ABD Erdoğan'ı bakın kime benzetti

ABD Senatosu Başbakan Erdoğan için övgü dolu yorumlar yaparak bakın kime benzetti.

Manşet 01.08.2013, 12:10 01.08.2013, 12:20 Emre
ABD Erdoğan'ı bakın kime benzetti

 ABD Senatosu Dış İlişkiler Komitesi'nin gündemi Türkiye oldu. Gezi Parkı olaylarının tartışıldığı toplantıda Başbakan Erdoğan hakkında yapılan Atatürk yorumu ise dikkat çekti.

Senato'nun Dış İlişkiler Komitesi Avrupa İşleri Alt Komitesi'nde, "Türkiye nereye yöneliyor? Gezi Parkı, Taksim Meydanı ve Türk Modelinin Geleceği" başlıklı oturum düzenlendi. Oturuma, Demokrat Senatör Chris Murphy başkanlık etti.

Murphy, açılış konuşmasında, ABD için Türk-Amerikan ilişkilerinin çok önemli olduğunu vurgulayarak, son 8 yılda Türkiye'ye 3 kez gittiğini ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti'nin, kısmen Avrupa ve ABD ile ilişkilerin de sayesinde, Türkiye'yi bölgedeki ekonomik ve siyasi güç merkezi olarak küresel çapta ön sıralara taşıdığını büyülenerek görme şansına eriştiğini belirtti.

Ancak aynı zamanda, iktidar partisinin, arkasındaki çoğunluk desteğini, tartışmalı yasalar ve zaman zaman medya ve son dönemde siyasi özgürlükleri bastırmada kullandığını öne süren Murphy, Türkiye'nin izlediği yönün, özellikle de demokrasisinin eşitliği sorusu bağlamında, ABD için ve ABD'nin bu coğrafyadaki çıkarları açısından çok önemli olduğunu kaydetti. Türkiye'nin ekonomik başarısı ve vatandaşlarının istifade ettiği göreceli özgürlüklerin, bölge genelindeki halklar açısından çok cazip olduğunu dile getiren Murphy, Türkiye'nin şu anda, laik gelenekleriyle dini özgürlükler arasında, bölgedeki çıkarlarını takip etmekle, aynı zamanda demokratik Türk değerlerini savunma noktasında nasıl bir denge kurulacağı meselesiyle yüz yüze kaldığı görüşünü ifade etti.

Jeffrey: Erdoğan, Türkiye için iyi oldu

Konuşmacılardan ABD'nin eski Ankara Büyükelçisi James Jeffrey de Gezi Parkı odaklı gelişmeler sonrasında AK Parti yönetiminin ciddi tehlikeye girdiğini düşünmediğini, hala ülkede çok etkili bir parti olduğunu söyledi. Türkiye'nin ABD'nin bölgede önemli müttefiklerinden biri olduğunu, ülkede kargaşanın devam etmesinin iki ülkenin bölgedeki işbirliklerini zorlaştıracağını bildiren Jeffrey, ABD'nin Afganistan, NATO füze savunma sistemi gibi güvenlik konularında da Türkiye ile işbirliğine ihtiyacı olduğunu anlattı.

Jeffrey, Türkiye'nin stratejik önemi ve ülke içinde gelişenlerin Türk halkının kendisi tarafından karar verilmesi gereken konular olması nedeniyle ABD için Türk hükümetini açıktan eleştiri ve kınamanın uygun olmayacağını, kaygıların özel ortamlarda dile getirilmesi gerektiğini vurguladı. Erdoğan yönetiminin "çoğunlukçu" anlayışa sahip olduğunu öne süren Jeffrey, Türkiye'nin bölgedeki diğer ülkelere ilham kaynağı olması açısından, ABD için istikrarlı ve demokratik bir Türkiye'nin önemine işaret etti.

