Polisler Gezi Parkı ile ilgili ilk kez konuştu

Gezi Parkı eylemlerinde protestoculara müdahale eden Çevik Kuvvet polisi ilk kez konuştu.

Manşet 08.06.2013, 11:09 08.06.2013, 11:20
Polisler Gezi Parkı ile ilgili ilk kez konuştu

 Bugün 12. gününe giren Gezi Parkı direnişi ile ilgili medyada neredeyse her kesimden insan demeç verdi. Gerek yazılı gerekse görsel medyada hiç demeç vermeyen olayın baş kahramanlarından Çevik Kuvvet polisi suskunluğunu ilk kez bozdu ve Radikal'den İpek İzci'ye konuştu.

İşte Çevik Kuvvet polisinin o açıklamaları;

Bugün 12. gününe giren Gezi Parkı direnişi sürecinde Başbakan’ın ‘çapulcular’ diye tabir ettiği direnişçiler de konuştu, siyasi otorite de… Konuyu bir de direnişçilerle bizzat karşı karşıya gelen, gaz tabancasının tetiğine basan çevik kuvvete soralım dedik. Barikatın öbür tarafında neler oluyor?

5 yıllık polis M.A’yı (26) bulmak zor, konuşturmak kolay oldu. “Sonuçta devlet memuruyuz, basına demeç veremiyoruz. Kurumumuz telefonlarımızı dinlemeye kadar işi ilerletti. Ancak aşırı derecede mobbing altındayız. Polisin hakkını savunacak bir yapılanma olmadığı için kendimizi riske atarak bir şeyler yapmaya çalışıyoruz” diyerek sürece dair düşündüklerini anlattı. Polis tam gaz attığı esnada ne düşünür, ne hisseder diye soruyorsunuz. Çok basit: “Artık bitse de eve gidip biraz uyusak” diye düşünüyor, “Eşimizi görsek, çocuğumuzla beraber olsak” diyor. “Bu olayların sorumlusu ben değilim, ama günah keçisi hep ben oluyorum, eziyeti, sıkıntıyı çeken, gerçek hak kaybına uğrayan hep ben” diyor.

'O TEKME ATAN BEN OLAMAM'
100 saate yakındır çalışıyorsunuz, kaldırım taşları üzerinde birkaç saatlik uykuyla ayaktasınız, kumanya gelmiyor, lavabo ihtiyacınızı karşılamakta zorluk çekiyorsunuz ve günlerdir duş alamadığınızdan artık kokuyorsunuz.

Bu halde olan bir insana adını sorsanız söyleyemez. Kaldı ki siz bu canavarlaştırdığınız insandan insan haklarına uygun hizmet bekliyorsunuz. Polis artık düşünme kabiliyetini yitirmiş halde. Son bir haftada 5 arkadaşımızın intihar ettiğini biliyor muydunuz?

Bir arkadaşım televizyon izlerken kendini görmüş, yerde yatan bir kadını tekmeliyormuş. “Aman Allah’ım” diyor, “Bu ben olamam, ben bu kadını tekmelediğimi hatırlamıyorum, bir insan bunu nasıl yapabilir?” İşte polisin ne hallere geldiğinin göstergesi…

'ÇADIRLARIN YAKILMASI OLAYI BÜYÜTTÜ'


Gezi Parkı eylemlerinde işi çığırından çıkaran, çadırların yakılması oldu. Polis veya değil, sivil giyimli, gaz maskeli şahısların suç teşkil eden emri uygulamaları olayları patlattı. Burada emri verenler ilk derece sorumlu. Zaten polis suç teşkil eden emri sorgulayamıyor ki robota dönmüş,

“Benim tek seferde 8 saat, haftada 40 saatten fazla çalışmamam lazım” diyemiyor. “Ben gaz atmam” diyebilecek cesarete sahip bir polis memuru tanımıyorum, hayal bile edemiyorum. İtiraz durumunda polis sürgün yer, soruşturma geçirir, ceza alır, mobbing uygulanır, çok geçmeden intihar dahi edebilir.

16 sene okumuşsunuz, fakülte bitirip polis olmuşsunuz, sonra “Simit sat, onurlu yaşa!” Sistem yanlış, polis simit satsa ne olacak? Önemli olan polisin nasıl idare edileceğidir, polise suç telkin eden emir verildiğinde dik durabilecek, emri yerine getirmediğinde hakkını savunabilecek bir mekanizmanın oluşturulması lazım.

'POLİSİN HAKKINI SAVUNMA MEKANİZMASI YOK'


Polisin topyekûn muhafazakâr olduğunu söylemek zor. Zaten biz, hak arayan polisler, her zaman “Bizler hem sağcı hem solcu hem de cemaatçi polisleriz” sloganıyla yola çıktık. Polislik mesleğine giren genç jenerasyonda muhafazakâr polislerin sayısı çoğunlukta. Ancak daha eski meslektaşlarımızda milliyetçi ve ülkücü polislerimiz ağırlıkta.

Bunun yanında üniversite mezunu polis yani POMEM alımlarıyla solcu polis sayısı da eskiye nazaran artış gösterdi. Ancak sağcı, solcu, cemaatçi polis olmanın bir farkı bulunmuyor, yarın sol görüşlü bir hükümet gelip sağ görüşlü insanlarla polisi karşı karşıya getirse, yine aynı şeyler yaşanır. Çünkü ısrarla söylediğimiz gibi polis sorgulayamıyor, hakkını savunan bir mekanizma yok.

