Gödel İle Hanefi Avcı'nın Eksiklik Teoremi...

“Herkes aynı fikirdeyse, hiç kimse yeterince düşünmüyor demektir.” Mevlana

Bilim & Teknoloji 13.01.2017, 11:57 13.01.2017, 11:58 Emre
Gödel İle Hanefi Avcı'nın Eksiklik Teoremi...

Eksiklik Teoremi, Kurt Friedrich Gödel’ in1931 yılında doktorasında verdiği “Über formal unentscheidbare Sätze der Principia Mathematica und verwandter Systeme.” (Principia Mathematica Gibi Dizgelerin Biçimsel Olarak Karar Verilemeyen Önermeleri Üzerine) başlıklı makalesinde 4. önerme olarak geçer. Sezgisel olarak matematikte belitlere (aksiyom) dayanan her sistemin tutarlı olması dahilinde eksik olması gerektiğini bildirir. Bu bildiri matematik dünyasında büyük yankıya neden olup, bundan sonra matematiğin yönü değişmiştir.

Gödel buradan şu iki sonuca varmıştır:

“1. Elementer aritmetik içeren aksiyomatik bir sistem tutarlı ise eksiksiz değildir.

2. Elementer aritmetik içeren aksiyomatik bir sistemin tutarlılığını sistemin kendi içinden (sistemin kendi formüllerini ve işlemlerini kullanarak) ispatlamak mümkün değildir.”

Başka bir deyişle :

1. Sistem aynı zamanda hem tutarlı hem de eksiksiz olamaz. (Bu genellikle eksliklik teoremi olarak bilinir).

2. Belitlerin tutarlılığı sistem içerisinde kanıtlanamaz.

Ayrıca Albert Einstein’ e maledilen bir söz vardır : “Bir sorun’ un çözümü, o sorun’ un meydana geldiği paradigma içinde kalarak, o paradigmanın verileri ile elde edilemez.”

Einstein’ nin bu sözü de Gödel’ in 4. üncü teoremini açıklamaktadır. Ancak Hanefi Avcı “Haliçte Yaşayan Simonlar” başlıklı kitabında, bilerek ya da farkında olmadan Gödel’ in sözü edilen teoremine, matematiksel değil, ama sözel olarak büyük bir açıklık getirmektedir. Bunun için kitabın ilgili bölümüne bir göz atalım. Hanefi Avcı diyor ki :

“İstanbulda görev yaptığım 1992 – 1996 yılları arasında görev yerim Gayrettepedeydi. Her gün akşam geç saatte, özellikle saat 23.00 sularında Gayrettepeden çıkıp evimize giderken Haliçten geçiyorduk. Haliç o zamanlar inanılmaz kötü kokuyordu, tam olarak lağım kokusu duyuluyordu ve ben bu kokuya dayanamıyordum. Arabanın bütün camlarını kapatıyordum. Koku gelmesin diye burnumu parmaklarımla kapatmama rağmen Haliçten gelen hafif bir koku bile midemi bulandırmaya yetiyordu. Haliçten geçmek benim için bir ölümdü, daha yaklaşmadan Ok Meydanında burnumu kapatmam gerekiyordu, ta ki tüneli geçinceye kadar. Fakat Haliç’in etrafında yaşayan insanlara bakıyordum; onlar parklarda geziyor, yemek yiyor, hatta bir kısmı piknik yapıyordu, bu kötü kokudan sanki hiç rahatsız değillerdi. Bu durum bana tuhaf gelmişti. Demek ki, kötü bir ortamda bulunan insanlar bir müddet sonra oraya uyum sağlayıp alışıyorlar ve bu ortamın çirkinliğini göremiyorlardı. Ne kadar kötü ve sağlıksız bir ortamda bulunulursa bulunulsun bir süre sonra kişinin bünyesi bu duruma uyum sağlayarak kötülüğün farkına varamıyordu..

Bir an için düşündüm. İnsanın içinde bulunduğu koşullara gösterdiği uyum, pis kokan bir ortama bile uzun süre kalınca alışması, bunu kabullenmesi sadece fiziki ortamla mı ilgiliydi? Yoksa düşünceler, sosyal davranışlar, etik kurallar gibi toplumsal hayatı etkileyen unsurlar için de geçerli miydi? Aynı şekilde ortama uyum sağlama anlayışını toplumsal hayatın bütün alanlarına yansıtarak, içinde yaşadığımız çok kötü ortamı bile normalleştirmiştik, dolayısıyla hiçbir rahatsızlık duymadan yaşıyorduk.

