Bütün Türkiye benim köyüm gibi olsun!

Yaşar Kemal, doğup büyüdüğü Çukurova’da çocukluk arkadaşlarıyla buluştu, babasının mezarını ziyaret etti. ‘Usta’, köylü kasketi, yılların eğemediği dimdik cüssesi ve olanca heybetiyle girdi Hemite köy mezarlığına...

Kültür-Sanat 27.05.2013, 04:41 27.05.2013, 04:51
 Bütün Türkiye benim köyüm gibi olsun!
 Yaşar Kemal‘i yetiştiren toprak, onu kendi satırlarıyla karşılar gibiydi:   “Bahar inmişti Çukurova’nın düzüne... Işık fışkırıyordu topraktan yağmur gibi...”
“Usta”, köylü kasketi, yılların eğemediği dimdik cüssesi ve olanca heybetiyle girdi Hemite köy mezarlığına...
Kabirler arasında yemlenen tavuklar kaçıştı.
Kalabalık heyet, saygıyla bir ağacın gölgesine sığıştı.
Dev yazar, orada 4 yaşında bir yetim oluverdi.
Köşedeki çift başlı mezara yaklaştı.
İki taşın arasında yatan, “927’de” kaybettiği babasıydı.
Taşın üstündeki namıyla, “Van muhaciri Hacıoğlu Sadık”.
Yaşar Kemal’in toprağıyla, topraklısıyla buluşmasına gelenler arasında en yakınları vardı. Nebil Özgentürk, Ayşe Kemal, Tarık Akan, Can Dündar ve Arif Keskiner de oradaydı. 

‘Yüreğim yanıyor’
Öldürüldüğü gün, 4 yaşındaki Kemal‘iyle camiye gitmişti Hacıoğlu Salih...
Van’da ölümden kurtarıp yanında büyüttüğü, göçerken Adana’ya getirdiği evlatlığı Yusuf da öbür yanındaydı.
Yusuf birden belindeki hançerine davranmış ve Hacıoğlu Sadık‘ın yüreğine saplamıştı.
“Kadın meselesi” demişlerdi sonradan...
Babasının şah damarından sızan kanı görmüştü Kemal...
Dehşete kapılmıştı.
O gece sabaha kadar “Yüreğim yanıyor“ diye inlemiş, sabah da, kekeme olarak uyanmıştı.
Babasının öldüğüne uzun süre inanmadı.
İnandırıldığında da öldü diye ona kırıldı, küstü.
Mezarına hiç gitmedi; kabrinin yanından bile geçmedi.
Ta ki düne kadar...
‘Usta’, devasa bir çınarın altında, dünyaya anlattığı insanlarla yemek yedi, sohbet etti.

Helalleşme vakti
Dün, bir kalem ustasının, kendisini doğuran Çukurova’ya dönüşüne tanık olduk.
Yaşar Kemal, toprağına borcunu, o toprağı ve insanını dünyaya tanıtarak ödemişti.
Şimdi, helalleşme vaktiydi.
Osmaniye dün, ona minnetini gösterdi.
Daha önce Belediye’nin açtığı Yaşar Kemal Parkı’nın içinde Osmaniye Valiliği’nce yaptırılan “Yaşar Kemal Kültür Evi“ törenle açıldı.

En yakınlarıyla
Osmaniye Vali Yardımcısı Mehmet Sadık Tunç, parkın içine bir “Yaşar Kemal Evi“ yaptırmayı aylar önceden kafasına koymuş, zar zor evi bitirmiş. Sonra bir Cumartesi sabahı Vali Celalettin Cerrah’a götürüp göstermiş. O da destek verince kapısına Yaşar Kemal‘in adını, içine külliyatını, fotoğraflarını, yabancı dilde basılmış kitaplarını koymuş. Ve bu buluşmayı düzenlemiş.
Yaşar Kemal‘in toprağıyla, topraklısıyla buluşmasına gelenler arasında en yakınları vardı:
Başta can yoldaşı Ayşe Kemal...
Sonra onunla ilk kez 1956’da Cumhuriyet bürosunda tanışmış, yaşadıklarıyla “Demirciler Çarşısı Cinayeti“ romanına ilham vermiş Arif Keskiner...
“Yaşar Kemal belgeseli“ne imza atmış Nebil Özgentürk...
Onunla ilkin Basınköy’de komşuluk, sonra dar günlerinde yolculuk etmiş Tarık Akan...
Yaşar Usta‘yı, 1970’lerin sonunda rahmetli hocam Ahmet Taner Kışlalı‘nın Kültür Bakanlığı döneminde, Yankı Dergisi bürosunda tanımış bir gazeteci olarak ben de onun bu tarihi gezisinin davetlileri arasındaydım.
Ama galiba asıl davet sahipleri, onu Yaşar Kemal olmadan önce, yasal takibattan kaçmak için değiştirdiği ismiyle, “Kemal Sadık Gökçeli” olarak tanıyan hemşerileriydi.
Davul zurnanın “Köroğlu“ türküsü eşliğinde alana giren dev yazarın köylüsünce karşılanışı görülmeye değerdi.
Yaşar Kemal, gezi sırasında karşısına çıkan İnce Memed heykelini selamladı.