Linç edilen polis memuru arkadaşlarımız, yaralanan, olay sebebiyle kalp krizi geçiren ve hayatını kaybeden arkadaşlarımız var, dolayısıyla polis bunların sorumlusu olarak eylemcileri görüyor ve bir nefret oluşabiliyor eylemcilere karşı.

'YA İTAAT ET YA TERK ET MANTIĞI VAR'


(“Polise emri veren siyasi otorite. Asıl ona öfke duymanız gerekmiyor mu?” sorusuna cevaben) Emin olun bize o suç teşkil eden emri veren idarecilerimize, amirlerimize fazlasıyla öfke duyuyoruz. Siyasilere fazlasıyla alet oluyor amirlerimiz. Ama elden ne gelir? Ya itaat et ya terk et mantığı var. Ve hiç bilmediğiniz bir şey söyleyeyim: Polisin açık öğretim sınavına girmesi geçen hafta yasaklandı. Eğitim anayasal haktır ama polis teşkilatında müdürler kendini anayasadan üstün görebiliyor. Sonuçta hiçbir polis sınava giremedi ve hepsi sınıfta kaldı.


'BU DEMOKRATİK BİR EYLEM DEĞİL'


Son haftada yaşananları, demokratik bir eylem olarak görmüyoruz. Demokratik bir eylemde yürüyüş yapılır, slogan atılır, ancak polise taş atılmaz, cam çerçeve indirilmez, işyerlerine saldırıp araçlar yakılmaz.

Tek başına duran eylemciye tazyikli su sıkıp yaralanmasına neden olan veya yere düşmüş ve zaten etkisiz hale gelmiş eylemciyi yerdeyken hâlâ coplayan polis arkadaşlarımızı üzülerek izledik. Vatandaşa kötü davranan polisler tabii ki var, ancak bunları genellememek lazım. Zaten bizler kötü muamelede bulunan arkadaşlarımızı kesinlikle uyarıyor ve kendilerine bu bağlamda cephe alıyoruz. Tüm bu yaşananlara tabii ki üzülüyoruz, sonuçta yüzlerce meslektaşımız; aralarında polis yakınlarının da olduğu yüzlerce eylemci yaralandı, maddi zarar inanılmaz boyutlarda.

Şimdi bu röportajı okuyan hiç kimse zaten eylemlerin ‘yeşili koruma’ adına olduğuna inanmıyordur. Maksatlarının hükümeti devirmeye çalışmak olduğunu düşünüyoruz. Bunun yolu bu değil, seçim.



Yorumlar (0)
15
açık
Günün Anketi Tümü
En Çok Sevdiğiniz Renk Hangisi?
Namaz Vakti 20 Nisan 2024
İmsak 04:38
Güneş 06:12
Öğle 13:08
İkindi 16:53
Akşam 19:55
Yatsı 21:22
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 32 87
2. Fenerbahçe 32 85
3. Trabzonspor 32 52
4. Beşiktaş 33 51
5. Rizespor 32 48
6. Başakşehir 32 46
7. Kasımpasa 32 46
8. Sivasspor 32 44
9. Antalyaspor 32 42
10. Alanyaspor 32 42
11. A.Demirspor 32 40
12. Samsunspor 32 38
13. Ankaragücü 33 37
14. Kayserispor 32 37
15. Konyaspor 32 36
16. Hatayspor 32 33
17. Gaziantep FK 32 31
18. Karagümrük 32 30
19. Pendikspor 32 30
20. İstanbulspor 32 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 30 68
2. Göztepe 30 60
3. Kocaelispor 30 52
4. Ahlatçı Çorum FK 30 52
5. Sakaryaspor 30 51
6. Bodrumspor 30 49
7. Boluspor 30 46
8. Bandırmaspor 30 46
9. Gençlerbirliği 30 44
10. Erzurumspor 30 41
11. Manisa FK 31 36
12. Keçiörengücü 30 36
13. Şanlıurfaspor 30 34
14. Ümraniye 30 34
15. Tuzlaspor 30 32
16. Adanaspor 30 32
17. Altay 31 15
18. Giresunspor 30 7
Takımlar O P
1. M.City 32 73
2. Arsenal 32 71
3. Liverpool 32 71
4. Aston Villa 33 63
5. Tottenham 32 60
6. Newcastle 32 50
7. M. United 32 50
8. West Ham United 33 48
9. Chelsea 31 47
10. Brighton 32 44
11. Wolves 32 43
12. Fulham 33 42
13. Bournemouth 32 42
14. Crystal Palace 32 33
15. Brentford 33 32
16. Everton 32 27
17. Nottingham Forest 33 26
18. Luton Town 33 25
19. Burnley 33 20
20. Sheffield United 32 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 31 78
2. Barcelona 31 70
3. Girona 31 65
4. Atletico Madrid 31 61
5. Athletic Bilbao 32 58
6. Real Sociedad 31 50
7. Valencia 31 47
8. Real Betis 31 45
9. Villarreal 31 39
10. Getafe 31 39
11. Osasuna 31 39
12. Las Palmas 31 37
13. Sevilla 31 34
14. Deportivo Alaves 31 32
15. Mallorca 31 31
16. Rayo Vallecano 31 31
17. Celta Vigo 31 28
18. Cadiz 31 25
19. Granada 32 18
20. Almeria 31 14