İnsanlar uzun süre kaldıkları ortamda yanlışlıklara, hatalara ve bütün anormalliklere alışıyor, uyum sağlıyor. Türkiye için de aynı şey söz konusu. Hürriyetlerin kısıtlandığı, baskının hakim olduğu, yanlış ve mantığa uygun olmayan bir Türk idari sistemi, Türk toplum yapısı ve özellikle kirli, yozlaşmış bir kamu sistemi içersinde uzun süre kalan ve bu atmosferi teneffüs eden insanlar, bizler hepimiz, bu ortamın kötülüğünü, pisliğini artık algılayamıyoruz….”

Hanefi Avcı böyle söyleyerek aynı ortam ya da küme içindeki insanlar ile onların düşünebilecekleri yöntemlerle var olan sorunlara bir çıkar yol bulunamıyacağını anlatmaya çalışıyor. “Zira küme içindekiler sorunların farkında bile değillerdir” diyor.

O halde ne yapmalı?…

Çözümleri getirebilmek için, ya ortamın (kümenin) dışında olarak gerçekleri gözlemleyebilmeli, ya da ortamın (kümenin) içinde olduğumuz halde, zihnen dışına çıkıp gerçekleri açıklıkla görebilmeliyiz.

Bunun ikincisine en güzel örnek Mustafa Kemal ATATÜRK’ tür. O Osmanlı düzeni içinde yetişmiş olduğu, bir Osmanlı paşası olduğu halde, zihnen içinde bulunduğu kümenin dışına çıkarak, gerçekleri açık bir biçimde görmeyi başarmıştır. Bundan ötürü de ulusu düşmüş olduğu derin uçurumun dibinden çıkarıp, dağların doruklarına yükseltmeyi başarmıştır.

Bunun tersi durumda olan Osmanlı Padişahı ile çevresidir. Bunlar içinde bulunulan korkutucu durumun hiç farkında olmadıklarını, Sevr Antlaşmasını kabul edip, işgal kuvvetlerine gösterdikleri kolaylıklarla, ulusun kurtuluş yolu olan Kurtuluş Savaşını devlete karşı bir isyan gibi algılayıp, ilan ederek gösterdiler. Onların önerdikleri çözüm yolları geçerli olsaydı bu gün Türk ulusu yok olup gitmişti.

Birinciye örnek ise 21 Şubat 2001 tarihinde başlayan ekonomik kriz sonrası, dışardan Kemal Derviş’ in getirilerek soruna çözüm aranmasıdır. Kemal Derviş yurt dışında çalışan bir bürokrat olduğundan, sorunu dışardan gözlemleyerek ekonomik çözümleri getirmeyi başarmıştır.

Bütün bunlardan anlaşılıyor ki, metematiğin en karmaşık teoremleri (Kurt Gödel’ in Eksiklik Teoremi gibi) bile, sade bilimsel araştırmalarda değil, günlük yaşam içinde de işe yarayabiliyor. Sorunların çözümlerine ışık tutabiliyor.

Bu durum, “Matematikte dört işlemden ötesi yaşamda ne işe yarar ki…” diyenlerin kulaklarına küpe olmalıdır!!…

Kurt Friedrich Gödel Kimdir ? (28 Nisan 1906 – 14 Ocak 1978)

Mantıkçı, matematikçi ve matematik felsefecisidir. Kendi ismiyle anılan Gödel’in Eksiklik Teoremi ile tanınır.

Teoremlerinde tam sayı aritmetiğini içerecek kadar karmaşık herhangi bir sistemin içinde, sistemin aksiyomlarından yola çıkarak doğruluğu veya yanlışlığı kanıtlanamayacak önermeler bulunacağını ispatlamıştır. Bunun için ise Gödel numaralandırması ismi verilen bir metod geliştirmiştir. Meşhur teoremini Viyana Üniversitesindeki doktora çalışması sırasında 1931 yılında ispatlamış, bununla 20. yüzyıl matematiğinin yönünü değiştirmiştir.

