Kurumlarda Sosyal Bilimcilere yer ve rol vermek

Sosyal bilimlere yeni bir bakış ve çalışma sistemi getirebilecek bir proje eşliğinde, Türkiye’de sosyal bilimleri, “problem çözücü” bir noktaya ulaştırmak gibi çok önemli bir görevimiz bulunmaktadır.

Eğitim 29.04.2014, 20:11 29.04.2014, 20:41 Mehmet Berke
Kurumlarda Sosyal Bilimcilere yer ve rol vermek
Türkiye’de  toplumun değerleri ve  kurumsal sistem   ciddi bir tehdit altındadır.  Toplumsal değerler ve  kültür, dışarıdan  gelen kasıtlı,  içeriden gelen  sorumsuz  yayın, açıklamalar  sebebiyle  yıpranıyor. Sistemli   bir şekilde yapılan  yıpratıcı tesirler, toplumsal değer  yargılarına  aldırış etmeden sürekli toplumu  baskı  altına alıyor.

Toplumsal değerler, uzun  zaman dilimi içinde  ve  insanlığın ortak kabulü ile  yerleşmiş ve muhafaza edilmiştir.  Bu değer, anlayış  ve  alışkanlıkları;  hiçbir  meşru  otoriteye sahip olmayan  bazı  haberci, sanatçı ve  siyasetçiler tarafından  hakaret  edilip, küçük düşürülmesi, ciddi  bir  hak ihlalini ve  kargaşayı  ortaya çıkarmaktadır.

Türkiye’de  medeniyet ve toplum krizini  tetikleyen ve  derinleştiren  bir keyfilik ve serbestlik  Osmanlı’nın son zamanlarından beri sürdürülmektedir. Toplumun, kendi  inanç, değer ve kültürünü koruma  konusunda   desteksiz  ve rehbersiz olduğunu söylemek, yanlış olmayacaktır.  Toplum denilen o  büyük güç,  batının uluslararası sömürü çarklarının  temscilcileri tarafından  korunmasız bir şekilde   yıpratılmaktadır. Bazan da, uluslarası ideolojik merkezler; toplumsal  güçten pay almaya çalışmaktadırlar.

Hükümet  ve hukuk kurumları, toplumun düzen ve  değerler  sisteminin korunması konusunda  hassas olmalı,  toplum kültürü   her ne sebeple olursa olsun,  güvence  altına alınmalıdır. Aile, ahlak  ve hukuk  kurumlarının  toplumda etkinlik kazanarak  kuralsız ve  toplumsal  desteği  bulunmayan  keyfi   organizasyon   ve  görüşlerin  kontrolü sağlanmalıdır. Özellikle basın ve medya yayınlarının,  belli değer, anlayış ve  inançlara yönelik keyfi ve sorumsuz tutum ve yayınları  engellenmelidir.

Bir toplumun  inanç, ahlak ve gelenek gibi  değer sistemleri,  üzerinde  politika yürütülecek ve  yıpratılmaya gelmeyecek  hassas  alanlarıdır. Bunlara olan inanç ve güven zedelenmesi halinde, toplumun tüm  sistemi bundan zarar görür ve  tedavisi de   uzun yıllar alır.  Bu yüzden,  toplum değerlerine yönelik suçlar,  insan öldürmek ve kişinin mal  ve yaşama güvenliğine zarar vermekten daha  büyük  bir  müeyyide ile karşılık görmelidir.

Türkiye’de  Sosyologlar, toplumun nabzını tutma konusunda yetkili  kılınmış bir meslek alanı değil.   Türk  yönetim sisteminin sosyal  sistemi   ve  meslek anlayış kültürü  de yeterince gelişmemiş durumda.  Kurumsal yapılar,    sosyal bilimcilerden  gereği gibi istifade edebilmeye açık bir  anlayış ve meslek kurallarına sahip  değil. Sadece din ve hukuk adamlarının değil,   sosyologların da  toplumsal düzen ve ahengin sağlanmasında   meşru ve kanuni bir  yetki sahibi olmaları gerekiyor.  Halihazırda, toplumsal kanunları derinliğine bilmeyen ve  davranış kurallarının metoduna sahip olmayan  yöneticiler, ciddi  hata ve yanlışlarla yüzyüze  geliyor ve  sosyal enerjiyi  boşa  çıkarabiliyorlar.

Türkiye’de yıllar önce  Terör’ün sosyal  temellerine inilmedi ve  olay sadece askeri  ve salt  güvenlik dinamikleri ile çözülmeye çalışıldı.  Ancak son yıllarda,  olayın  sosyal, ekonomik ve  kültürel boyutlarına  açılımlar getirilmeye başladı.  Fakat bu açılımların da,öncelikle  sosyal bilimcilerin  gözetiminde  ve yolgöstericiliğinde yapılması gerekiyor.  Siyasetçiler,  kendi  kanaatleri ile bunları çözmeye kalkışırlarsa, ciddi  problemlerle  karşılaşılabilir  ve beklenen etkili  neticeler alınamaz.

Yakın zamana kadar çocuk esirgeme yurtlarında,  ciddi  sosyal ve  ahlaki  sıkıntılar  yaşandı. Çocuklar istismar edildi ve kullanıldı.  Bu kurumlarda çocuk ve gençlerin  dünyaları,   kültürel ve ahlaki değerler ile donatılamadı. Sonunda çok  ciddi  istismar ve  menfaat   türleri ortaya çıktı.  Tek kelime ile ailenin yeri doldurulamadı. Bunun üzerine,  hükümet; ailelere maddi yardım yaparak çocuklarına sahip olmaları ve onları ihtimamla yetiştirmeleri  içinailelere maddi yardım yaparak, çocuklarını kurumdan evlerine almalarını teklif etti. Bu uygulama ile birçok çocuk ve genç  ailelerine döndü ve   konu, sosyal bir mantık ile  çözüldü. Çünkü  her  varlık; kendine uygun ortamlarda gelişme  ve  rehabilite  edilme imkanına sahip olmaktadır.