Jeffrey, bir soru üzerine, Erdoğan hükümetinin gelişmeleri "protestolar olarak değil, tehdit" olarak gördüğünü ve "kendisine ihanet edildiği şeklinde reaksiyon verdiğini" savunarak, şunları kaydetti:

"Bu yanlış bir reaksiyon. Bu, ülkeyi probleme sokar çünkü, eğer çoğunluk kendisini suistimal edilmiş ve sistemin dışında görürse, bölgenizde etkili bir aktör ve uzun vadede güçlü bir ekonomi olamazsınız. O nedenle demokraside çoğunlukçu bir yaklaşımın, demokrasinin bir noktada tehlikede olduğu anlamına geldiğinin farkında olmamız önemli. Ama tehlikedeki bir demokrasi de ölmüş bir demokrasi değil. Günün sonunda, Türk halkı bunlara bakacak. Bu noktada onlara güvenmeliyiz. Geçmişte iyi kararlar aldılar. Erdoğan, Türkiye için iyi oldu. 1983 yılında askerin görüşüne karşın Başbakan olan Turgut Özal, 10 yıl boyunca Türkiye için iyi oldu. Şu noktada, Türk halkının bu konulara nasıl tepki vereceğine kendisinin karar vermesi lazım."

Jeffrey, bir soru üzerine, "Türkiye kendi anlayışına göre bir demokrasiye doğru ilerliyor. Bu bir noktada bizimkinden farklı. Çoğunlukçu bir sisteme daha fazla tolerans tanıyarak, bizimkiyle epeyce farklılık gösteriyor. Ancak günün sonunda, demokrasi olduğu müddetçe. Türk halkının Başbakan Erdoğan'ın hareketleri hakkında ne düşündüğü ve Gezi Parkı protestolarının ülke için ne anlam taşıdığının nihai belirleyicisi, gelecek seçimler olacak" dedi.

"Erdoğan, 10 yıl boyunca Türk demokrasisini güçlendirdi"

Eski Kongre üyesi, Kongre'deki Türkiye Dostluk Grubu'nun eski Eşbaşkanı ve Daniel Abraham Center for Middle East Peace Başkanı Robert Wexler de Türkiye'deki gelişmeler için Arap ayaklanmalarını karşılaştırmanın hiçbir mantıklı gerekçesi olmadığını söyledi.

Başbakan Erdoğan'ın üç kez demokratik yollardan seçildiğini, Türkiye'deki protestocuların yönetime yönelik kaygılarının özü ve yönteminin, bölgedeki otoriter diktatörlere yönelik ayaklanmalar ile bağlantısı bulunmadığını belirten Wexler, son olaylarda, ordunun darbe yapması gibi bir olasılığın bile bulunmamasının Türk demokrasisinin geldiği noktayı gösterdiğini dile getirdi. Ancak son olayların Türk toplumundaki bölünmeyi yansıttığını savunan Wexler, şunları kaydetti:

"Erdoğan, 10 yıl boyunca Türk demokrasisini güçlendirdi, askerin üzerine sivil otoriteyi yerleştirdi. Türkiye'nin ekonomik ilerlemesi kayda değer. Dünya Bankası Türkiye'nin ekonomik gelişmesini 'dünyadaki başarı hikayelerinden biri' olarak tanımladı. IMF'ye borç kapatıldı ve Erdoğan'ın 2023 yılında Türkiye'yi ilk 10 ekonomi arasında gösterebilme hedefi önemli bir hedef. Fakirlik azaldı. Erdoğan, Kürt sorununu çözme yönünde önemli demokratik adımlar attı.

Atatürk'ten sonra en önemli lider olabilir

Bu başarılar göz önüne alındığında Erdoğan, ülkesi için kendi vizyonu hakkında güvenle konuşmalı ama hükümetin son dönemlerdeki açıklamalarında protestoları uluslararası komplolara, faiz lobilerine bağlaması ve talihsiz Yahudi karşıtı referanslar, Türkiye'nin başarılarıyla ve AB üyeliği yönündeki istekleriyle uyuşmuyor. Türk liderleri, muhaliflerin seslerinin meşruluğunu kaldırma girişimlerinin yerine, reformlar için yapılan sorumlu çağrıları kucaklamalı ve Türkiye'nin bireysel özgürlükleri ve demokratik kurumlarının derinliğinden gurur duymalı."

Başbakan Erdoğan'ın Türkiye'nin kurucusu Büyük Önder Atatürk'ten sonra en önemli Türk lideri olmaya aday olduğunu ifade eden Wexler, "Eğer Erdoğan, protestoları Türkiye'nin demokratik çatısını genişletmek için kullanabilirse Türkiye'nin bir küresel güç olarak yükselişini teminat altına almış olur ve Türkiye'nin hem ABD hem de AB ile ittifakını güçlendirir" yorumunda bulundu.