Zulümden ödüle
O köyde babasının mezarını ve tek gözünü bırakıp çıktıktan sonra, ırgatlık, memurluk, öğretmenlik yapmış, 17 yaşından itibaren de, alabildiğine yoksulluk ile sınırsız zenginliğin buluştuğu Çukurova’da, kulağına fısıldanan efsaneleri, ağıtları yazarak yazarlığa başlamıştı.
Yazılarından ötürü yasaklardan, sorgulardan, mahpusluklardan geçmiş, zulüm görüp eziyet çekmiş, lakin “ipe çekeceklerini bilse de” yazmaya devam etmişti.
Dünyada okunmadık dil, dokunmadık yürek bırakmamıştı.
Zamanında İnce Memed‘i tehdit sayan, çekimine de gösterimine de izin vermeyen devlet, şimdi onu onur nişanlarıyla ödüllendiriyor, adına kültür evi açıyordu.

‘Hemite’ye gidelim’
Yaşar Kemal‘e dünyanın dört bir yanından davet yağar:
Ödül, fahri doktora, konferans, imza günü teklifleri...
90’lık dev, bunları kibarca reddeder.
Israrlı tekliflere rağmen hiçbir yere heykelinin yapılmasını istemez; niyetlenenlere ayak direr.
Kendisinin tabiriyle “Onun işi yazmaktır, konuşmak değil...”
Ama bu davet, doğduğu köyden gelince, -sağlığından endişelenen yakın çevresinin itirazlarına rağmen- “Buna gideceğim“ dedi.
Çünkü Hemite’de adına kurulan evde “İnce Memed”in torunları okuyacak, yazacak, çoğalacaktı.
Onlara bir çift sözü vardı. Onu söylemeye gelmişti.

‘Türkiye dinlesin!’


Dedi ki:
“Burada cennette büyüdüm ben... Çukurova’da muhacirdik. Türkmenler arasında tek Kürt aileydik. Ama hiçbir kötülük görmedim. Tersine: En sevgili çocuk bendim. Bütün çocukları döverlerdi. Kürt diye bana ilişmezlerdi. Bin yıl beraberdik. Türkiye bunu dinlesin: Bütün Türkiye benim köyüm gibi olsun...”

‘Hay senin sülalene!...’

Hemite kalesinin eteklerinde, mısır tarlalarının yanı başında, kendi adını taşıyan parkta sofra kurdular Yaşar Kemal‘e...
Devasa bir çınar, devasa bir çınarın altında, dünyaya anlattığı insanlarla yemek yedi.
“Yer Demir Gök Bakır“a, “Ölmez Otu“na ilham veren diyardaydık.
Karacoğlan‘ı, Dadaloğlu‘nu yetiştiren topraktaydık.
“Selvi Boylum Al Yazmalım”ın, “Yılanı Öldürseler“in, “Namus Borcu“nun çekildiği mekândaydık.
Yaşar Kemal, çocukken akşama kadar yüzdüğü Ceyhan’ın sularına bakarken, ahali dalga dalga ünlü hemşerisini görmeye geldi, sofrasını çevreledi.
“Alçakgönüllü büyüyen zeytin fidanları gibi” büyümüştü akranları, akrabaları, ahbaplarının çocukları...
Hepsiyle birer ikişer sohbete daldı:
“- Beni tanıdın mı Kemal?”
“- Kimsin sen?”
“- Döndüyüm ben emmoğlu...”    
Birazdan bir köylü kadını daha:
“- Ben Tatarın kızı Elif...”
“- Aboovvv..”
“- Ben de Talat’ın oğlu Abdullah’ım Yaşar Baba...”
“- Sizin evin önünde bir ağaç vardı ne oldu o..?”
“- Odun oldu Yaşar Baba...”
Kahkahalar...
“- Sen kimlerdensin?”
“- Hösemoğullarından...”
“- Hay senin sülalene...”
“- Baban kim?”
“- Nalbant Hasan’ın oğluyum.
“- O zaman baban hariç...”
Yine kahkahalar...
Derken efsaneyi gerçeğe bulayan bir serzeniş:
“- İnce Memed’den o kadar para kazandın, şuraya bi mezarını yaptırmadın Kemal...”
Yine kahkahalar...