Bir süre  önce  bazı suçlular,  af kapsamına alındı  ve   kontrol edilerek, toplumun içinde normal hayata adapte edilmeleri düşünüldü. Fakat bu suçluların fiziki takibi yeterli oldu  mu?  Yaklaşık, iki yıla yakın bu uygulama, hangi  noktaya geldi?   Bu incelenmiş değil. Bu insanları suça iten ve onları  çevrelen şartlar incelenebildi mi?  ? Suçluların toplum içindeki  problemleri veya rehabilitasyonu,  batı’dauygulandığı  gibi elektronik kelepçe  ile çözülebilecek mi? Kaldı ki, batı’da  suçluların rehabilitasyonunun sağlandığına dair  somut sonuçlar  gösterilemiyor.

Sonuç olarak, birçok  konu;  derinliğine inilmeden ve arka planı araştırılmadan çözülmeye çalışılıyor. Fakat,  bu uygulamaların sosyal boyutu ve  işleyiş şeklinde  uzman sosyal bilimcilerin  bulunmayışı ve  sosyal bilim kültürü ile uygulamasına yönelik  yetişmiş elemanların azlığı, toplumdaki problemleri ve aksaklıkları köklü bir şekilde çözmeyi engellemektedir.

Sosyal bilim  eğitimimiz de, batıdaki bilgilerin tekrarı  olması dolayısıyla; toplumu  ve insanımızı anlama noktasında yetersiz kalmakta  ve kendi fonksiyonunu gereği gibi yapamamaktadır.  Dolayısıyla, sosyal bilimlere yeni bir bakış ve çalışma sistemi getirebilecek  bir proje  eşliğinde Türkiye’de sosyal bilimleri,  “problem çözücü” bir noktaya ulaştırmak gibi  çok önemli bir  görevimiz bulunmaktadır.  Batı toplumu için hazırlanmış reçeteler ile kendi insan ve kurumsal yapılarımızı düzenleme imkanımız  yoktur.  Batı, bizim için sadece  bilgi farklılığı açısında  değer taşıyabilir. Sistem ve metot  bakımından fazla bir  katkı  sağlama durumu yoktur. Böyle bir riskin önlenmesi, sosyal bilimlerin toplumsal yapıyı ve kurumları güçlendirici ve  yönlendirici çalışmaları ile  sağlanabilir.

Prof.Dr. Sami Şener



Yorumlar (0)
15
açık
Günün Anketi Tümü
En Çok Sevdiğiniz Renk Hangisi?
Namaz Vakti 29 Mart 2024
İmsak 05:18
Güneş 06:45
Öğle 13:14
İkindi 16:45
Akşam 19:32
Yatsı 20:54
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 30 81
2. Fenerbahçe 30 79
3. Trabzonspor 30 49
4. Beşiktaş 30 46
5. Kasımpasa 30 43
6. Başakşehir 30 42
7. Rizespor 30 42
8. Antalyaspor 30 41
9. A.Demirspor 30 39
10. Alanyaspor 30 39
11. Sivasspor 30 38
12. Samsunspor 30 36
13. Kayserispor 30 36
14. Ankaragücü 30 33
15. Hatayspor 30 33
16. Konyaspor 30 33
17. Gaziantep FK 30 31
18. Karagümrük 30 30
19. Pendikspor 30 29
20. İstanbulspor 30 13
Takımlar O P
1. Eyüpspor 27 64
2. Göztepe 27 56
3. Sakaryaspor 27 47
4. Ahlatçı Çorum FK 27 45
5. Kocaelispor 27 45
6. Bodrumspor 27 44
7. Boluspor 27 43
8. Bandırmaspor 27 41
9. Gençlerbirliği 27 40
10. Erzurumspor 27 37
11. Ümraniye 27 33
12. Keçiörengücü 27 32
13. Manisa FK 27 31
14. Şanlıurfaspor 27 27
15. Tuzlaspor 27 27
16. Adanaspor 27 27
17. Altay 27 15
18. Giresunspor 27 7
Takımlar O P
1. Arsenal 28 64
2. Liverpool 28 64
3. M.City 28 63
4. Aston Villa 29 56
5. Tottenham 28 53
6. M. United 28 47
7. West Ham United 29 44
8. Brighton 28 42
9. Wolves 28 41
10. Newcastle 28 40
11. Chelsea 27 39
12. Fulham 29 38
13. Bournemouth 28 35
14. Crystal Palace 28 29
15. Brentford 29 26
16. Everton 28 25
17. Luton Town 29 22
18. Nottingham Forest 29 21
19. Burnley 29 17
20. Sheffield United 28 14
Takımlar O P
1. Real Madrid 29 72
2. Barcelona 29 64
3. Girona 29 62
4. Athletic Bilbao 29 56
5. Atletico Madrid 29 55
6. Real Sociedad 29 46
7. Real Betis 29 42
8. Valencia 28 40
9. Villarreal 29 38
10. Getafe 29 38
11. Las Palmas 29 37
12. Osasuna 29 36
13. Deportivo Alaves 29 32
14. Mallorca 29 30
15. Rayo Vallecano 29 29
16. Sevilla 29 28
17. Celta Vigo 29 27
18. Cadiz 29 22
19. Granada 28 14
20. Almeria 29 13