Wexler, Erdoğan'ın Mısır ziyaretinde, İslam ile laikliğin ve liberalliğin birlikte olması yönünde mesajlar verdiğini hatırlattı.

White: Özel hayata müdahale var

Konuşmacılardan Boston Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Jenny White, Gezi Parkı protestolarının "İslam ve laiklik ile ilgili değil, daha geniş kapsamda yönetime duyulan rahatsızlıkla ilgili olduğunu" söyledi. AK Parti'nin "çoğunlukçu" bir yönetim anlayışına sahip olduğunu savunan White, önceki yönetimlerde başörtüsü gibi bireylerin dini ifadelerine yönelik kısıtlamalar varken, şimdi de özel hayata hükümet müdahalesi bulunduğunu öne sürdü. Gezi Parkı olaylarıyla birlikte Türkiye'de yeni bir seçmen grubunun ortaya çıktığını, bunların özellikle gençler ve kadınlardan oluştuğunu kaydeden White, ABD'nin de bu kesimleri görmemezlikten gelmemesi gerektiği görüşünü dile getirdi.

Volker: Son dönemde durum ters seyir izledi

Arizona Devlet Üniversitesi McCain Uluslararası Liderlik Enstitüsü Direktörü Kurt Volker, Türkiye'nin bir çok konuda ABD'nin kaçınılmaz bir partneri olduğunu söyledi. Türkiye'nin İslam ve demokrasinin birlikteliği açısından önemli bir örnek olduğunu belirten Volker, Erdoğan hükümetinin demokratik veya liberal performansının kalitesinde son dönemde düşüş olduğunu savundu. Son yıllarda "İslam'ın, toplumun daha laik kesimlerinin büyük kısmını rahatsız eder şekilde kamu hayatının içerisine girdiğini ve ülkedeki muhalefet ve protestolara yanıtta otoriter eğilimlerin görüldüğünü" öne süren Volker, şöyle devam etti:

"Türkiye, demokratik yoldan seçilmiş sivil yönetimde ilerliyor, ordunu siyaset üzerindeki egemenliğini sona erdiriyor, ekonomik açıdan iyi performans gösteriyor, vatandaşlarının haklarını koruyor ve olumlu bir yön izliyordu. Bence son dönemde, bu durum ters bir seyir izledi. İslam'ın ifadesine izin vermek yerine İslam'ın kamu hayatına daha fazla empoze edilmesi yönünde bir çaba sergilendi."

Volker, ABD'nin bu noktada Başbakan Erdoğan'ı açıktan kınamaması ama özel ortamlarda demokratik değerlere yönelik vurgularını ve kaygılarını dile getirmesi gerektiğini kaydetti.

Kanat: Sokaklara dökülmek seçim sandığına alternatif değil

SETA DC uzmanı Kılıç Buğra Kanat tarafından, Kongre kayıtlarına geçmek üzere komiteye yazılı bir beyanat gönderildi. Senatör Murphy, oturumu kapatırken, Türkiye'nin Washington Büyükelçisi Namık Tan'ın, Kanat'ın bu beyanatının da Kongre kayıtlarına geçirilmesi ricasında bulunduğunu ve memnuniyetle bunu yapacaklarını söyledi.

Kanat, beyanatında, protestoların, başlangıç noktaları, süre ve şekilleri bakımından Türk siyasi tarihinde benzeri görülmemiş nitelikte olduğunu belirterek, ilk baştaki Gezi Parkı protestocularının çoğunluğunun, sayıca artan orta sınıf vatandaşlar olduğu ve AK Parti'nin son 10 yılda başardığı istikrarlı ve yüksek ekonomik büyüme oranları sayesinde AK Parti döneminde güçleri arttığı düşünüldüğünde, protestoların paradoksal bir durum da yarattığını belirtti. Protestoların, demokratik reformlar ve bu reformların aynı yıllarda sağladığı fırsatların da yardımıyla hayata geçirildiğini ifade eden Kanat, siyasi ve hukuki reformlarda etkileyici başarılara imza atan Türk hükümetinin bu protestolarla ciddi bir testten geçtiğini dile getirdi.

