Çevre ile alakalı tehditlere izin vermeyiz

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, "Dünyada ekonomiler, uluslararası finans merkezleri vasıtasıyla globalleşiyor ama politikalar ulusallaşıyor. Politikaların ulusallaşmasıyla herbirimizin enerji sektöründeki kazanımlarının, dünyanın genel iklim değişikliğine ve çevreyle alakalı tehditler oluşturmasına müsaade etmememiz lazım" dedi.

Atlantik Konseyi Genişletilmiş Bakanlar Toplantısı'nın açılışında konuşan Yıldız, dün Paris'te yaptıkları Uluslararası Enerji Bakanlar Toplantısı'nı hatırlatarak, Atlantik Konseyi'nin zamanlamasının bu yüzden çok yerinde olduğunu söyledi.

Yıldız, oradaki tespitleriyle beraber hem ekonomik hem de enerji sektörünün birbirini nasıl etkileyeceğine ilişkin yansımaları konuşacaklarını aktararak, enerjinin etkin, verimli kullanılması ve Bakanlık olarak kişilerin nasıl yönlendirileceği konusunda değerlendirmelerde bulunacakları bilgisini verdi.

GSYH'sini 2,3 katına çıkartan, enerji tüketimini 1,7 katına çıkartan ülkelerin varlığına dikkati çeken Yıldız, "Bu şu demek; enerji yoğunluğunu çok daha etkili kullanan ülkeler vardır. Hem çevreyle beraber hem geleceğe olan borcumuzu ödeyerek, iklim değişikliklerini gözeten ve bu kaygıları içerisinde bulunduran bir yapıyla beraber projeleri gözetmemiz lazım" diye konuştu.

Yıldız, ister petrol, doğalgaz ister kömür olsun, bu kaynakların 2050 yılına kadar dünya enerjisinin yüzde 75'ini karşılayacağını düşündüklerini dile getirerek, bunun bir yandan avantajlı bir yandan da dezavantajlı olduğuna dikkati çekti.

Taner Yıldız, şöyle devam etti:

"Yapabileceklerimiz, çevrenin temizliği, iklim değişikliğiyle ilgili konularda daha sınırlı davranabileceğimiz mesajını veriyor. Gelişmekte olan ülkeler gelişmelerini tamamlayıncaya kadar sanayi yatırımları gibi birçok yatırım yapıyor ve arz güvenliğini ön plana alıyorlar. Tabii ülke olarak şunu söylememiz gerekiyor ki, enerji tasarrufu ve verimliliğiyle alakalı yapacak çok fazla işimiz var. Bununla ilgili çalışmaları devam ettiriyoruz. Bütün bakanlıkların, kamu kurum ve kuruluşların uymak zorunda olduğu bir strateji belgesi yayınladık. Ne kadarlık tasarruf yapabileceğimizi ve ne kadarlık bir enerji verimliliğiyle çalışabileceğimizin envanterini çıkarttık. Genelde hükümetlerin problemleri rakamlarladır. Envanterleri çok tespit edemiyor olmalarıdır. Siz tespit ettiğiniz ve teşhis koyduğunuz kadar tedaviyi yapabilirsiniz." 

- Kamu enerji santrallerinde 1 milyar dolarlık rehabilitasyon

Türkiye'nin kamuya ait enerji santrallerinde 1 milyar dolarlık bir rehabilitasyonla, şimdiye kadar 350-400 milyon dolarlık bir tasarruf elde ettiğini anlatan Yıldız, enerji tasarrufu ve yatırımlarının kendini 2-4 yılda amorti edebildiğini, bu yüzden çok karlı olduğunu vurguladı.

"Kısa bir örnek vermek isterim. Kalorifer kazanındaki bir boruyu düşünün. O borunun izole edilmesi hepimizde ortak kültür haline gelmiştir. Ama boruları birbirine bağlayan vanaların izole edilmesi dünyada çok az yapılan bir uygulamadır. Vananın üzerine geçirilen şeye eldiven diyorlar. Onun amortisman süresi 2 ay... Yani o kadar tasarrufu kendisine hemen dönüyor" diyen Yıldız,  kanun, mevzuat ve yönetmelik gibi pek çok konuda zorunluluklar getirdiklerini belirtti.

Yıldız, artık Türkiye'de A+ olmayan herhangi bir beyaz eşyanın, buzdolabının, bulaşık makinesinin imal edilmesinin yasak olduğuna dikkati çekerek, "İmal edilmemeli ki bir yandan kullanılmasın. Verimsizler kullanılmasın, verimliler kullanılsın. Bugün Türkiye'de, herhangi bir binanın izolasyonu olmaksızın imar ruhsatı alması ve oturum müsaadesi alması mümkün değildir" dedi.