Hemiteli Kemal
Ömrünün ilk çeyrek asrını beraber geçirdiği Sarı Veli’yle, iki gür ağaç gibi birbirine yaslanıp eski hatıraları yad ettiler.
Saatlerce sürdü bu kucaklaşmalar...
Sanki “İnce Memed“ dağdan inmiş, ziyaretlerine gelmişti.
Her gelen, ellerinden, yanaklarından, alnından öptü Toros yürekli, “Hemiteli Kemal”i...
Sonra...
Yine sımsıkı sarılıp vedalaştılar köylerinin bu büyük evladıyla...
“O iyi insanlar, o güzel atlara binip gitti” yine...
Geride Çukurova toprağınca bereketli, Hemite kalesince heybetli bir efsane bırakarak...

Milliyet/Can Dündar



Yorumlar (0)
15
açık
Günün Anketi Tümü
En Çok Sevdiğiniz Renk Hangisi?
Namaz Vakti 19 Nisan 2024
İmsak 04:38
Güneş 06:12
Öğle 13:08
İkindi 16:53
Akşam 19:55
Yatsı 21:22
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 32 87
2. Fenerbahçe 32 85
3. Trabzonspor 32 52
4. Beşiktaş 32 48
5. Rizespor 32 48
6. Başakşehir 32 46
7. Kasımpasa 32 46
8. Sivasspor 32 44
9. Antalyaspor 32 42
10. Alanyaspor 32 42
11. A.Demirspor 32 40
12. Samsunspor 32 38
13. Ankaragücü 32 37
14. Kayserispor 32 37
15. Konyaspor 32 36
16. Hatayspor 32 33
17. Gaziantep FK 32 31
18. Karagümrük 32 30
19. Pendikspor 32 30
20. İstanbulspor 32 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 30 68
2. Göztepe 30 60
3. Kocaelispor 30 52
4. Ahlatçı Çorum FK 30 52
5. Sakaryaspor 30 51
6. Bodrumspor 30 49
7. Boluspor 30 46
8. Bandırmaspor 30 46
9. Gençlerbirliği 30 44
10. Erzurumspor 30 41
11. Keçiörengücü 30 36
12. Şanlıurfaspor 30 34
13. Ümraniye 30 34
14. Manisa FK 30 33
15. Tuzlaspor 30 32
16. Adanaspor 30 32
17. Altay 30 15
18. Giresunspor 30 7
Takımlar O P
1. M.City 32 73
2. Arsenal 32 71
3. Liverpool 32 71
4. Aston Villa 33 63
5. Tottenham 32 60
6. Newcastle 32 50
7. M. United 32 50
8. West Ham United 33 48
9. Chelsea 31 47
10. Brighton 32 44
11. Wolves 32 43
12. Fulham 33 42
13. Bournemouth 32 42
14. Crystal Palace 32 33
15. Brentford 33 32
16. Everton 32 27
17. Nottingham Forest 33 26
18. Luton Town 33 25
19. Burnley 33 20
20. Sheffield United 32 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 31 78
2. Barcelona 31 70
3. Girona 31 65
4. Atletico Madrid 31 61
5. Athletic Bilbao 31 57
6. Real Sociedad 31 50
7. Valencia 31 47
8. Real Betis 31 45
9. Villarreal 31 39
10. Getafe 31 39
11. Osasuna 31 39
12. Las Palmas 31 37
13. Sevilla 31 34
14. Deportivo Alaves 31 32
15. Mallorca 31 31
16. Rayo Vallecano 31 31
17. Celta Vigo 31 28
18. Cadiz 31 25
19. Granada 31 17
20. Almeria 31 14