Kanat, Ortadoğu ülkelerindeki demokratikleşmenin ilk yıllarını, Türkiye'deki 60 yıllık demokratikleşme deneyiminin son yıllarıyla kıyaslamanın adil olmayacağını belirtti. "Sivil kontrolün sadece birkaç yıl önce sağlandığını, son yıllarda birçok darbe girişimlerinin ortaya çıkarıldığını, AK Parti'nin 2009 yılında kapatılmaya çalışıldığını" belirten Kanat, problemleri olmasının Türkiye'nin otoriter bir ülkeye dönüştüğü anlamına gelmediğini, tersine daha gelişmiş demokrasi yolunda olduğunu gösterdiğini kaydetti.

Kanat, Gezi Parkı protestocularının ve Türkiye'deki siyasi partilerden hoşnutsuz olan kesimlerin, demokratik süreçlerin meşru kanalları içerisinde kendilerini ifade etmenin bir yolunu bulması gerektiğini vurguladı. Sokaklara dökülmenin seçim sandığına bir alternatif olmadığının altını çizen Kanat, iktidar değişimlerinin, sadece demokratik yollarla gerçekleştikleri takdirde anlamlı ve barışçıl olduğunu kaydetti.



Yorumlar (2)
meltem 11 yıl önce
"koyunun olmadığı yerde keçiye abdurrahman çelebi denir"
kıbrıslı 11 yıl önce
dunya lıderı senı sevıyoruz,üç bes kıcı kırıgı takmıyoruz bıle yola devam
15
açık
Günün Anketi Tümü
En Çok Sevdiğiniz Renk Hangisi?
Namaz Vakti 24 Nisan 2024
İmsak 04:29
Güneş 06:04
Öğle 13:07
İkindi 16:55
Akşam 20:00
Yatsı 21:29
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 33 90
2. Fenerbahçe 33 86
3. Trabzonspor 33 55
4. Beşiktaş 33 51
5. Başakşehir 33 49
6. Rizespor 33 48
7. Kasımpasa 33 46
8. Antalyaspor 33 45
9. Alanyaspor 33 45
10. Sivasspor 33 45
11. A.Demirspor 33 41
12. Samsunspor 33 39
13. Ankaragücü 33 37
14. Kayserispor 33 37
15. Konyaspor 33 36
16. Gaziantep FK 33 34
17. Hatayspor 33 33
18. Karagümrük 33 33
19. Pendikspor 33 30
20. İstanbulspor 33 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 31 69
2. Göztepe 31 63
3. Ahlatçı Çorum FK 31 55
4. Sakaryaspor 31 54
5. Bodrumspor 31 52
6. Kocaelispor 31 52
7. Bandırmaspor 31 47
8. Boluspor 31 47
9. Gençlerbirliği 31 47
10. Erzurumspor 31 42
11. Ümraniye 31 37
12. Manisa FK 31 36
13. Keçiörengücü 31 36
14. Şanlıurfaspor 31 34
15. Tuzlaspor 31 33
16. Adanaspor 31 32
17. Altay 31 15
18. Giresunspor 31 7
Takımlar O P
1. Arsenal 34 77
2. Liverpool 33 74
3. M.City 32 73
4. Aston Villa 34 66
5. Tottenham 32 60
6. Newcastle 32 50
7. M. United 32 50
8. West Ham United 34 48
9. Chelsea 32 47
10. Brighton 32 44
11. Wolves 33 43
12. Fulham 34 42
13. Bournemouth 33 42
14. Crystal Palace 33 36
15. Brentford 34 35
16. Everton 33 30
17. Nottingham Forest 34 26
18. Luton Town 34 25
19. Burnley 34 23
20. Sheffield United 33 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 32 81
2. Barcelona 32 70
3. Girona 32 68
4. Atletico Madrid 32 61
5. Athletic Bilbao 32 58
6. Real Sociedad 32 51
7. Real Betis 32 48
8. Valencia 32 47
9. Villarreal 32 42
10. Getafe 32 40
11. Osasuna 32 39
12. Sevilla 32 37
13. Las Palmas 32 38
14. Deportivo Alaves 32 35
15. Rayo Vallecano 32 34
16. Mallorca 32 31
17. Celta Vigo 32 31
18. Cadiz 32 25
19. Granada 32 18
20. Almeria 32 14