece %30-40 kadarı tamamen iyileşebilmektedir.
10. Anoreksiya ergenler arasındaki en yaygın 3. kronik hastalıktır.
11. Anoreksiyayı en çok tetikleyen nedenlerden biri de manken vücutlarına erişme merakıdır. Ortalama bir Amerikalı dişi manken, manken olmayan Amerikalı dişilerin %98'inden daha zayıftır.

Hazırlayan: ÇMB (Evrim Ağacı)

Kaynaklar ve İleri Okuma:

1. Hockenbury, Don and Hockenbury, Sandra (2008) Psychology, p. 593. Worth Publishers, New York. ISBN 978-1-4292-0143-8.
2. Nogal, Powel; Lewiński,Andrzej (01.03.2008). "Anorexia Nervosa". Endokrynologia Polska/Polish Journal of Endocrinology 59 (2): 148–155. ISSN 0423–104X.
3. Rosen JC, Reiter J, Orosan P (1995). "Assessment of body image in eating disorders with the body dysmorphic disorder examination". Behaviour Research and Therapy 33 (1): 77–84. doi:10.1016/0005-7967(94)E0030-M. PMID 7872941.
4. Attia, E. and Walsh, B. T. (2007). "Anorexia Nervosa". American Journal of Psychiatry 164 (12): 1805–1810. doi:10.1176/appi.ajp.2007.07071151. PMID 18056234.
5. Zandian M, Ioakimidis I, Bergh C, Södersten P (2007). "Cause and treatment of anorexia nervosa". Physiology & Behavior 92 (1–2): 283–90. doi:10.1016/j.physbeh.2007.05.052. PMID 17585973.
6. López-Guimerà, G.; Levine, M. P.; Sánchez-Carracedo, D.; Fauquet, J. (2010). "Influence of Mass Media on Body Image and Eating Disordered Attitudes and Behaviors in Females: A Review of Effects and Processes". Media Psychology 13 (4): 387. doi:10.1080/15213269.2010.525737.
7. Hudson JI, Hiripi E, Pope HG, Kessler RC (2007). "The Prevalence and Correlates of Eating Disorders in the National Comorbidity Survey Replication". Biological Psychiatry 61 (3): 348–58. doi:10.1016/j.biopsych.2006.03.040. PMC 1892232. PMID 16815322.
8. Schebendach, J.; Mayer, L. E. S.; Devlin, M. J.; Attia, E.; Walsh, B. T. (2012). "Dietary energy density and diet variety as risk factors for relapse in anorexia nervosa: A replication". International Journal of Eating Disorders 45 (1): 79–84. doi:10.1002/eat.20922. PMID 21448937
9. Wikipedia Anorexia Nervosa makalesi
10. Quizlet
11. Canadian Mental Health Association
12. National Eating Disorders



Yorumlar (0)
15
açık
Günün Anketi Tümü
En Çok Sevdiğiniz Renk Hangisi?
Namaz Vakti 20 Nisan 2024
İmsak 04:36
Güneş 06:10
Öğle 13:08
İkindi 16:54
Akşam 19:56
Yatsı 21:23
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 32 87
2. Fenerbahçe 32 85
3. Trabzonspor 32 52
4. Beşiktaş 33 51
5. Rizespor 32 48
6. Başakşehir 32 46
7. Kasımpasa 32 46
8. Sivasspor 32 44
9. Antalyaspor 32 42
10. Alanyaspor 32 42
11. A.Demirspor 32 40
12. Samsunspor 32 38
13. Ankaragücü 33 37
14. Kayserispor 32 37
15. Konyaspor 32 36
16. Hatayspor 32 33
17. Karagümrük 33 31
18. Gaziantep FK 32 31
19. Pendikspor 32 30
20. İstanbulspor 33 17
Takımlar O P
1. Eyüpspor 30 68
2. Göztepe 30 60
3. Kocaelispor 30 52
4. Ahlatçı Çorum FK 30 52
5. Sakaryaspor 30 51
6. Bodrumspor 30 49
7. Bandırmaspor 31 47
8. Boluspor 30 46
9. Gençlerbirliği 30 44
10. Erzurumspor 30 41
11. Manisa FK 31 36
12. Keçiörengücü 30 36
13. Şanlıurfaspor 30 34
14. Ümraniye 30 34
15. Tuzlaspor 31 33
16. Adanaspor 30 32
17. Altay 31 15
18. Giresunspor 30 7
Takımlar O P
1. M.City 32 73
2. Arsenal 32 71
3. Liverpool 32 71
4. Aston Villa 33 63
5. Tottenham 32 60
6. Newcastle 32 50
7. M. United 32 50
8. West Ham United 33 48
9. Chelsea 31 47
10. Brighton 32 44
11. Wolves 32 43
12. Fulham 33 42
13. Bournemouth 32 42
14. Crystal Palace 32 33
15. Brentford 33 32
16. Everton 32 27
17. Nottingham Forest 33 26
18. Luton Town 33 25
19. Burnley 33 20
20. Sheffield United 32 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 31 78
2. Barcelona 31 70
3. Girona 31 65
4. Atletico Madrid 31 61
5. Athletic Bilbao 32 58
6. Real Sociedad 31 50
7. Valencia 31 47
8. Real Betis 31 45
9. Villarreal 31 39
10. Getafe 31 39
11. Osasuna 31 39
12. Las Palmas 31 37
13. Sevilla 31 34
14. Deportivo Alaves 31 32
15. Mallorca 31 31
16. Rayo Vallecano 31 31
17. Celta Vigo 31 28
18. Cadiz 31 25
19. Granada 32 18
20. Almeria 31 14