1940′larda Princeton Üniversitesi İleri Araştırmalar Enstitüsünde Kurt Gödel, Einstein’ın kütle çekimi alanı denklemlerine, ekseni etrafında dönen bir evreni tanımlayan bir çözüm getirdi. Evrenin dönüşü ışığı (ve dolayısıyla cisimler arsındaki nedensellik bağlarını da) birlikte sürükleyecekti. Dolayısıyla maddi cisimde, ışık hızını aşmaya gerek kalmaksızın uzayda ve zamanda kapalı bir halka çizecekti. Gödel’in modeli, zamanda geriye gitmenin görelilik kuramınca yasaklanmadığını ortaya koydu. Kurt Gödel, Einstein’ın alan denklemlerini kullanarak, bir evren modeli tasarladı. Tasarım Einstein’ınkine benziyordu ama Gödel’in yaklaşımında kozmolojik sabitlere negatif bir değer veriliyordu. Einstein da kuramının bazı durumlarda geçmişe yolculuğa izin verdiği düşüncesinden rahatsızlık duyduğunu ifade etmiştir. Yalnız Gödel’in bu modeli gökbilimcilerin gözlemlediği kütleçekimsel kızıla kayma tarafından yanlışlanmaktadır.

İçine kapanık bir kişiliği olan Gödel, son yıllarında zehirleneceği paranoyasına kapılarak hiçbir şey yememeye başlamış, bunun sonucunda beslenme eksikliğinden 14 Ocak 1978′de Princeton’da ölü bulunduğunda cenin pozisyonundaydı ve sadece 29.5 kiloydu.



Yorumlar (0)
15
açık
Günün Anketi Tümü
En Çok Sevdiğiniz Renk Hangisi?
Namaz Vakti 25 Nisan 2024
İmsak 04:27
Güneş 06:03
Öğle 13:07
İkindi 16:55
Akşam 20:01
Yatsı 21:31
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 33 90
2. Fenerbahçe 33 86
3. Trabzonspor 33 55
4. Beşiktaş 33 51
5. Başakşehir 33 49
6. Rizespor 33 48
7. Kasımpasa 33 46
8. Antalyaspor 33 45
9. Alanyaspor 33 45
10. Sivasspor 33 45
11. A.Demirspor 33 41
12. Samsunspor 33 39
13. Ankaragücü 33 37
14. Kayserispor 33 37
15. Konyaspor 33 36
16. Gaziantep FK 33 34
17. Hatayspor 33 33
18. Karagümrük 33 33
19. Pendikspor 33 30
20. İstanbulspor 33 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 31 69
2. Göztepe 31 63
3. Ahlatçı Çorum FK 31 55
4. Sakaryaspor 31 54
5. Bodrumspor 31 52
6. Kocaelispor 31 52
7. Bandırmaspor 31 47
8. Boluspor 31 47
9. Gençlerbirliği 31 47
10. Erzurumspor 31 42
11. Ümraniye 31 37
12. Manisa FK 31 36
13. Keçiörengücü 31 36
14. Şanlıurfaspor 31 34
15. Tuzlaspor 31 33
16. Adanaspor 31 32
17. Altay 31 15
18. Giresunspor 31 7
Takımlar O P
1. Arsenal 34 77
2. Liverpool 34 74
3. M.City 32 73
4. Aston Villa 34 66
5. Tottenham 32 60
6. M. United 33 53
7. Newcastle 33 50
8. West Ham United 34 48
9. Chelsea 32 47
10. Bournemouth 34 45
11. Brighton 32 44
12. Wolves 34 43
13. Fulham 34 42
14. Crystal Palace 34 39
15. Brentford 34 35
16. Everton 34 33
17. Nottingham Forest 34 26
18. Luton Town 34 25
19. Burnley 34 23
20. Sheffield United 34 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 32 81
2. Barcelona 32 70
3. Girona 32 68
4. Atletico Madrid 32 61
5. Athletic Bilbao 32 58
6. Real Sociedad 32 51
7. Real Betis 32 48
8. Valencia 32 47
9. Villarreal 32 42
10. Getafe 32 40
11. Osasuna 32 39
12. Sevilla 32 37
13. Las Palmas 32 38
14. Deportivo Alaves 32 35
15. Rayo Vallecano 32 34
16. Mallorca 32 31
17. Celta Vigo 32 31
18. Cadiz 32 25
19. Granada 32 18
20. Almeria 32 14